Vahit Doğan...

Bursaspor'un bir efsane ismini daha ebediyete uğurladık.

80 yaşında ayrıldı aramızdan...

Cumartesi sabahı acı haberi alınca büyük şok yaşadım.

Zira, "delikanlılara taş çıkartan" bir yapısı vardı!

Ama işte, emir Allah'tan gelince, kelimeler yetersiz kalıyor!..

Allah gani gani rahmet eylesin efsane büyüğümüze...

AİLECE SPORCU...

Vahit Hoca, Olgunlar Turnuvası'nda da oynasa, yaşı kaç olursa olsun, o hırsını sahaya çok iyi yansıtırdı.

İddialıydı.

Tuttuğunu koparırdı.

Müthiş bir enerjiyle ve tempoyla oynardı.

Aynı zamanda sporcu bir aileye de sahipti.

1980'li yıllarda ben ortaokuldayken, kızı Yeşim, Atatürk Lisesi'nin kız basket takımının lideriydi.

Tıpkı babası gibi inatçı ve hırslı bir basketbolcuydu.

Hatta, halen veteranlar basketbol takımıyla parkeye çıkıyor.

Benden bir yaş büyük olan oğlu Cenk de yine 80'lerde çok iyi bir tenisçiydi.

Burgaz Motel Köksal'da birçok final maçını izledim.

O da babasından aldığı genlerle yenilgiye hiç tahammül edemezdi ve bazen hırsını raketinden çıkarırdı!

Damadı Ahmet Suphi Evke zaten Bursaspor'un eski kaptanlarından ve BPFDD Başkanı...

Torunu Taha Evke de Bursaspor altyapısından yetişti ve birçok takımda oynandıktan sonra şimdilerde antrenörlük yapıyor.

Torunuyla ilgili tarihi anıyı birazdan yazacağım.

YİĞİT NAMIYLA ANILIR

1969'dan itibaren yeşil-beyazlı formayı tam 273 kez başarıyla giyen Vahit Kol, daha sonra soyadını Doğan olarak değiştirmişti.

Yiğit namıyla anılır.

Eskiden soyadları söylenmezdi futbolda...

Ama herkes merhum Hocamızı "Deli" Vahit olarak tanırdı.

Çünkü, haksızlığa hiç tahammülü yoktu ve sahada babasını tanımazdı!

DUNDEE MAÇINDAKİ FÜZE GOLÜ UNUTULUR MU HİÇ

1974'te Avrupa Kupa Galipleri Kupası'nda, İskoç ekibi Dundee United'ın ağlarına çok uzaklardan füze gönderen Vahit, Bursaspor'un tarihine adını altın harflerle yazdırmıştı.

Öyle ki;

Ben diyeyim 30, siz deyin 40 metreden çakmıştı turu getiren tek golü...

İKİ KEZ TARİHE GEÇTİ

Vahit Doğan, 2007'de 63 yaşında jübile yaparak yine tarihe geçmişti.

Hem yaşı itibarıyla...

Hem de eşine çok zor rastlanır ilginç bir jübile organizasyonuyla!..

Gazetemize geldiği zaman "jübile yapmadan futbolu bıraktığım için üzgünüm" derdi.

BAŞKAN LEVENT KIZIL JÜBİLE YAPTI

2007 yılında, bu düşüncesini açtığı dönemin Başkanı Levent Kızıl, güzel bir vefa örneği göstererek Vahit Doğan'a jübile maçı düzenlemeye karar verdi.

Ardından bir gün...

Spor Müdürüm Suat Paçacı ile birlikte dönemin teknik direktörü Engin İpekoğlu ve ekibiyle oturuyorduk.

ENGİN İPEKOĞLU'NA ÖNERDİM

Mevzu Vahit Abimizin jübilesine gelince, ortaya şöyle bir fikir attım:

"Engin Hocam, Vahit Doğan'ın torunu Taha Evke, bizim PAF Takımı'nda oynuyor.

Jübile maçında torunu ile birlikte oynasa güzel olmaz mı? Hem bu güzel olayla da tarihe geçmiş olur!"

Bu önerim, Engin Hoca'nın çok hoşuna gitti ve "Çok  güzel fikir Serkan, bunu yapalım" dedi.

Bu ilginç fikir; dede, baba ve torun tarafından da çok beğenildi.

Hatta, jübile için Vahit Abinin özel idmanlara başladığı haberleri bile gelmişti.

63 YAŞINDA OMUZLARDA VEDA ETTİ

O gün 63 yaşında olan Vahit Doğan, Gençlerbirliği ile Atatürk Stadı'nda yapılan jübile maçında,  o dönem PAF Takımı Kaptanı olan "torunu" Taha Evke ile birlikte oynayıp ilginç bir jübileye imza attı.

FORMASINI TORUNUNA GİYDİRDİ

Efsane futbolcu, 10.dakikada 2 takım futbolcularının omuzlarında sahayı terk ettikten sonra formasını torununa giydirdi ve alkışlarla onurlandırıldı.

Bunlar yaşanırken, damadı ve Taha'nın babası; 2006 Lig A Şampiyonu takımın Genel Menajeri Ahmet Suphi Evke de saha kenarında çifte gurur yaşıyordu.

ÇOCUKLAR GİBİ ŞENDİ

O anına yakından şahit olduğum Vahit Doğan, çocuklar gibi şendi.

Gözlerinin içi gülüyordu Kaptan Vahit'in...

Kaptanlar Ömer Erdoğan, İsmail Güldüren ve Erkan Özbey de yaşayan efsaneyi tek tek kutladılar.

Acı haber gelince, benim de aklıma 16 yıl önce yaşanan bu güzel ve tarihi olay geldi.

Seni; hep o unutulmaz golün, hırslı futbolun ve tarihe geçen jübilen ile anacağız.

EFSANELERE SELAM SÖYLE

Takım arkadaşların;

Ahmet Tuna'ya, Kaptan Orhan Özselek'e, Mesut Şen'e, Ersel Altıparmak'a, Osman Uçaner'e, İsmail Tartan'a, "Hatçe" Cengiz Yazıcı'ya, Hayrettin Endersert'e, 5 gün önce kaybettiğimiz İrfan Rubacı'ya, İsmail Emil'e, Sacit Karabaş'a ve buraya yazamadığım tüm Bursasporlu efsanelere selam söyle...

Mekanın Cennet olsun Vahit Hocam...