Son yıllarda Bursaspor'un kanayan yarası haline geldi altyapıdan yetişen bazı genç yeteneklerin, buldukları ilk fırsatta kaçıp gitmeleri...

Küçük yaşta girdikleri Vakıfköy'de gelişim gösterip A takıma yükselen altyapı patentli isimlere yatırım yapılıyor.

Ancak, bazen idari, bazen de yapılan teknik hatalar nedeniyle bazı "evlatlar" kirişi kırıyor!..

Hem de kimi zaman 3-5 kuruş bile kazandırmadan "bay bay" diyorlar.

Örnek vermeye hiç gerek yok.

Zaten camia mensupları, bu tür isimleri çok iyi biliyorlar.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere...

"AİDİYET DUYGUSU HUNİSİ" VAR MI?

Peki neden böyle oluyor?

Öyle ya;

Bu "aidiyet duygusu" denen şey, bir huni ile beyinlere dökülmüyor ki!

Vakıfköy'de istediğiniz kadar "Bursasporluluk ruhu dersleri" verin, genç krampon, menajerlerinin de yönlendirmesi ve bir an önce "çok para kazanma"

sevdasıyla beraber, profesyonel yapıldıktan sonra, sözleşmelerinde yer alan, ama kulüp tarafından yerine getirilmeyen sözler (maddeler) olursa, TFF'ye şikayet etmekten tutun da;

Alacakları belirli bir süre ödenmemişse; kontratı tek taraflı feshetme gibi tüm yollara başvuruyorlar.

Bazı genç oyuncular, "profesyonellik" denince, sanırım işin bu yönünü anlıyorlar.

VEFA ROMANTİZMİ

Bütün bunları sıraladıktan sonra, bu düşüncede olan gençlerden "vefa" beklemek zaten futbolun romantizm kısmına giriyor!

Hal böyle olunca;

Taraftarın, haklı olarak, özellikle altyapıdan yetişen gençlerden beklediği "armanın hakkını verme" olayı da oyuncusundan oyuncusuna değişiyor.

SAĞLAM MI, KELEK Mİ?

Şimdi diyeceksiniz ki;

-Kardeşim, bu gençler kavun mu ki, koklayıp "sağlam" mı, yoksa "kelek" mi anlayalım?

Haklısınız;

Kolay değil elbette!..

Zira, bu işler, tamamen karakter meselesidir!

Yani, zorla güzellik de olmaz!

Kimseye de zorla arma sevgisi kazandırılamaz!

Bu aidiyet duygusu, biraz da genç oyuncuların içinde olacak.

Ama, kelek çıkmasın diye de somut adımlar atmak gerek!..

EFSANELER NEDEN UNUTULMUYOR?

Hep derim...

Bursaspor camiası;

Sedat 3'ü, Mesut Şen'i, Ersel Altıparmak'ı, Orhan Özselek'i, Sinan Bür'ü, "Baba" Müfit Gürsu'yu, "İmparator" Nejat Biyediç'i, Musisi'yi, Ercüment Şahin'i, Batalla'yı, Kaptan Ömer Erdoğan'ı ve daha birçok sembol ismi neden unutmuyor sizce?

Düşünün bir kere...

Bu efsane futbolculardan hangisi camiasına yanlış yaptı?

İşte cevap burada saklı...

TAHTA DURUMU NEDENİYLE DAHA DA ÖNEMLİ

Bütün bunları neden yazdım?

Çünkü;

Bursaspor'da yeni bir dönem başlıyor.

Transfer tahtasının açılmama durumu da olduğu için, eldeki genç ağırlıklı kadronun ve  Vakıfköy'den gelecek yeteneklerin performansı ve alacakları sorumluluk çok önemli olacak.

"DEĞİŞMEYECEK BİR MANİFESTO YAZILMALI"

Bu anlamda;

Bursaspor Sportif Direktörü İsmail Ertekin ve Teknik Direktör Tahsin Tam'a da önemli görevler düşüyor.

İmzadan 1 gün sonra konuştuğum İsmail Ertekin, kulüpte bazı şeyleri kalıcı hale getirmek için, sistemi tarif eden bir manifesto yazmayı ve de uygulamayı planladıklarını söyledi.

Bu konu, gerçekten önemli...

Zira, Bursaspor'un "kırmızı çizgilerini" de içerecek bu yeşil-beyaz kurallar; yönetimler ve profesyoneller değişse de hiç değişmemeli ve ısrarla uygulanmalı...

TEPEDEN TIRNAĞA KADAR...

Hem de tepeden tırnağa kadar...

Yani, A takımdan U12'ye dek...

Bu konularda, bu yaz düğmeye basılacağını duymak bile insanı gelecek adına umutlandırıyor.

İsmail Hoca, Özlüce'den Vakıfköy'e kadar, hatta Merinos'u da kapsayacak şekilde, gerekli düzenlemeleri yapacaklarının altını çizdi. 

Detaylar belli oldukça sizinle paylaşacağız.