Kızdım gidiyorum!

Küstüm oynamıyorum!

İstifa ettim.

Dilekçemi de yazdım.

Hadi bana eyvallah...

**

Valla olmaz başkan, koltuğu bırakıp gitmene izin vermeyiz!

En iyisi sen biraz dinlen, kafanı toparla, izin yap başkan...

İstifa kararını sakinleşince konuşuruz...

İSTİFA MED-CEZİRLERİ

Evet, kimden ve neden bahsettiğimi siz çok iyi anladınız!..

Başkan Günay'ın istifa med-cezirlerinden...

Ama inanın;

Bu camia, böylesini ne gördü, ne de işitti...

60 yıllık kulüpte, eşi benzeri görülmedi, böylesi emsalsiz ilginç olayların...

NELER GÖRDÜK NELER

Şöyle biraz hatırlayalım:

Koskoca Bursaspor'un;

-Yönetiminin beceriksizliği nedeniyle göz göre göre TFF tarafından 3 puanı silinmiş...

-Takım düşme hattına inmiş. Ortalık yangın yeri!

-Yeşil-beyazlılar, son 5 haftadır galibiyete hasret. Bu sürede sadece 2 puan almış!

-Futbolcular ve personel 2 ayı aşkın bir süredir maaş alamıyor. Çalışanlar inim inim inliyor!

-İdari ve mali açıdan sorunlar dağ gibi büyümüş ve orta yere yığılmış durumda!

Sanki bütün bunlar fazla önemli değilmiş gibi...

PAPATYA FALINA DÖNDÜ

Bizim yönetim;

"Gidiyorum, gitmiyorum" misali adeta papatya falı açıyor!

Hadi anladık:

-Genel kurulda size tepki gösterdiler diye seçim bitmeden kongreyi terk ettiniz ve gıyaben seçilen ilk Bursaspor Başkanı oldunuz.

-Karacabey'de, Timsah Arena'da sizi sert şekilde protesto ettiler, istifaya davet ettiler diye maç bitmeden stadyumu terk ettiniz.

-"Kulüpte işim var" mesajı göndererek Divan Kurulu toplantısına katılmadınız, yöneticinizi gönderdiniz.

-Birçok deplasmana Başkan olarak gitmediniz.

ACABA HANGİSİ DOĞRU?

Ardından...

-Televizyona çıkıp, "istifa kararı aldım. Bırakıyoruz" dediniz. Sonra da "yanlış anlaşıldım. Ben kongre derken. Yapacağımız tüzük kongresini demek istemiştim" dediniz.

-Uzatılan mikrofona, önce "Bu kulüp kapanacak" diye demeç verdiniz.

Sonra sizi arayan İstanbul radyo ve televizyonlarına bağlanınca, "Böyle giderse kapanır, demek istedim" dediniz.

-Önce "Kimse merak etmesin, tahtayı açacağız" diye açıklama yaptınız. Sonra "Bu şartlarda tahtayı açamayız" dediniz.

-Daha sonra  canlı yayında, "Ben bırakırsam bir haftaya kalmaz elektrikler kesilir. Takım sahaya çıkamaz. Teknik kadro bırakır. Kulüp tamamen sahipsiz kalır" dediniz.

Acaba hangileri doğru?

-Bu sözlerden sadece 2 gün sonra 30 Kasım akşamı -3 puan cezası geldi.

-Ardından 6 Aralık Salı günü bazı eleştirilere kızarak istifa dilekçesini yazıp, eşyalarınızı toplayıp Özlüce'den ayrıldınız.

BU İŞLER BU KADAR BASİT Mİ?

Sorarım size;

Bu iş çocuk oyuncağı mıdır?

"Küstüm oynamıyorum!

Boz bozacı!" mı oynuyorsunuz?

Bu işler bu kadar basit mi?

Çok üzücü yani...

BAŞKANLIK MAKAMI ÇOK KUTSALDIR

Kulüpte yaşanan bu olaylar, Bursaspor gibi "şampiyon apoletli" bir kulübe yakışıyor mu?

Bakın;

Bursaspor Başkanlık makamı, bu camia için çok kutsal bir makamdır.

O koltuğun bir ağırlığı vardır.

O koltuk, Şampiyon Başkan İbrahim Yazıcı'nın oturduğu ve hakkıyla doldurduğu saygıdeğer bir koltuktur.

O değerli koltuğa, öyle;

"Kalkıyorum, oturuyorum" demekle bu iş olmaz!

Olmadı da zaten...

SÖZÜNÜZDE DURUN ARTIK

Kabul edin artık şu gerçeği, bu işi yapamadınız!

Sayın Başkan; 

Hiç olmazsa bu kez sözünüzde durun ve 2. kez aldığınız istifa kararını resmiyete dönüştürüp kulübü olağanüstü kongreye götürün...

**

Dip not: Gazeteci gerçekleri araştırır, öğrenir, yazar ve halkı bilgilendirir.

Gazeteci ne yapar, eder; habere ulaşır.

Onun için köstebek peşinde koşmanıza hiç gerek yok!

Bu arada kulüpteki bazı profesyonel arkadaşlar, siz de kraldan çok kralcılık yapmayın.