Serkan Yetişmişoğlu

Serkan Yetişmişoğlu

serkanyetismisoglu@bursadabugun.com

Arkadaşım Cellat!

2022.01.07 07:03 - Son Güncellenme: 2022.01.07 19:10
A

Çarşamba günü Özlüce İbrahim Yazıcı Tesisleri'nde, Bursaspor'un merhum 3 efsanesi Mesut Şen, Ersel Altıparmak ve Nejat Biyediç'in isimlerinin tesislerdeki sahalara verildiği anlamlı töreni görünce, adeta zaman tüneline girdim.

Zihnimde anılar canlandı.

Bugün de çok ilginç bir anektodu paylaşmak istiyorum.

Hepimiz biliriz;

İnsan hayatında, öyle günler vardır ki, resmen kaderin değişir!

Öyle bir olay yaşarsınız ki;

Hayatınız veya kariyeriniz bambaşka bir yöne doğru gider...

2009-2011 yıllarında benim spor müdürlüğünü yaptığım gazetelerde yazarlık ve yorumculuk yapan Nejat Biyediç, o doyumsuz özel sohbetlerimizde, futbolun yanı sıra hayata dair anılarını da paylaşırdı.

KÜÇÜK DİLİMİ YUTACAKTIM

Hatta, bir gün öyle bir hatırasını anlattı ki İmparator, neredeyse küçük dilimi yutacaktım!

15 Ağustos 2011'de henüz 52 yaşındayken aramızdan ayrılan Biyediç'in bana aktardığı bu anı, hayatın ne kadar enteresan gelişmelere gebe olduğunu çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriyordu.

ÜLKESİNDE SAVAŞI YAŞADI

Nejat Biyediç (Nenad Bijedić) Bursaspor'da 1991'de jübile yapıp futbolu bıraktıktan sonra Bosna Hersek'e gittiğinde, Yugoslavya coğrafyasında yaşanan savaştan nasibini almıştı.

Şöyle ki;

Bir gün memleketi Mostar'da oturdukları evi Sırp askerler basar!

Askerler, Biyediç ile anne ve babasını evin önüne çıkarır.

Gözü dönmüş askerler, Boşnak   aileyi, Müslüman komşularıyla birlikte tutuklayıp, toplama kampına götürmeye, belki de oracıkta infaz etmeye hazırlanmaktadır!

ÖLÜMLE BURUN BURUNA...

Resmen ölümle burun burunaydı Biyediç ailesi...

Ama o da ne?!

O an adeta bir mucize gerçekleşir!

Askerlerin komutanı, Biyediç'e seslenir:

"Nenad sen misin?"

Artık, bir anlamda son duasını etmeye hazırlanan Nejat Hoca, birden irkilir ve diz çöktüğü yerden kafasını kaldırıp, kendisine adıyla seslenen komutana bakar.

Bir de ne görsün?

NEREDEN NEREYE...

Kendisine seslenen Sırp Komutan, Yugoslavya Genç Milli Takımı'nda beraber oynadığı eski bir arkadaşı çıkmasın mı?

Aynı formayı giydiği, yıllarca başarılı olabilmek için birlikte ter döktüğü, belki de kamplarda ve deplasmanlarda aynı pilava kaşık salladığı eski takım arkadaşı, o anda Biyediç'i tanımasa, büyük ihtimalle kaçınılmaz son tecelli edecekti!..

Öyle ya;

Bir dakika önce, celladı olmaya hazırlanan rütbeli bir asker, eski takım arkadaşı çıkmasa, Nejat Hoca'nın başına kim bilir neler gelecekti!..

Bu ilginç ve bir o kadar da hayati tesadüf sonucu, bir anda Nejat Hoca'nın ve ailesinin kaderi değişiyor.

Resmen hayatı kurtuluyor!

Komutanın o sert yüzü, birden yumuşuyor ve askerlerine "İndirin silahları ve diğer tutsakları alıp gidin. Bu adamı da bana bırakın" diyor.

Sonra da, herkes gidince, Sırp Komutan, eski takım arkadaşı Biyediç'i ve ailesini serbest bırakıyor.

Kadere bakın!..

Nereden nereye?..

SAVAŞ FİLMİ GİBİ

Sırp Komutan, az kalsın eski takım arkadaşı, Nejat'ın "celladı" olacaktı!

İmparator'dan, savaş filmi gibi bol ekşınlı anıyı dinleyince, ağzım açık kalmıştı!

Resmen, Biyediç ve ailesi, resmen direkten dönmüş!

Gerçekten çok acayip!

Tam bir Hollywood filmi gibi...

Bu gerçek hikayeyi duyduğumda, "Allah'ın sevgili kuluymuşsun Hocam" dediğimi hatırlıyorum.

AMCASI YUGOSLAVYA BAŞBAKANI'YDI

Bosna'da köklü bir aileden gelen Bijedić ailesinde; Nenad'ın Amcası Cemal Bijedić, Yugoslavya'nın ilk Müslüman Başbakanı idi.

Düşünün;

O kadar tanınmış bir aile yani...

Sevilen ve saygı duyulan bir ailenin mensubu olan Biyediç, o gün şehit veya tutsak olsa, yıllar sonra Bursa'ya gelip teknik direktörlük yapamayacaktı!

BELKİ DE İNTERTOTO EFSANESİ OLMAYACAKTI

Muhtemelen;

1994'te rahmetli teknik direktör Nevzat Güzelırmak'ın yardımcısı olarak Bursa'ya dönemeyecekti!

Ve de 1995 İntertoto Kupası'nda tarih yazan, Musisi'nin "Timsah yürüyüşü"nü başlattığı o efsane takım oluşmayacaktı.

BALİÇ BURSA'YA GELMEYECEKTİ

Bir gece yarısı Nejat Hoca'yı arayıp Bosna Hersek Milli Takımı'ndan kaçarak Bursa'ya gelen ve attığı gollerle dikkat çeken Elvir Baliç, Bursaspor'a 9 milyon dolar kazandıramayacaktı!

Bu örneklere, siz de yenilerini ekleyebilirsiniz!

İşte, hayat böyle bir şey...

Nereden nereye!..

HAYAT, FUTBOLA FENA HALDE BENZER

Hani, Bursa'da çekilen; Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filminde, rahmetli Savaş Dinçel'in söylediği o meşhur söz var ya;

"Hayat, futbola fena halde benzer!" diye...

Gerçekten de öyle...

Bazen, tam gole giderken ofsayta düşersin. Ardından da karşı atakta penaltıdan golü yersin!

Bazen de "küme düşüyorum, öldüm, bittim" derken, uzatma dakikalarında çok uzaklardan attığın mucizevi bir golle sevinir ve ligde (hayatta) kalırsın!..

2011'de Biyediç'i kaybettiğimizde;

"Bursaspor'un İmparator'unu kaybettik, ben de hem dostumu, hem de 'futboldaki pusulamı' kaybettim" diye yazmıştım.

Nejat Hocamı saygıyla ve rahmetle anıyorum...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları