Başlığı görünce aklınıza ilk olarak ne geldi acaba?

Bursaspor'da yine bazı futbolcuların kadro dışı bıraktığı mı?

Aykut Akgün, Cüneyt Köz veya İsmail Çokçalış gibi...

Hayır...

Kesinlikle hayır...

"SÜRGÜN" YERİ OLMAMALI

Bir kere... 

Vakıfköy'ün; A takımdan gönderilen futbolcuların "ceza çekme" ve "sürgün" yeri gibi algılanması ve böyle bir uygulamaya gidilmesi çok yanlış!..

Vakıfköy, eskiden olduğu gibi, her zaman Türk futboluna yetenekli isimler yetiştiren "futbolcu fabrikası" olarak anılmalıdır.

HAYALLERİN GERÇEKLEŞTİĞİ YER

Hatırlarsınız;

Tesislerde yapılan yenileme ve geliştirme çalışmalarıyla; Ali Ay döneminde; 11 Aralık 2018'de A takımın da katılımıyla düzenlenen törenle camiaya tanıtılan Vakıfköy'ün kapısına, "Hayallerin gerçekleştiği yer" mottosu yazılmıştı.

Zaten, küçük Timsahlar da yıllardır hayallerinin peşinden koşmak için Vakıfköy'e akın ediyorlar...

"2.ŞAMPİYONLAR VAKIFKÖY'DEN ÇIKACAK"

Vakıfköy denince; 

İlk olarak herkesin aklına, 10 yıl kadar önce oluşan "2.Şampiyonlar Vakıfköy'den çıkacak" sloganı gelmeli...

Altyapının daha da verimli olabilmesi için;

Bursaspor Futbol Akademisi'ne daha fazla yatırım yapılmalı...

"KARAKTER EFSANE YAPAR"

Ayrıca, efsane boksör Muhammet Ali'nin;

"Yetenek, sporcuyu şöhret yapar, karakter ise efsane" sözünün gerçeğe dönüşmesi için; Enes Ünal gibi daha çok karakterli yetenekler yetiştirmek gerek.

Bunun için öncelikle, genç kramponlara;

"Sen işini iyi yap! İşini iyi yapmak; kazancının karşılığı değil, karakterinin yansımasıdır!" mottosunu iyi özümsetmek lazım.

"Bir an önce kendimi gösterip yırtayım ve en kısa sürede zıplayıp parayı bulayım" diye düşünen delikanlılar varsa; onlara da "önce karakterli ol ki, herkesten saygı göresin" düşüncesi enjekte edilmeli...

Zira, karakteri sağlam gelişen gençler, yeteri kadar aidiyet duygusuna da sahip olur.

Gitmek istese de, uygun bir şekilde ve kulübüne para kazandırarak gider...

İşin bu tarafı böyle....

VAKIFKÖY'DE U19 İLE MAÇIN ÖNEMİ

Gelelim Bursaspor'un dün Vakıfköy Orhan Özselek Tesisleri'nde giderek, U19 Takımı ile taktik maçı yapmasına...

Bu durum gayet normal...

Aslında genellikle, hocalar, U19 takımlarını çağırır ve antrenman maçlarını Özlüce'de yapar...

ÇAĞIRMIYOR, KENDİ GİDİYOR

Ama Tamer Hoca, 2003-2004 sezonunda kendisinin de futbolcu olarak çalıştığı Vakıfköy'e takımı götürdü.

Bakın, dikkat edin;

U19'u çağırmadı, kendisi takımı alıp götürdü.

Düşünsenize;

A takımın, Orhan Özselek Tesisleri'ne geleceğini duyan futbolcular ve personel ne büyük heyecan yaşamıştır.

Zira, A takıma ev sahipliği yapma duygusu bile gençlere iyi gelmiştir.

Ayrıca...

Yabancı futbolcular ve yeni transferler de, altyapıyı daha yakından tanıma fırsatı bulurlar.

TAMER TUNA YAKIN TAKİPTE

Tamer Tuna da, ağabeylerine karşı kendisini göstermek ve hocanın gözüne girmek için tüm yetenekleri sergileyen gençleri yakından takip etme şansı buluyor.

Hatta öyle ki;

Tamer Hoca, Vakıfköy buluşmalarını sık sık tekrarlamayı planlıyormuş.

Pandemi düzelirse, A takım ile U19 ve U17 takımları, ileride maç dışında; birlikte yemek yerler, çay kahve içip sohbet etme şansı da bulurlar.

KAPTAN FURKAN EMRE ÜNVER

Dünkü maçın kadroları açıklanmadı ama...

Kulübün servis ettiği fotoğraflarda Furkan Emre Ünver'in Vakıfköy'deki maçta "kaptanlık" yaptığını görünce, ufak bir araştırma yaptım.

Maça 11'de başlayan 1997'li stoper Ünver; Massimo Bruno, Namık Alaskarov, Ofosu, Elton Acolatse ve 33 yaşındaki Mehmet Erdem Uğurlu gibi tecrübeli kramponlara, hocasının verdiği görevle; yetiştiği tesislerde kaptanlık yapmış.

Takımın en eskisi konumunda olan ve Enes Ünal'la birlikte 1997'li altın jenerasyondan gelen Furkan Emre, cezalı Taha Altıkardeş'in yokluğunda, pazar günkü Erzurum maçına Zalazar'la birlikte o formaya aday 2 stoperden biri...

Tabii, ön liberodan devşirilip stopere çekilme olasılığı olan Kubilay Sönmez'i de unutmamalıyız.

BU UYGULAMAYI DESTEKLİYORUM

Velhasıl kelam;

Açıkçası, Vakıfköy'e gidip maç yapmak gibi uygulamaları destekliyorum.

Böylece, Özlüce ile Vakıfköy arasındaki mesafe kısalır!

İlişkiler daha sıcak olur.

Bunu yakınlarımdan da biliyorum.

Örneğin;

2006-2007'de Bursaspor PAF (U21) Takımı'nda yer alan kayınbiraderim Enis Söker, o zaman Vakıfköy'de olan Bursaspor A Takımı ile her perşembe yapılan çift kale maçta oynardı.

Stoper kardeşim Enis, kendisinden 10 yaş büyük forvet Burak Akdiş'i marke ediyordu. Verdiği o mücadeleyi anlatırken de gözleri parlardı.

A takımda idolü olan futbolculara karşı oynarken yaşadığı heyecanı anlatırdı annesine, babasına, bize...

NE KADAR YATIRIM, O KADAR VERİM

İşte o nedenle, bu tür dokunuşları önemsiyorum.

Sonuçta;

Altyapıya yapılan yatırım ne kadar artarsa, alınacak verim de o oranda artar...

DİP NOT: Ara transfer, bugün (12 Ocak) resmen başladı ve 8 Şubat'ta sona erecek.

Haydi hayırlısı...