Bursaspor, geçen sezon Karacabey'de BAL takımı Sinop Boyabat'a ilk turda elenmişti.

Bu yıl da kupadaki ilk maçında bir başka BAL ekibi Gölcükspor'a evinde 2-1 mağlup oldu.

Açık kanaldan maç izlemeye hasret olan yeşil-beyazlı taraftarlar, ekran karşısında resmen kahroldu!

NAKLEN REZİL OLDUK!

Üstüne üstlük bir de bütün ülkeye rezil olduk!

Sosyal medyada alay konusu olduk!

"Süper Lig Şampiyonu Bursaspor, amatör takıma elendi" diyerek sırıtan düşmanları sevindirdik!

HEP AYNI HATALAR

Hatırlayın;

Geçen sezon aynı şekilde "BAL takımıyla oynuyoruz. Nasılsa turu geçeriz" diye U19 kıvamında ilk defa profesyonel lig maçına çıkan 2. takımı çıkarmıştı teknik kadro...

DİNLENİRKEN 7'Lİ ROTASYON NEDİR?

İşte o aynı hataya yine düşüldü!

Lige göre 7'li rotasyona gidildi!

Oysa ki, hafta sonu zaten ligde dinleneceksin.

Bu rotasyon da ne ola ki?

Hem daha iyi ya işte...

İdeal kadronu sahaya sürersin, belki 1-2 isim değiştirip bazı denemeler yaparsın!

Zaten 12 gün sonra evinde Adıyaman FK ile maçın var.

O karşılaşmanın taktiğini gözden geçirirsin.

ASPOR'DA DA ELEŞTİRİ KONUSU OLDU

Dün gece yayıncı kuruluş Aspor'da spiker arkadaşım Aykut İnce, yorumcu Ahmet Akcan Hocam ile kupa programında, Süper Lig Şampiyonu Bursaspor'un daha ilk kupa maçında böyle geniş bir rotasyona gitmesine anlam veremediğini söyledi.

Aykut İnce çok haklı!

Aspor, prime-time'a Bursaspor'un maçını koymuş; 60 yıllık mazisi var, marka değeri ve reytingi var, diye...

MARKA DEĞERİ NERELERDE?

Ama sen ne yapıyorsun?

Marka değerini, ulusal bazda da yerle bir ediyorsun!

"Bursaspor'a bak, kendi evinde BAL takımına elendi" dedirtiyorsun!

Bazılarınızın, "Marka değeri mi kaldı yahu" dediğini duyar gibi oluyorum!

Ne deseniz haklısınız da...

En azından, evinde kupa maçını izleyen herkesin gözünün içine sokmasaydık böyle bir rezaleti!

İnsanların zihnindeki imajı da yerle bir ettiniz!

Aferin size!

Belli ki;

Tarihi tersten yazmaya kararlısınız!

YAP-BOZ TAHTASI GİBİ OLDU

Bursa'da hep en son maç konuşulur!

Şimdi de bu kupa hezimeti 12 gün boyunca konuşulacak!

Tribünler zaten boş!

2-3 bin taraftardan fazla stada gelen yok!

Sahaya şöyle bir bakarsak...

Sayın Günay yönetimi;

Kendi getirdiğiniz Yalçın Gündüz'le 2 maç sonra yolları ayırdınız!

2 hafta boyunca en az 10 hoca ile görüştünüz;

Kimisi gelmedi, kimisi size göre "vazgeçti" kimisi de çok para istedi!

Siz de Gündüz'ün; diploması yetmeyen yardımcısı Nedim Vatansever'le devam ettiniz.

Bu diploma krizini de A lisansı olan Murat Sözkesen'i teknik menajer olarak getirerek çözdünüz ve esame listesine "teknik sorumlu" olarak yazdınız.

Ligde 5 maçta 5 puan toplayan Vatansever'i de kupadan elendikten 63 dakika sonra gece saat 22.03'te gönderdiniz.

Kulübe, yap-boz tahtası gibi oldu!

7 HAFTADA 2 HOCA GİTTİ

Yani,

Recep Günay yönetimi, 7+1 maçta 2 hoca yedi!

Şimdi de Murat Sözkesen'i resmen teknik direktörlüğe getireceğini düşünüyorum.

Herkes bilir:

Sezonu 3-4 teknik adamla kapatan takım çoğunlukla küme düşer!

Biz ise 7 haftada 2 hoca gönderdik!

Allah korusun, diyelim.

"DEĞİŞTİR" YARIŞMASINA DÖNDÜ

M.Ali Erbil'in yarışması gibi:

Daha şarkı bitmeden "değiştir" diyoruz.

Yakında bu "hızlı değişimler" nedeniyle futbolcuların da başı dönecek!

Zira, her hocanın farklı yoğurt yiğitleri vardır!

18-19 yaşındaki gençler bu kadar sık değişime "mental açıdan" nasıl reaksiyon verecek veya nasıl uyum sağlayacak?

Bunu düşünen var mı acaba?

Varsa yoksa;

-Sen gel, sen git!

İyi de nereye kadar?!

 Taraftar, kahır mektubu yazmaya devam ediyor.

Tahtanın açılmasını hayal etse de, gerçekler öyle olacak mı, işte bundan pek emin değil!

Çünkü;

Camiada güven ortamı yok!

Birkaç mecra dışında kulübe destek veren de pek yok gibi...

HEP BAŞKALARI MI SUÇLU?

Bu noktada yine sormak gerekiyor:

Hep hocalar mı suçlu?

Hep futbolcular mı hatalı?

Gencecik futbolcuların sırtına bu kadar ağır yük yüklemek ne kadar doğru?

Hep teknik adamlar mı gitmeli?

Hep onlar mı en zayıf halka?

Hep başkaları mı suçlu?

Sizin hiç mi hatanız, suçunuz, eksiğiniz yok?

Söyleyin Allah aşkına;

Kim gitsin?!