Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Gölge etmeyin yeter!

2020.12.22 07:36 - Son Güncellenme: 2020.12.22 07:37
A

Bu, kötü anlamda mutasyona uğrayıp, dünyayı yeniden tedirginliğe sevk eden koronavirüs pandemisi, herkesin içini kararttı.

Bu zorlu salgın döneminde, hepimiz sıkıntılı bir süreç yaşıyoruz.

"Önce sağlık" diyoruz, temizlik, maske ve mesafeye maksimum özen göstermeye çalışıyoruz.

Akşamları ve hafta sonları tedbir kapsamında evlerdeyiz.

GÜNEŞ GİBİ DOĞDULAR

Bu tarihi süreçte, yaşanan sıkıntılar içinde, yeşil-beyazlı renklere gönül vermiş biz Bursasporlular için Genç Timsahlar, pandemiden kararan gönlümüze bir güneş gibi doğdular.

İçimizi ısıttılar.

Yeknesak (tekdüze) hayatımıza renk ve heyecan kattılar.

ÖVGÜ DOLU MESAJLAR

Sadece bize mi?

Tabii ki hayır!

Taraflı tarafsız birçok sporsever, sanatçı, iş insanı, bazı İstanbullu spor yazarı ve spor spikeri, Bursaspor'u yere göğe sığdıramıyorlar.

Övgü dolu mesajlar atıyorlar.

Bursaspor'un maçlarını hayranlıkla ve büyük bir zevkle izlediklerini, her hafta özellikle ekran başına oturup Genç Timsahlar'ın coşkulu futbolunu yakından takip ettiklerini vurguluyorlar.

Daha ne olsun!..

Bu "sempati"yi parayla pulla satın alamazsınız!..

TÜM KAHRAMANLARI KUTLARIM

Bu güzellikleri bize yaşatan tüm takıma, teknik ekibe, ekonomik krizle uğraşan yönetime, Özlüce ve Vakıfköy'de emeği geçen; dünden bugüne tüm antrenörlere, isimsiz kahramanlara, bütün emekçilere teşekkür etmek gerekir.

Sonuçta; bir anlamda...

Hayatımıza; heyecan, mutluluk ve renk katan bu gençlerle ne kadar gurur duysak azdır.

TARİH YAZIYORLAR

Belki bazı kesimler farkında değil ama, Bursasporlu gençler, gerçekten tarih yazıyor.

Sezon başında "iskeleti olmayan" yeşil-beyazlı takım, teknik direktör Mustafa Er'in oluşturduğu "Vakıfköy ağırlıklı" kadroyla, her geçen hafta gelişti ve tam bir kompakt takıma dönüştü!

Her resmi maçta gol attı.

Coşkulu ve iştahlı futbolla gönülleri fethetti!

Sezon başında;

Bazı maçlarda öne de geçse, kalesinde bir gol görünce, skoru ve oyunu tutamıyordu.

Çabuk kırılıyordu.

Direnç gösteremiyordu.

Çünkü, 17-18 yaşındaki bazı gençler, kariyerindeki ilk profesyonel maçlarını oynuyordu.

Zira, ağustos ayında attıkları ilk profesyonel imzaların daha mürekkebi kurumamıştı.

SERİ GALİBİYETLER ÖZGÜVEN GETİRDİ

Ancak, Bandırma'da elde edilen 2.deplasman galibiyetinden 4 gün sonra Timsah Arena'da şampiyonluk adayı Samsunspor'u 3-0 gibi net skorla yenen Bursaspor, ligde ilk defa üst üste 2 maç kazanıyordu.

Bu galibiyetler; takımın özgüven kazanmaya başlamasını sağladı.

Bu kez 3 gün sonra yine bir salı akşamı, kupada Göztepe'yi İzmir'de 5-4'lük çarpıcı bir skor ve  futbolla deviren Timsah'ta; özgüven olgusu eni konu zihinlere kazındı.

Genç futbolcularda, "biz kadrosunda 9-10 yabancı oynayan Süper Lig ekibi Göztepe'yi deplasmanda yenip eliyorsak, 1.Lig'de her takımı yenebiliriz" duygusu oluştu.

"PES ETMEMEK BENİM KARAKTERİMDİR"

Takım, pes etmemeyi alışkanlık haline getirdi.

Adeta, "pes etmemek, artık benim karakterimdir. Son düdüğe kadar savaşırım" diye haykırdı, dosta düşmana...

Takımdaşlık duygusu ve saha içi yardımlaşma zirve yaptı.

Eski oyunculardan Burak Altıparmak zaten istikrarlı ve iyi oynuyordu.

Onur Atasayar da kupada 2 asistine, İstanbulspor deplasmanında skoru 3-3 yapan golü attı.

Cüneyt Köz'de olumlu yönde gelişme var.

Aykut Akgün hastalıktan yeni kurtuldu ve İstanbul'da sakatlanan Furkan Emre Ünver'in yerine stoperde süre aldı.

Genç ve tecrübeliler harmanının kıvamı tuttu.

BU BAŞARIYA DUDAK BÜKÜLÜR MÜ?

Bu güzel tabloya, şöyle yaklaşanlar da var.

Neymiş efendim;

Tahta kapalıymış, o yüzden Bursaspor mecburiyetten altyapıya yönelmiş.

-Evet, başlangıç itibariyle durum böyleydi.

KRİZİ FIRSATA ÇEVİRMEK

Ama, şöyle de bir söz vardır:

"Her kriz, kendi içinde fırsatları da barındırır!"

İşte, Bursaspor,

sezon başında ateşten gömleği giyen Mustafa Er'in teknik mimarlığında, "krizi fırsata çevirmek" adına, "cesur yürek" tavrıyla çok önemli adımlar atarken, yeşil-beyazlı takımın bu gelişimine ve başarısına dudak bükülür mü?

Böyle bir şey olabilir mi?

Timsah küllerinden yeniden doğarken, yaşanan somut gelişmelerin hakkını vermeyecek miyiz yani?

ELMA İLE ARMUR TOPLANIR MI?

Çünkü, bu tür bakış açısı;

Elma ile armudu toplamak gibi bir şey olur.

Örneğin;

-1.Lig'in en çok gol atan takımı, 22,7 yaş ortalamalı bu  takımsa...

-Ligde, 15 haftada 28 golün 24'ünü Vakıfköy patentli oyuncular atmışsa...

-Lig ve kupada her maçta gol bulmuşsa...

-30 kişilik kadronun 24'ü altyapıdan geliyorsa...

Bu başarıyı görmezden mi geleceğiz?

Alkışlamayacak mıyız?

O nedenle;

Emeğe ve gelişime saygı duymak gerekir.

TEMCİT PİLAVI GİBİ...

Sezon başındaki "tahta" ve "mecburiyet" faktörlerini, temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp ortaya koyarak, bu başarıyı gölgelemeye kalkmak hiç de doğru olmaz!

Öyleyse;

Taktir etmeseniz bile, bari gölge etmeyin yeter!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları