31 Mart yerel seçimleri, her daim olduğu gibi sokaklara, kahvehanelere, hatta evlerin salonlarında masaya yatırıldı.

Herkesin dilinde bir değişim beklentisi var, değil mi?

Bazıları değişimden yana değil tabii ki.

Kimimiz umutlu, kimimiz kuşkulu; fakat hepimiz, bu seçimin getireceği değişiklikleri merakla bekliyoruz.

Neyse ki meraklı bekleyişin bitmesine saatler kaldı.

Uzun süredir bu yoğun bekleyiş ve konuşmaların içindeyiz.

Çok konuşuldu bu seçim.

Sokaklarda, kahvehanelerde, hatta market sıralarında bile konuşulan tek şey bu.

 "Acaba ne olacak?" kimi "Yeni yüzler göreceğiz artık" diyor, kimi "Aynı tas, aynı hamam" diyerek geçmişe gönderme yapıyor.

Kimi çok umutlu, kimileri ise korkulu.

Ancak bir gerçek var ki, bu seçim her zamankinden farklı.

Toplum, her geçen gün daha bilinçli hale geliyor ve tercihlerini bu bilinçle belirlemek istiyor.

Farklı dememin sebebi daha kesin konuşmalar, çalışmalar, değişen düşüncelerden kaynaklı.

Çünkü sadece parti rozeti değil, adayların vaatleri ve geçmiş performansları da tartışma konusu.

Kimi, değişimin getireceği umudu taşıyor içinde.

Belki de yeni gelenlerle birlikte belediyelerin hizmet kalitesinde bir artış yaşanır diye düşünüyorlar.

Düşünmemek elde değil.

Kimi ise değişimin beraberinde belirsizlik getireceğini, alışılmış düzene ayak uydurmanın zor olacağını düşünüyor.

Herkes kendine göre haklı.

Seçime saatler kala heyecan daha da artmışken ben sorunsuz adaletli bir seçim olmasını diliyorum.

Sonuç ne olursa olsun, önemli olan demokrasinin işlemesi ve halkın iradesinin yansıması.

Yeni bir dönemin başlangıcı olacak bu seçim, umarım ülkemiz için hayırlı olur.