Bursaspor, son 1 haftadır, bu sezon hiç olmadığı kadar başarılı ve de mutlu...

Camiada herkesin yüzü gülüyor...

Moraller yüksek...

Çarşıda, pazarda, bulvarda, sokakta denk geldiğimiz Bursaspor sevdalıları çok mutlu...

Sadece...

Pandemi nedeniyle Timsah Arena'ya gidemedikleri ve genç kadroyu bağırlarına basamadıkları için çok üzgün taraftarlar!..

3 MAÇTA TAM 10 GOL

Gelelim takıma...

Timsah; 8 günde, ligde ve kupada 3 galibiyet alırken, tam 10 gol attı, 5 gol yedi.

Bu flaş galibiyetler;

Genç Timsahlar'ın özgüven kazanmasında büyük rol oynadı.

Daha geçen haftaya kadar üst üste 2 galibiyet alamayan yeşil-beyazlı ekibin, kupa dahil, 8 günde 3 kez kazanması her açıdan önemli.

ÖZGÜVEN VE GÜVEN DUYGUSU

Oyuncuların özgüven kazanması kadar, kentin de takıma olan güveni arttı.

Bu başarıda, "Vakıfköy ruhu"nun da büyük faktörü var.

Zira, 57 yıllık kulüp tarihinde, her zaman altyapıdan yeni yetenekler yetişmiştir.

Malum, yemek yaparken bile malzemeyi bir süre pişirmek gerekiyor.

Bu yetişen gençlerin de, maç ve lig deneyimi kazanması çok önemli...

Bu yıl, teknik direktör Mustafa Er, sezon başında olmayan iskeleti oluşturmak için eldeki gençleri pişirmeye çalışıyor.

HEM PİŞİRİYOR HEM GELİŞTİRİYOR

Kolay mı?

Birçok genç, hayatlarındaki ilk profesyonel imzaları sezon başında atıp, ilk profesyonel maçlarını bu sezon oynadılar.

Geride kalan 14 haftada takımın gelişimi de ortada...

Yani, hem pişiriyor, hem de geliştiriyor Mustafa Hoca...

KONDİSYON DA ARTTI

Futbolcuların fizik kondisyonları artık 90 dakikaya yayılmaya başladı.

Hatta, Göztepe kupa maçında Genç Timsahlar, 90 dakika değil, 120+3'e kadar hiç durmadan koştular ve de son düdüğe kadar savaştılar.

KURU GÜRÜLTÜYE PABUÇ BIRAKMAZLAR

Şunu çok iyi biliyoruz ki;

Vakıfköy'ün ruhunda "pes etmek yok"tur.

Geri vitese takmazlar!

Kuru gürültüye pabuç bırakmazlar (Bak resim; Çağatay'ın Göztepe maçında üzerine gelen rakibine babalanması!).

GENLERİNDE VAR...

Genlerinde;

İnat etmek vardır,

Savaşmak vardır!

Takım ruhu vardır!

Yardımlaşma vardır!

Bakın;

Göztepe maçında, "beraber" hareket eden oyuncular, birlikte zafer pozu veriyorlar.

Otobüste sevinirken de, tezahürat yaparken de bütünleşiyorlar.

MALZEMELERİ 2.KAPTAN EMİRHAN TAŞIYOR

"Yardımlaşma" demişken...

Mustafa Er, İzmir'de maçtan sonra mikrofonlara demeç verirken, otobüse götürülen malzeme arabasını, ilk 11 oyuncusu Emirhan Aydoğan itiyor.

Evet, yanlış okumadınız, 16-17 yaşındaki en genç oyuncular değil, 2.Kaptan Emirhan malzemecilere yardım ediyor.

Ortada ne "ego" var, ne de "kaptanlık taslama"...

Böyle bir kenetlenmeden ve inanç birlikteliğinden sonra başarının gelmesi de daha kolay oluyor.

HAVAYA GİRMEDEN AYNEN DEVAM

Öyleyse;

Havaya girmeden,

Ayakları yere sağlam basarak,

Aynı inançla, hırsla, iştahla ve coşkuyla mücadeleye devam gençler...

Çünkü;

"Vakıfköy ruhu" asla pes etmez!.. 

BATUHAN "KARE AS" YAPTI!

Bugün, maçtan sonra yazamadığım bir konuya da değinmek istiyorum.

İtalya, İspanya, Fransa gibi ülkelerde, bir maçta 4 gol atan oyuncuya "poker yaptı" deniyor.

Bence, "poker" kelimesiyle, spor bir arada pek bağdaşmıyor!

Bunun yerine, 4 gol atana "kare as" yaptı denebilir.

Zira, gazetelerde yapılan lig panoramalarda, "Haftanın Kare Ası" kısmında, o haftanın en başarılı 4 oyuncusu yer alır.

O nedenle, futbola yabancı bir benzetme değil...

Ben bundan sonra, 4 gol atana "Kare as yaptı" diyeceğim.

Size iki örnek;

Batuhan, poker yaptı!

Batuhan, kare as yaptı!

Sizce hangisi daha güzel duruyor?

EFSANE GOLCÜ ERCÜMENT'TEN GENÇLERE MESAJ

1995 İntertoto Kupası'nın; Musisi ve Baliç'le birlikte efsane isimlerinden olan unutulmaz golcü Ercüment Şahin, anlamlı bir mesaj gönderdi İsviçre'den Özlüce'ye...

Bakın, ne diyor Ercüment Şahin:

"Kupa zaferinden sonra Bursaspor Başkanı, primleri arttırmış. Oyuncuların yerinde olsam, primin yarısını bir havuza toplar, Vakıfköy'e gönderirdim. Tüm emekçilere (hoca, masör, çaycı, aşçı, temizlikçi, bekçi gibi) Onların da hakkı..."

Gerçekten de...

Gençler için güzel bir "vefa örneği" olur.

Bizden aktarması...