İzlanda'ya inen ay-yıldızlı futbolculara, havalimanındaki pasaport kontrolünde reva görülen hareketler, iki ülke arasında neredeyse siyasi krize yol açıyordu.

Türkiye, girişte yapılan muamele nedeniyle İzlanda'ya "nato" verdi!

Üstüne üstlük...

Otobüse doğru yürüyen milli futbolcular, kameralara gümrük kontrollerinde yaşadıklarını anlatırken, bu yabancı kişi, mikrofon niyetine bir "fırça" uzattı!

Sonrasında, yaşananları biliyorsunuz, olanlar oldu!

Dün sabah;

İzlandalı yetkililer, bu kişinin kendi vatandaşları olmadığını ve araştırmaların sürdüğünü açıkladı.

Ardından...

Bu haddini aşan kişinin İzlandalı değil, turist olduğu haberleri geldi.

Dün akşam saatlerinde de bu adamın, İzlanda asıllı "Belçikalı" bir turist olduğu ortaya çıktı.

AKLINCA, FIRÇAYLA KOMİKLİK YAPMIŞ!

NTV Spor'un haberine göre, Corentin Siamang adındaki Belçikalı, aklınca komiklik yapmak istemiş.

Bu turist, ülkesine döndükten sonra facebook sayfasında, "Türk Milli Takımı'nı görünce, aklıma espri yapmak geldi ve çantamdaki bulaşık fırçasını çıkarıp gazeteci taklidi yaparak eğlenmeye çalıştım. Amacım sadece mizah yapmaktı. Kötü bir niyetim yoktu" demiş.

BU NASIL GÜVENLİK?

İyi de kardeşim;

İzlanda'nın havaalanındaki güvenlik önlemlerinde ortaya çıkan bu başıboşluğa ne demeli?

Ya, bu turist değil de, kötü niyetli biri, çantasından fırça yerine, kesici veya delici bir alet olsaydı?

-Ya, o adam, milli futbolculara saldırsaydı?

-Bunun hesabını kim verecekti?

NEDEN ÇİFTE STANDART?

Türkiye ve diğer ülkeler, konuk ekipleri uçaktan iner inmez aprona giren özel otobüse bindirilip oteline götürülüyor.

Oysa, İzlanda gümrük polisi, pasaport kontrolünde milli maç yapmaya gelen kafileyi 1 saati aşkın süreyle bekletti ve bütün bavul ve spor malzeme çantalarını didik didik aradı.
Gereksiz sorular ve aşırı aramalarla, cep telefonlarını almaya çalışarak, akıllarınca "psikolojik işkence" yaptılar!

6,5 saat uçan kafileyi zihinsel olarak da yormaya çalıştılar.

Bu akşamki maçın, gruptan çıkma adına çok önemli olduğunu düşünen Kuzeyliler, kendilerince bir "yıpratma oyunu" planladılar.

Türkiye Futbol Federasyonu, ülkeye giriş sırasındaki "ağırdan almayı" ve küstahlığa varan bu olayları, UEFA'ya taşımaya karar verdiğini dün akşam saatlerinde açıkladı.
İnanıyorum ki, bu beklenmedik gelişmeler, ay-yıldızlı futbolcuları ekstra hırslandıracaktır.

GÜNEŞ, İNCE AYARI VERDİ

Zaten Şenol Güneş de, dün geceki basın toplantısında, İzlanda'ya çok güzel ayar verdi.

43 yıl önce geldiği İzlanda'nın çok geliştiğini, ama kafaların küçüldüğünü(!) vurguladı.

"Biz büyük bir milletiz, küçük işlerle uğraşmayız" diyen Güneş, gerilime neden olan yetkililere ağzının payını verdi.

GOLLERLE VERİN CEVABINIZI

Öyleyse;

Değerli milli futbolcu kardeşlerim:

Çıkın, siz de sahada gollerle verin İzlanda'ya dersini

Hatta...

Öyle bir "fırça" atın ki;

Gereksiz ayak oyunlarıyla sizi sinirlendirmeye çalışanlara, bu eski taktiklerin sökmediğini gösterin sahada!..

Nasıl ki;

Fransa'yı tarihimizde ilk kez yendiysek...

İzlanda'yı da Kuzey'deki Ada'da ilk defa devirip, Euro 2020 için kapıyı büyük ölçüde açabiliriz.

Bu kalite bizde var.

İnanmış, genç ve dinamik oyuncu grubu; bunu da başarabilir.

Grupta 3 maçta; hiç gol yememiş lider Türkiye'yi yenebilmek için; daha uçağın tekerlekleri yere değer değmez "psikolojik gerilim" senaryolarını havalimanından itibaren uygulamaya başlayan İzlanda'ya en güzel cevabı ancak böyle verebiliriz.