Deve de bu soruya şöyle cevap vermiş:

"Nerem doğru ki!?"

İşte, Türk futbolu da aynen öyle...

Neresinden tutsan elinde kalıyor!

TFF'si,

MHK'si,

Hakemleri,

Kulüp Başkanları,

Yöneticileri,

Teknik adamları,

Uyanık bazı oyuncu menajerleri,

Fanatikler,

Takım renklerinden oluşan gözlükleriyle kalem oynatan gazeteciler vs...

İşini düzgün yapanları ayrı tutuyorum tabii ki...

NALINCI KESERİ GİBİ RABBENA HEP BANA

Ama bu türdeşlerin;

Hepsinin elinde birer nalıncı keseri, sürekli kendilerine doğru yontarlar.

"Rabbena hep bana" misali...

Her şeyi, her zaman yalnızca kendileri için isterler, yalnızca kendi çıkarını düşünürler...

Çoğu, kendi menfaatlerine göre bir düzen kurmuştur!

Aslında...

Doğru tektir.

Ama onların doğruları, kendi çıkarlarına göre daha doğrudur!

Taa ki, haksızlıklar, dönen dolaplar, apaçık saldırılar, büyük suçlar ayyuka çıkıncaya kadar!

REZİLLİĞİN BİNİ BİR PARA

Koca koca adamlar, FIFA hakemi Halil Umut Meler'i, herkesin gözü önünde, bir yumrukta yere serer!

Futboldaki bu utanç tablosu nedeniyle Türk futbolu, dünya medyasında manşetlere taşınır!

Rezilliğin bini bir para!

FAIR-PLAY ÖDÜLLÜ YUMRUKÇU

Ancak işler sarpa sararsa...

İşte o zaman herkes doğruluk timsali, centilmenlik abidesi kesilir!

Fair-play bayrağını en önde taşırlar!

Hoş...

Gerçi, "yumrukçu" Başkan Koca da geçen yıl "fair-play ödülü" almış biri!

O kadar "centilmen" yani...

Ancak kime sorsan meşhur sloganı atar hemen:

-Şiddete HAYIR!

BU İŞİN ÇİVİSİ ÇIKTI

TFF, "Bütün ligleri süresiz olarak durdurdum" diyor.

Hakemler de "maçlara çıkmayacağız" diye açıklama yapıyor.

Futbolun zaten son dönemde iyiden iyiye çivisi çıkmıştı!

Pazartesi gecesi yaşanan olay da bu duruma tüy dikti!

MASUM DEĞİLİZ HİÇBİRİMİZ!

Sezen Aksu'nun şarkısında dediği gibi zaten futbol camiası:

-Masum değiliz hiçbirimiz!

Öyle ya;

Herkesin, değişik oranlarda kabahati var bu işlerde...

BAZILARI DAHA EŞİT OLURSA...

Zira...

Arkan ne kadar kalınsa, o kadar haklısın!

Ne demişler;

-Sporda herkes eşittir, ama bazıları daha eşittir!

Yeditepe'yi ön plana koyan; spordaki bu "haksız düzen" düzelmedikçe, sesini duyuramıyorsan, ağzınla kuş tutsan hava!

SADECE LİGLERİ DURDURMAKLA BU İŞLER DÜZELİR Mİ?

Ligleri durdurmakla; sporun temeline kadar kök salmış olan bu sorunlar çözülür mü?

"Artık yeteeer!" demekle bu işler düzelir mi?

Ayrıca, ligleri ne kadar dondurabilirsiniz ki?

-Sorunların temeline inmeden...

-Radikal önlemler almadan...

-Gerekli düzenlemeleri yapmadan...

-Haksızlığın ve yanlışların üzerine kararlılıkla gitmeden...

-Sıkıntıları tamamen çözmeden bu işler düzelir mi sizce?

ÇÖZÜYOR-MUŞ GİBİ YAPARSAN...

Yok...

Eğer, pansuman tedbirlerle sorunları çözüyor-muş gibi yaparsanız...

"Çevir kazı yanmasın" derseniz...

Türk futbolu, yine bir arpa boyu yol gi-de-mez!

Bu işler de böyle "aynı tas, aynı hamam" şeklinde sürer gider!

ANAHTAR KELİME; SAMİMİYET

Onun için; 

Sporun tüm paydaşları, öncelikle "samimi" ve "net" olacak.

Sporu yönetenler, yasaları ve kuralları, "herkese eşit oranda" ve kimsenin gözünün yaşına bakmadan, tam anlamıyla uygulanırsa, bu vaziyetler anca öyle çözülür!

Başka türlü, vücuttaki o hasta hücreleri temizlemeden, sağlıklı ve hakkaniyetli bir düzen oluşturma şansı olamaz!

Ama önce, herkes tarafından samimiyet ve adalet...