Yıllar önce bir kitapta okumuştum...

Yazar, "başarının kolay gelmeyeceği" konusunda şöyle diyordu:

"Zaferlerin bedeli ağırdır. Kolay ve ucuz yoldan gelmezler...

Zaten, zafer duygusunun tadı, aşındırılan yolların çetinliğinden doğar.
Ustalığa ulaşmanın yolu; çalışmaktan, tutkudan, pes etmemekten ve adanmışlıktan geçer.

Özgünlüğünüz imzanız, rakiplerinize saygınız tacınızdır.

Düşlediğiniz her şey kuralına uygun oynarsanız sizin olur."
BAŞARIYA GİDEN YOL...

Bu saptamalar çok önemli...

Hani, hep denir ya;

"Başarıya giden yol, dikenlerle doludur" diye...

Aynen öyle...

Eğer, bir takım oyunundan bahsediyorsak, başarıya ulaşmak için birçok faktörün bir araya gelmesi gerektiğini biliyoruz.

"Ne gibi mesela?" dersek.

Örnek vermek gerekirse;

Takımdaşlık duygusu...

Ekip ruhu...

Ortak hedefe kilitlenme...

Başarıya inanma...

Fedakârlık (özveri)...

Dayanışma...

Yardımlaşma...

Emeğe ortak akıl koyma gibi...

Bu faktörleri daha da çoğaltmak mümkün tabii ki...

Ancak...

Takım oyunlarında:

Bu etmenleri gerçekleştirmek için ailenin tüm fertlerinin taşın altına eline koyması gerekir.

İNANÇ BİRLİKTELİĞİ

Bunun hayata geçmesi için de, olması gereken ilk duygu;

"GÜVEN"...

Zira, birbirine güvenen ve inanan insanlar bir araya geldiğinde; belirlenen hedef ulaşmak daha kolay olur.

Sakatlanan, hastalanan veya eksilen arkadaşının yerine daha çok koşar, savaşır!..

Şu meşhur, "inanmak başarmanın yarısıdır" sözünün temelinde de karşılıklı güven ve inanç birlikteliği yatar...

GÜVEN ZİNCİRİNİN HALKALARI

Bunu futbola uyarlarsak...

Taraftar; yönetimine, hocasına ve takımına inanıp güvenecek.

Aynı şekilde, futbolcusu da; yönetimine ve hocasına güven duyacak.

Bu güven zincirinde, yerel medyanın, gerçeklerden kopmadan, yapıcı ve birleştirici eleştirilerle, olumlu yönde etki etmesi de büyük önem taşıyor.

Güven zincirinin 5 halkasından  1'i veya 2'si kopup giderse, arzulanan başarıya ulaşmak zor çok olur!

Bu olası kopmalar, zinciri de bozar!

Gerçi, bunları sezonun ortasında söylemek ne kadar etkili olur, orası tartışılır...

Şu bir gerçek ki;

Gömleğin düğmeleri sezon başında yanlış iliklendi!..

Üstüne üstlük yakası kolu falan bozuldu ve çok yıprandı!

VİTRİNDEN ARKALARA DÜŞTÜ

Geçen sezon "gençlik ateşi" desenli model; çok beğeni toplamasına rağmen, bu sezon yeni kreasyonlar da gelse, vitrinden düştü ve arka raflara doğru geriledi!

Yeni kumaşı çok pahalı olmasına rağmen, gençler arasında modası geçmiş, yani demode bir takım elbiseye dönüştü!

4 KEZ "TERZİ" DEĞİŞTİ

Haliyle...

Gömleği tamamen değiştirmek de şu an için mümkün değil!

Zira, gömleği düzeltip onarsın  diye, 4 kez "terzi" değiştirildi.

Bu iş, filmin ikinci yarısında dikiş tutar mı?

Bu kumaştan, afilli bir takım elbise çıkar mı?

Sonuçta; terzi de, eldeki kumaşa ve malzemeye göre elbise dikebilir.

BU KUMAŞ YAMA TUTAR MI?

Bu ay yapılacak "ara" yamalar, yırtıklara, eskimiş bölgelere çözüm olur mu?

Ayrıca, takviye kumaşlar ne kadar kaliteli olacak?

Sezon başında 'WhatsApp Çarşısı'ndan alınan çok renkli kumaş, yama tutar mı?

ATEŞTEN GÖMLEK, FRAKA DÖNÜŞÜR MÜ?

Mayıs ayı sonunda, baktığımızda;

Ateşten gömlek, yerini janti bir frak kostümüne bırakabilecek mi?

KIRMIZI HALIDA BOY GÖSTERMEK...

Bu delikanlılar, aksiyonu hiç

bitmeyen ve 38 hafta vizyonda kalacak "uzun metrajlı" filmde, "esas oğlan (jön)" rolünü kapıp, sahnenin en üstündeki kupayı havaya kaldırabilmek için kırmızı halıda başarıyla yürüyebilecek mi?

Bütün spotlar, bu jönlerin üzerine odaklanabilecek mi?

BU YÜRÜYÜŞ YİNE MODA OLMALI

Podyumlarda özlenen "Timsah yürüyüşü" yeniden moda olacak mı?

Bence, yine moda olmalı...

Özetle...

Zümrüdü Anka Kuşu, yeniden küllerinden doğacak mı?

Bunların hepsini bekleyip göreceğiz...

Umarım, sonu güzel olur...