Bugün, Vakıfköy'den yetişen Bursasporlu genç futbolculara seslenmek istiyorum.

Siz buna;

İster "açık mektup" deyin,

İster abi-kardeş/ baba- evlat arasında samimi bir dertleşme...

Öyleyse başlayalım.

**

Değerli futbolcu kardeşlerim;

Ben 54 yaşındayım ve 36 yıldır gazetecilik yapıyorum.

Hepinizin babası yaşındayım.

Hatta bazılarınızın babasından da büyüğüm.

Dünden bugüne...

Hocalarınızdan;

Yalçın Gündüz, Nedim Vatansever, Murat Sözkesen, Mustafa Gönden, Ümit Şengül,  Hakan Cenkçiler, Nurgut Ak, Faruk Korkmaz, Musa Öztürk, Mustafa Er, Tahsin Tam, Okan Yılmaz, Ali Aköz, Musa Öztürk, Tamer Coşkun gibi teknik adam ve antrenörlerinizin futbolcuyken maçlarını çok yazdım.

Nejat Biyediç, Beyhan Çalışkan, Adnan Örnek, Pingel, İntertoto Kupası (Musisi, Ercüment Şahin, Baliç) ve 2010'daki şampiyon kadronun maçlarına girmeyeceğim bile...

Siz gençlerden bazılarınızın U12 maçlarını da izleyip yazdım.

BİLİYORUM YÜKÜNÜZ ÇOK AĞIR

Biliyorum, omuzlarınıza yüklenen yük, çok ağır!

Bugüne kadar birçok maçta, sizden daha tecrübeli ve daha güçlü takımlara karşı oynadınız.

İnanıyorum ki;

Maksimum puanı toplamak için canla başla mücadele ettiniz.

SİZE GÜVENİYORUZ

Şunu unutmayın ki;

Camia, size güveniyor ve manevi olarak destekliyor.

Biz gazeteciler -maçlık eleştiriler yapsak da- size güveniyoruz ve her açıdan destek veriyoruz.

Biliyorum;

Camia ile yönetim arasında oluşan güvensizlik ortamı sizi de olumsuz yönde etkilemiş olabilir.

SAKIN KAFANIZA TAKMAYIN

Ayrıca...

Gol atıyorsunuz, maça gelen 2-3 bin kişinin çoğu "yönetim istifa" diye bağırıyor!

Gol yiyorsunuz, yine "istifa" sesleri yükseliyor.

Sonuç ne olursa olsun, taraftar, yönetimi protesto ediyor.

Eyvallah.

Ama bunlara sakın kafanızı takmayın.

O MÜTHİŞ TABLOYU HATIRLAYIN

Hatta...

Ankaraspor'u yenince, Teksas'ın sizi nasıl coşkuyla tribüne çağırdığını ve;

"Güzeller içinden bir seni seçtim" şarkısını nasıl beraber söylediğinizi hatırlayın.

O ne güzel bir mutluluk tablosuydu öyle...

Tekrarları neden olmasın ki?

O potansiyel sizde var çünkü...

Biliyorum;

Lise ve üniversite çağında  olan gençlersiniz.

Gelişim çağındasınız.

Anlık hatalar da yapabilirsiniz.

Ama her ne olursa olsun, şu çok net ki;

Taraftarlar tribünde size yönelik olumsuz tezahüratlar yapmıyor.

Çünkü, camia, gemiyi sizin karaya yanaştırabileceğini biliyor.

8 HAFTADA 3 HOCA BAŞ DÖNDÜRÜR!

Biliyorum ki;

İlk 8 haftada 3 farklı hoca ve teknik heyetle çalıştınız.

Bütün hocaların yoğurt yeme tarzı farklıdır.

Büyük olasılıkla; sizden istedikleri bazı detaylar da farklı olmuştur.

Hal böyle olunca;

Sizin de başınız dönmüş olabilir.

En basitinden;

Okulda, herhangi bir derse 8 haftada 3 farklı öğretmen gelse, ben bile apışık kalırım vallahi!

O açıdan sizi anlayabiliyorum.

Yönetimin de sizi pamuklara sarması gerekir.

Onun için, size gerekli ortamı sağlamaları çok önemli...

Bunun için uğraştıklarını düşünüyorum.

Sizin de arma için her zamankinden fazla savaşmanız gerektiğini söylememe zaten gerek yok.

Ayrıca, siz daha ilkokuldayken, Süper Lig takımlarında izlediğiniz bazı futbolcularla, bugün 2.Lig'de karşılıklı oynadığınızı da biliyorum.

Bunlar hiç kolay değil tabii ki...

Sahadan yenik ayrılınca, çok üzüldüğünüzü de biliyorum.

MENTAL DESTEK İSTEYİN

Yeri gelmişken...

Eğer, mental açıdan sıkıntı yaşıyorsanız, hedefe odaklanmakta sıkıntı yaşıyorsanız, bunu da hiç çekinmeden hocalarınıza söyleyin.

Bu desteği almak ayıp değil ki!

Ronaldo da, Messi de, Avrupa'da ve ülkemizde oynayan birçok milli yıldız da mental destek alıyor.

Profesyonel futbolun doğasında var bu...

Böylece, hem kafanızdaki bazı problemleri çözmüş olursunuz, hem de zihinsel açıdan daha güçlü olarak sahaya çıkarsınız.

(Bu arada bu savaşın kazanılacağına inanmayanlar varsa, bence hemen tasını tarağını toplayıp gitmelidir.

Zira, inanmayanlarla bu savaş ka-za-nı-la-maz!.

Ayrıca arkasına bakmasına kulüpten kaçan Alilerin Velilerin bugün ne durumda olduğunu siz çok daha iyi biliyorsunuz!)

BAYRAĞI TAŞIMA GÖREVİ SİZDE

Ama bugün, bu sıkıntılı ortamda, cepheye çıkıp savaşma, bayrağı yere düşürmeme görevi size düştü.

Yaşınız kaç olursa olsun o donanıma sahipsiniz.

Unutmayın ki;

Ulubatlı Hasan da bu topraklardan yetişip, bayrağımızı İstanbul'un burçlarına dikti!

GEREKENİ YAPACAĞINIZA YÜREKTEN İNANIYORUM

Arma için;

-Her zamankinden daha fazla savaşacağınıza...

-Para pulu düşünmeden, Vakıfköy ruhuyla formayı terleteceğinize...

-Şartlar ne kadar zorlu olursa olsun, terinizin son damlasına, son düdüğe kadar mücadele edeceğinize...

KENETLENİN VE HEDEFE KİLİTLENİN

-Gerektiğinde tekmeye kafa uzatacağınıza...

Daha 13, 14 yaşlarından bu yana Vakıfköy'de birlikte oynayan kader arkadaşları olarak, "sen-ben" demeden kenetleneceğinize...

Ortak hedefe kilitleneceğine yürekten inanıyorum.

Artık geride kalan maçları kafanıza takmayın.

Sadece gerekli dersleri çıkarın yeter.

Pazar gününden itibaren tam da klasman açısından rakibiniz olan takımlarla oynamaya başlayacaksınız.

İNANMAK BAŞARMANIN YARISIDIR

Ne demişler;

"İnanmak, başarmanın yarısıdır!"

O nedenle, başarıya önce siz inanacaksınız! 

Atatürk ve silah arkadaşlarının, İstiklal Savaşı'nı hangi şartlar altında ve nasıl kazandığını çok iyi biliyorsunuz.

Sizin de muhtaç olduğunuz güç; 60 yıllık şanlı armanın Vakıfköy'de oluşan ve size geçen genlerinizde var.

Öyleyse;

Haydi Genç Timsahlar,

Biz size güveniyoruz.

Siz de kendinize güvenin...