Bursaspor'un 1.Lig'e nokta koyduğu  21 Mayıs'ta oynanan son Menemenspor maçından bu yana 10 gün geçti...

Ömer Furkan Banaz yönetimi, yeni sezon öncesi değerlendirmelerini sürdürüyor...

Somut adımlarını önümüzdeki birkaç günde atmasını bekliyoruz.

Bu boşlukta;

Biz de düşüncelerimizi aktarmaya devam edelim.

Geride kalan sürece bakarsak;

Bir hafta önce bugün; sözleşmesi sona eren teknik direktör Mustafa Er, görev sürecinde yaşadıklarını ve merak edilen bazı detayları, basın toplantısıyla açıkladı.

Ardından Vefa Temel'in sözleşmesini tek taraflı feshettiği haberi geldi.

Tuğbey Akgün'ün de her an aynı yolu izleyebileceği iddiaları var.

Gördüğüm kadarıyla, bu 10 günlük dönemde başka da bir gelişme olmadı.

Her ne kadar;

Transfer sezonu 17 Haziran'da resmen açılacak olsa da, yeşil-beyazlı kulübün transfer tahtası şu an kapalı...

Banaz yönetiminin, bir taraftan mali yapılanma çalışmalarını devam ettirirken, diğer yandan da yeni sezon için teknik adam konusunu masaya yatırdığını duyuyoruz.

SPORTİF DİREKTÖR NEDEN MÜHİM?

Bu noktada...

Teknik adam kadar, pozisyon olarak boşta bulunan "sportif direktör" konusunun da çözüme kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum.

Hatta, kesinlikle es geçilmemesi gerektiğinin altını çizmek istiyorum.

Şimdi, kimse çıkıp da;

"2.Lig'de sportif direktöre ne gerek var kardeşim!" demesin.

Çünkü:

Futbol aklının; ligi, kategorisi falan olmaz!

Süper Amatör'de de olsanız...

BAL'da da olsanız...

3.Lig'de de olsanız...

Kulüpteki teknik yapılanmada -tüzükte de zorunlu olan- "sportif akıl" profesyonel anlamda görev şemasında yerini almalıdır.

Yönetimde yine Futbol Şube Sorumlusu olabilir...

Ancak, futbol gözü olan, teknik bilgisi yüksek, bazıları katılmasa da, Bursa'yı ve 2.Lig'i bilen bir "futbol adamı" yönetimle teknik direktör arasında köprü olacak bu göreve getirilmelidir.

YANGINDA İLK KURTARILACAK...

Hep derim;

Yönetimler değişse de, sportif direktör, "yangında ilk kurtarılacak demirbaş" statüsünde olmalı...

Öyle zırt pırt değiştirilmemeli!..

Belki bazılarınız;

"Tarif edip duruyorsun da, örnek ver de görelim" diyecektir.

Böyle diyenler de haklıdır.

ERTEKİN NEDEN OLMASIN?

O zaman şöyle bir örnek vereyim:

Yıllarını alt liglerde geçirmiş, oraların tozunu yutmuş, 2.Lig'de birçok şampiyonlukları olan, Bursa'nın en tecrübeli teknik adamı İsmail Ertekin, sportif direktör olabilir.

Zira, ülkemizdeki birçok sportif direktörün, teknik direktör diploması da vardır.

Durun, hemen;

"Hoppala!" demeyin!

İLK İCRAAT OLARAK...

Hatta...

Banaz yönetiminin, teknik direktörden önce sportif direktörü belirlemesi gerektiği düşüncesindeyim.

Ondan sonra da yönetim ve sportif direktörün kafa kafaya verip, yeni teknik adamı belirlemesi daha doğru olur.

"Oldu olacak, hoca kim olmalı? Onu da söyle bari" dediğinizi duyar gibiyim.

En baştan şunu söyleyeyim;

Kendimi bildim bileli, 42 senedir futbolu takip eden, 35 yıldır da gazeteci kimliğiyle yazıp çizen bir spor adamı olarak diyorum ki:

Teknik direktör, Bursalı; yani bu camiada bir şekilde yer almış, Vakıfköy'ü bilen biri olmalı...

Bu isim;

Mustafa Er mi olur?

Karacabey'i final oynatan Tahsin Tam mı olur?

Yoksa, bir başka hoca mı?

Onu ben bilemem...

Sadece, adı geçen bazı isimleri örnek olarak verdim.

AKSİYON ALMA ZAMANI

Fakat, transfer tahtasının durumuna göre, bu konuda; A ve B planlarını eşgüdümlü olarak yürütmek ve en önemlisi de kadro mühendisliğini yapabilmek için en kısa sürede aksiyon almak lazım.

Banaz yönetiminin, armayı; içinde bulunduğu durumdan çıkarabilmek amacıyla yoğun bir tempoda çalıştığını görüyoruz.

BU ÜÇ AYAKLI SİSTEM ÇOK ÖNEMLİ

Fakat, yönetim, sportif direktör (futbol aklı) ve teknik direktörden meydana gelecek  sacayağı

formülünün oluşturulması çok ama çok önemli!..

Yoksa, teknik anlamda; bütün yükü, sadece bir teknik adamın sırtına yüklemek de pek doğru olmaz!

Yönetimin, yol haritası konusunda karar aşamasında olduğu bu günlerde, görüşlerimi açıkça dile getirmek istedim.

Benden hatırlatması...