Geçenlerde bir yerde okumuştum.

Çok ilgimi çekti...

İlginç bir bitkiyi anlatılıyordu o yazı...

Adı: Sahra çalısı...

Bu bitkinin diğer isimleri de;

Taş çiçeği, Eriha gülü, diriliş bitkisi, Dinozor bitkisi ve Doradilla imiş.

"DİRİLİŞ" BİTKİSİ

Bu konuda biraz bilgi vermek istiyorum.

Sahra çalısı, uzun yıllar boyu kurak çöl ortamlarında sağ kalabilmesi ile ünlü bir bitki türü...

Bu bitki, yıllarca susuz yaşayabiliyor ve bu durumda kütlesinin yalnızca %3'ünü koruyana kadar kuruyor...

Buna göre...

Yaşam koşulları çok zorlaştığında, bitkinin hayatta kalma mekanizması yavaş yavaş kurumasına izin veriyor.

Ardından bitkinin yaprakları kahverengiye döner ve kıvrılır, bitkiye bir top görünümü verir, tüm hayat fonksiyonları en aza iner.

Kuraklık durumu arttığında kökleri zeminden kurtularak serbest kalır, "taklacı bitki" durumuna geçer, rüzgarın etkisiyle kurak zeminde sürüklenir.

YENİDEN AÇMA YETENEĞİ VAR

Ne kadar zarar görmüş olursa olsun, yapraklarının özel biyolojik yapısı sayesinde, "diriliş bitkisi" kuruduktan yıllar sonra bile, suyu emme ve yeniden açma yeteneğini korur.

"SPOR" İLE ÇOĞALIYOR

Sahra çalısı; sporlar ile çoğalır, yapısında tohum veya çiçek bulunmaz. 

Kurak ortamda sürüklenen bitki, nemli ortamı bulduğunda, kıvrılan dallarını açarak sporların dökülmesine imkan tanır.

Böylece, dökülen sporlar, nemli ortamda yeniden hayat bulur.

İşte bu yüzden, sahra çalısına; "diriliş bitkisi" denir.

NE KADAR DA ÇOK BENZİYOR

Dışarıdan bakınca;

Bu bitki, Bursaspor'un içinde bulunduğu duruma ne kadar da çok benziyor, değil mi?

Sahra bitkisinin içi gibi, taraftarın da içi kurudu!

Aylardır yaşam belirtisi vermeyen, adeta bütün hayatta kalma fonksiyonları en aza inen yeşil-beyazlı ekip, son dönemde biraz kıpırdanmaya başladı.

HAYATTA KALMA MEKANİZMASI GENLERİNDE VAR

Tıpkı, diriliş bitkisinin özünde yer alan "özel hayatta kalma mekanizması" gibi, Bursaspor'un 59 yıllık biyolojik yapısında da var bu yaşam ve başarı genleri...

Yani...

"Muhtaç olduğu güç, özündeki genlerinde saklı" olan şampiyon arma, en sıkıntılı anlarında toparlanıp ayağa kalkma özelliğine sahiptir.

Hem de "bu saatten sonra yaşaması çok zor" dendiği bir ortamda, birdenbire canlanarak...

O can suyu; zaten kulübün özünde var...

Yeter ki, içindeki bu "diriliş genleri"ni açığa çıkarsın...

MANİSA DEĞİL R.MADRİD BİLE OLSA...

O nedenle...

Bu saatten sonra, rakiplerinden daha çok, yeşil-beyazlı takımın neler yapacağı önemli...

Son 4 maçta; isterse rakipler Manisa, Ümraniye değil de, Real Madrid, Barcelona falan olsun...

Ne fark eder ki!..

Sahaya çıkacaksın ve 4'te 4 yapıp, diğer sonuçları bekleyeceksin.

Bu kadar basit!..

EN GÜZEL ÖRNEK POTANIN TİMSAHLARI

Bakın;

Frutti Extra Bursaspor, bunun en güzel örneğidir.

Avrupa'da 2 dev rakibini; 8 kişilik dar bir rotasyonla da olsa -hem de potada ekol olan ülkelerin sahasında- 19 bin ve 12 bin ateşli taraftarın önünde dize getiren Bursaspor, içindeki "başarı genlerini" ortaya çıkardı.

Potanın Timsahları, beklentilerin de üzerine çıkarak önemli zaferlere imza attı.

Tam bir "takım ruhu" ile oynayıp, Euro Cup'ta ilk 4 arasına girdi.

YÜREĞİNİ KOY ORTAYA...

Öyleyse...

Sakatın da olsa,

Eksiğin de olsa...

Mevcut kadroyla;

Önce takım halinde hedefe ulaşacağına inanacaksın...

Sonra da sahaya yüreğini koyacaksın...

...Ve son düdüğe kadar savaşıp, tabelada gerekeni yapacaksın!..

Var mı bunun başka yolu?

Ya dirileceksin ya da dirileceksin!