Bugün 30 Ağustos...

Zafer Bayramımızın 101. yılını kutluyoruz.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının 1922'de elde ettiği Büyük Zafer'i kutladığımız bu anlamlı günde, ben de gençlerimize ve özellikle de bizim gözbebeğimiz Bursasporlu genç futbolculara, Atatürk'ün sözlerini alıntılayarak seslenmek istiyorum.

"BAŞARI, 'BAŞARACAĞIM' DİYENLERİNDİR"

"Geleceğin ümidi, ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir" diyen Büyük Önder, başarıya ulaşmak için önce başarıya inanmak gerektiğini;

"Zafer, 'zafer benimdir' diyebilenindir.

Başarı ise 'başaracağım' diye başlayıp, sonunda 'başardım' diyenindir" sözüyle çok güzel vurgulamış.

Yüzde yüz Vakıfköy patentli Bursasporlu gençlerin de bu zorlu sezon için kenetleneceklerine ve armayı başarıyla sırtlayacaklarına inanıyorum.

Çünkü, benim de bütün ümidim gençliktedir!

Evet, Genç Timsahlar;

Camia, size çok güveniyor.

Vakıfköy'den yetişen siz genç yeteneklerin -şartlar ne olursa olsun- taşın altına elinizi, hatta gövdenizi koyacağına da inanıyor...

GENÇLİĞE HİTABE...

Değerli futbolcu kardeşlerim;

"Şartlar ne olursa olsun" deyince, buradan "şunu şöyle yapın, bunu böyle yapın" diye alt alta yazmak yerine, Başkomutanımız Atatürk'ün Nutuk'ta yer verdiği "Gençliğe Hitabe"yi burada hatırlatmak istiyorum.

Hem de günümüz Türkçesine uyarlanmış haliyle paylaşarak...

EMPATİ YAPARAK OKUYUN

Gençlerimizden tek ricam;

"Ey Türk gençliği" diye başlayan "Gençliğe Hitabe"yi, kendi yaptıkları işe ve içinde bulundukları şartlara uyarlayıp okumalarıdır...

Empati yaparak...

Dersler çıkartarak...

Armayı savunup yücelterek...

İç ve dış düşmanlarını iyi tanıyarak...

MUHTAÇ OLDUĞUN GÜÇ...

Unutma ki;

Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Öyleyse, ülkemizin kurucusu Atatürk'ün sizler için yazdığı "Gençliğe Hitabe"yi, bir kez daha, dikkatle ve anlayarak okuyalım:

"Ey Türk gençliği!

Birinci görevin; Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti'ni sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.
Varlığının ve geleceğinin tek temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir.

Gelecekte bile, seni bu hazineden yoksun bırakmak isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır.

Bir gün bağımsızlık ve cumhuriyeti savunmak zorunluluğuna düşersen, göreve atılmak için, bulunduğun durumun olanak ve şartlarını düşünmeyeceksin!

Bu olanak ve şartlar, çok elverişsiz bir özellikte ortaya çıkabilir.

Bağımsızlık ve cumhuriyetini yok etmek isteyecek düşmanlar, bütün dünyada eşi görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler.

Zorla ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri ele geçirilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve ülkenin her köşesi eylemli olarak ele geçirilmiş olabilir.

Bütün bu koşullardan daha acı ve daha tehlikeli olmak üzere, ülkenin içinde iktidara sahip olanlar duyarsızlık, sapkınlık ve hatta ihanet içinde bulunabilirler.

Üstelik bu iktidar sahipleri, kişisel çıkarlarını işgalcilerin siyasi istekleriyle birleştirebilirler.

Millet, fakirlik ve çaresizlik içinde yorgun ve bitkin düşmüş olabilir.
Ey Türk geleceğinin evladı!

İşte, bu durum ve şartlar içinde bile görevin, Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır.
Muhtaç olduğun güç damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"