Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Liderlik!..

2020.01.15 09:08 - Son Güncellenme: 2020.01.15 09:08
A

Liderlik...
Her yerde önemlidir.
Eğer senin liderin olmazsa, hangi işe girersen gir, kolay kolay başarılı olamazsın!..
Örneğin;
-Komutansız bir ordu, savaş kazanabilir mi?
-Lidersiz bir takım, başarıya ulaşabilir mi?
Düşünelim öyleyse...

CESARET, ZEKA, GÜVEN VE KARİZMA...
-Neden önemlidir lider?
Çünkü...
Lider, tüm özellikleriyle; yani karizması, cesareti, zekası ve güçlü kişiliğiyle zaten toplumları peşinden sürükleyen bir "sembol"dür!..
Lider, geçmişinde elde ettiği somut başarıları, inandırıcılığı, güven veren duruşu ve topladığı sempatiyle, ait olduğu topluluğa "önderlik" eden kişidir.
Lider, gerektiği zamanda ortaya çıkar ve verdiği bir mesajla; "üzerine ölü toprağı serpilmiş" toplulukları harekete geçirir!
Eğer, o topluluk, liderine inanmışsa; verilen mesajı yerine getirmek için tüm benliğini, özetle varını yoğunu ortaya koyar.
Peki, bugün Bursaspor'da kimdir lider?
Başkan mı?
Sportif direktör mü?
Teknik direktör mü?
Kaptan mı?
Siz seçenekleri değerlendirirken, şöyle yakın geçmişe bakalım:
Şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı.
Şampiyon teknik direktör Ertuğrul Sağlam.
Lig A şampiyonu Başkan Levent Kızıl.
Lig A şampiyonu teknik direktör Raşit Çetiner.

DİK DURUŞ VE "TARİH YAZICI" BAŞKAN...
Ne diyordu Başkan Yazıcı?
"biz hakkımızı her yerde sonuna kadar savunuruz. Bizim kimseye eyvallahımız yok!"
Ne yaptı?
"Dik duruş" dedi, "Yedi Tepe'nin üçüzlerine pabuç bırakmadı" ve sonunda destan yazarak, tarihe "TARİH YAZICI" olarak geçti.
Ama hiçbir başarı cezasız kal(a)mazdı!..
En büyük suçu(!) "Bursaspor'u şampiyon yapmak" olmalıydı ki; ipe sapa gelmez suçlamalarla, malum örgütün uzantıları marifetiyle hapse atıldı!
Sorguya çekildi!
Hastanelik oldu, ama yine de "dik duruşunu" hiç bozmadı, kimseye de taviz vermedi.
Ama sonunda; önce sağlığını, sonra da hayatını kaybetti!
Ne uğruna?
Bursaspor uğruna!..
Cenaze törenine her kesimden önemli isimler koştu.
Sevgi seli caddeler sığmadı!
Nasıl bir "lider" olduğunu, cenaze töreninde bile dosta düşmana gösterdi!

EN "SAĞLAM" MESAJLAR...
Ertuğrul Sağlam, karizmatik kişiliğiyle, elde ettiği başarılarla gönüllerde taht kurdu.
Camiaya verdiği her mesaj karşılık buldu:
Gün geldi:
Bizim programımız Final'e konuk olduğunda;
"Bu hafta Fenerbahçe maçında taraftarımızın Atatürk Stadı'nı dolduracağına inanıyorum. 26 bin taraftarımız, atkısıyla tribüne gelir ve o müthiş atkı şovlarını yaparsa, biz başarıya daha rahat ulaşırız" dedi.
Nitekim, liderine kulak veren yeşil-beyaz sevdalıları, atkısını kapıp, o hafta, o stadı doldurdu.

BAŞKAN KIZIL, TARAFTARINA SAHİP ÇIKTI
Başkan Levent Kızıl, yeri geldi, deplasmanda, Protokol tribününde kendisine saldıran kişilerle göğüs göğüse çarpıştı!
Gün geldi, deplasmanda Bursaspor taraftarına zorluk çıkaran(!) Emniyet Amiri ile görüşmek için bizzat sahaya girip, misafir tribününe kadar gitti!
Yeri geldi; deplasman tribününde, Teksas'ın içinde, yönetici arkadaşlarıyla birlikte maç izledi, tezahürat yaptı.
Gün geldi; Ali Sami Yen Stadı'nda maç sonu sahaya inerek, Bursaspor'un hakkını yiyen hakemden alenen hesap sordu!
Hatta, kendi kariyerini ve geniş çevresini kullanarak, hiç kimsenin alamayacağı, dünya çapındaki önemli markaların reklamları aldı.
Rahmetli Firuze Ninemin, aklımdan hiç çıkmayan şu sözü gibi;
Yeri geldi "dağlarla güreşti", yeri geldi "ağalarla söyleşti"!
...Ve fazlasıyla hak ederek, efsane Başkanlar arasına girdi! 

BURAYA KALPLER KONULDU
Raşit Çetiner, Süper Lig'e dönme yolunda, taraftara seslenerek, "burada kalpler konuldu" sloganını seslendirdi.
Bu motto; tribünlerde KOCAMAN BİR KALBE ve pankarta dönüştü.
Kenetlenmenin sembolü oldu!
Herkes, kalbiyle birlikte oradaki "taşın altına sadece elini değil, gövdesini, hatta kafasını koydu!"
Bütün bunları neden anlattım?
Çünkü;
Bu camia, bu taraftar, "inandığı ve güvendiği" liderlerin ardından kayıtsız-şartsız koşar.
Onların ağzından çıkacak mesajlara değer verir!
Kendisinden bekleneni yapabilmek için her türlü fedakârlıkta bulunur.

BAŞARI MEŞALESİ İÇİN BİR KIVILCIM...
İşte, 17 finalden oluşan ligin ikinci yarısı öncesi de, camia, harekete geçip kenetlenme adına, adeta "başarı meşalesi"nin yanması için o kıvılcımın çakmasını bekliyor.
İşte bunun için de liderlerin vereceği mesajlar, yapacağı çağrılar çok önemli!..
Başkan Mesut Mestan, mecbur kalmadıkça konuşmayan, çoğu zaman, görevi halkı bilgilendirmek olan gazetecilerin telefonlarını açmayan ve de dönmeyen, çok  "domestik" ve "ketum" bir yapıya sahip.
Sportif Direktör Selçuk Erdoğan'ın zaten öyle bir durumu ve özelliği yok.

TÜM GÖZLER ÜZÜLMEZ'DE
Hal böyle olunca, bütün gözler teknik direktörün üzerinde toplanıyor.
Bu noktada, "Sezar'ın hakkını Sezar'a vermek" gerek.
İbrahim Hoca, ilk günden beri, uzlaşmacı, kucaklayıcı, birleştirici ve de "samimi" demeçleriyle camiaya pozitif enerji yayıyor!
Sürekli olumlu iletişimden yana tavır sergiliyor.
Üzülmez'in;
Dünkü basın toplantısında kullandığı ifadelere baktığımızda, "başarının kenetlenmeyle ve taraftarın büyük desteğiyle geleceğine" vurgu yaptığını görüyoruz. 
İbrahim Hoca, benim babamın oğlu değil!
Daha önceden kendisiyle hiçbir tanışıklığım yoktu.
Anfideki basın toplantısında ve dün akşam saha kenarındaki açıklamaları sırasında iki defa yüz yüze geldiğim ve toplamda 4-5 soru sorduğum bir teknik adam...
Son 2 sezonda; önce Ç.Rizespor, sonra da G.Birliği ile başardığını bu kez Bursaspor'la tekrarlayıp, "hat-trick" yapmak istiyor.
Bunu başarma isteği ve hırsı zaten gözlerinden ve vücut dilinden okunuyor.

"BÜYÜK BURSASPOR TARAFTARINA..."
Mesela;
İbrahim Üzülmez, dün mikrofonlara, "Büyük Bursaspor taraftarını, pazar günü takımımıza destek vermeye davet ediyoruz" dedi.
Sonra, bize de şu sözlerle; sorumluluk ve bir anlamda misyon yükledi:
"Bursa medyasına da, camianın dinamiklerini harekete geçirme ve desteği arttırma adına ihtiyacımız var! Sizin, camiaya vereceğiniz mesajlar da çok önemli."

KOPUKLUKLARI ORTADAN KALDIRMAK"
Ardından açık açık camianın tüm katmanlarına seslendi:
"Bazı kopuklukları ortadan kaldırmak ve de kenetlenmek gerek.
Aile ortamını oluşturmak çok önemli.
Böyle olursa, gemiyi limana yanaştırmak daha kolay olur."

"HERKESE ADIM ATMAYA HAZIRIM"
Kulandığı şu ifadeyi de fazlasıyla önemsiyorum:
"Ben, camianın bütünleşmesi için herkese adım atmaya, herkese el uzatmaya hazırım. Aslolan Bursaspor'dur. Bunun için de, takımın başarıya ulaşması adına, camianın tüm yönleriyle bize destek olacağına inanıyorum."
Anlaşılıyor ki;
45 yaşındaki teknik adam, "şampiyon" apoletli; büyük bir camiaya geldiğinin farkında ve bunu mesaj yüklü söylemlerle sürekli dile getiriyor.
Ve bütün bu mesajlarını da, "takıntısız, egodan uzak ve samimi bir dille" camiaya iletiyor.

ANAHTAR KELİME: SAMİMİYET
Üzülmez, anahtar kelime olarak da "samimiyet" sözüne vurgu yapıyor.
"Herkeste samimiyet olursa, başarı daha kolay gelir" diyor.
Gerçekten de öyle...
Yönetimi,
Teknik adamı,
Futbolcusu,
Taraftarı,
Medyası,
Kısacası, camianın tüm unsurları "samimi" olursa, ortada, ne "karnından konuşma" kalır, ne de "menfaat hesapları"...
Tabii ki;
Biz gazeteciler olarak, yeri gelecek, Hoca'nın sahadaki hamlelerini, taktik anlayışını veya takımın performansını eleştireceğiz.
Ama bunu yaparken de, samimiyetten uzaklaşmayacağız!
Armaya zarar vermeyeceğiz!
Eğer...
İbrahim Hoca'nın da üzerinde önemle durduğu gibi, bu haftadan itibaren, herkes üzerine düşeni yaparsa, "yeniden zirveye" yürüyüşü emin adımlarla devam eder ve bu filmin sonu mutlu biter!
Öyleyse:
Zaman, armaya sahip çıkma ve takımına destek olma zamanıdır!

SERDAR ÖZKAN'LA AYAKÜSTÜ
Bu arada Serdar Özkan'a dünkü idman öncesi, sahaya çıkarken, "hayırlı olsun" dedim.
Ayaküstü konuştuk.
"Kaç numara giyeceksin?" diye sordum.
"Daha karar vermedim Ağabey" dedi.
Sonra da ekledi:
"Konya maçında yedek soyunmuştum. Ama giydiğim 18 numaralı forma, U18 Milli Takım kampına giden Ali Akman'ındı. Bakalım kısmet" dedi.
Anladığım kadarıyla, lisansı çıktıktan sonra forma numarasını belirleyecek/açıklayacak 33 yaşındaki tecrübeli oyuncu...
Hayırlısı olsun.
Sevgili Serdar;
Transferin siftahı senden, bereketi Allah'tan olsun inşallah...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları