İsmail Ertekin'le yolları ayrılan Bursaspor'un yeni teknik sorumlusu Kaptan Özer Hurmacı oldu.

Öncelikle "hayırlı olsun" diyorum.

Bildiğim kadarıyla, böyle bir "oyuncu-antrenör" uygulaması 60 yıllık kulüp tarihinde ilk defa gerçekleşiyor.

Bursaspor, bu açıdan tarihe geçti.

Ama sezon sonunda nasıl tarihe geçecek?

İşte onu pek kestiremiyorum.

**

Özer'in adı kulislerde dolaşırken, bu görevlendirme için; isme değil, ama bu tür uygulamaya karşı olduğumu vurgulayan bir tweet attım pazartesi günü öğleden sonra...

FUTBOLCU YATIP, ANTRENÖR OLARAK KALKMAK

Neden?

Çünkü, akşam futbolcu olarak yatan bir sporcunun, ertesi sabah kalkınca, takımdan sorumlu teknik adam olmasına "liyakat" açısından karşıyım.

YETENEĞİ 10 NUMARA...

Özer Hurmacı'nın futbolculuğuna, yeteneğine, kariyerine kim, ne diyebilir ki?

Fakat, aktif bir futbolcu olan 37 yaşındaki Hurmacı'nın antrenörlük deneyimi yok.

2.Lig için geçerli olan A Antrenör Lisansı da yok.

RESMİ HOCA HÜRRİYET GÜCER OLACAK

Bursaspor'un esame listesine "teknik sorumlu" olarak; Hurmacı'nın yardımcılığına getirdiği ve yeterli diploması olan 42 yaşındaki Antrenör Hürriyet Gücer'in adı yazılacak.

KARAR VERİCİ 10 NUMARA

Kaptan Özer ise, sahaya futbolcu olacak çıkacak.

Ama, biliyoruz ki;

Özlüce'de kadroyu, 11'i Hurmacı yapacak.

Soyunma odasında taktiği kendisi verecek.

Peki, ligde kalan 10 maçta; düşme hattının sadece 1 puan üstünde sırtına yapışan ateşten gömleği çıkarmak isteyen Bursaspor'da; bu teknik riski alma kararını, yönetim; nasıl ve neye göre verdi?

Kaptan Özer'i "futbol sorumlusu" unvanıyla tam yetkiyle takımın başına getirme düşüncesi nasıl oluştu?

Örneğin;

Takımın abilerine mi sordunuz?

Yoksa birileri mi önerdi?

Bunu bilemiyoruz!

Bir de...

Maçlarda teknik alanda ön çizgiye çıkıp, sürekli sahaya direktif yağdıracak yedek bir futbolcu, kenarda nasıl bir görüntü sergileyecek?

BAŞARILI OLMASINI YÜREKTEN DİLERİM

Babadan Bursasporlu bir arma sevdalısı ve kongre üyesi olarak, Özer Hurmacı- Hürriyet Gücer ikilisinin başarılı olmasını yürekten dilerim.

Çünkü, gereken sonuçlar alınırsa, zaten armamız bu kâbustan uyanıp kurtulmuş olacak.

Ama işte...

Böylesine kritik bir ortamda, teknik adam olarak "tecrübesiz" bir antrenör ile çok zorlu final serisine giriyoruz.

Artık karar yönetim tarafından verildi.

Ancak, ben samimi düşüncemi bir "çekince" olarak ortaya koymak istiyorum.

Açıkçası, bu işe benim aklın yatmadı!

Geçen yıl, olağanüstü kongreyle seçilen ve yarım sezon sonunda Bursaspor 2.Lig'e düşerken görevde olan Banaz yönetimi, Allah korusun, üst üste 2 sezon takımın düşmesine adını yazdırırsa, bunun vebalini nasıl ödeyecek?

Bu arada...

Bu göreve, Bursa içinden ve dışından, diploması yeterli veya yetersiz birçok antrenörün talip olduğu bilgileri de kulağıma geldi.

ARTIK SÖZ TAMAMEN FUTBOLCULARDA

Bu tabloya göre;

Bursaspor'da, söz tamamen futbolcularda olacak.

Zira, artık, karar verici teknik sorumlu da "oyuncu-antrenör" Hurmacı...

Örneğin;

Kendisini formda hissederse, 11'e adını yazabilir.

Yedekken, ilerleyen dakikalarda kendisini oyuna da sokabilir.

KENNY DALGLISH GELDİ AKLIMA

Öte yandan...

Buna benzer bir örnek geldi aklıma...

İngiltere'de...

İskoç forvet Kenny Dalglish, 34 yaşındayken, 1985 yılında Liverpool'da oyuncu- menajer (teknik direktör) olarak görev yapmıştı.

Ama tabii ki, bu çok ekstrem bir örnek...

**

Bu arada, daha düne kadar beraber idman yapıp aynı formayı terlettikleri, deplasman otobüsünün arkasında birlikte oturdukları, kampta tavla falan oynadıkları yeni hocalarının;

kendilerini oyundan çıkarma kararını beğenmeyip trip atamazlar diye düşünüyorum.

Sonuç olarak...

Umarım, hayati önem taşıyan bu zorlu haftalarda Timsah,  yeni teknik yapılanmasıyla, sahada başarılı olur ve biz de bu büyük sıkıntıdan kurtuluruz.

Tek duam da budur!