Tofaş'ın 'son top sendromu' bitmek bilmiyor.

2022.04.13 00:47 - Son Güncellenme: 2022.04.13 00:47
A

Tofaş; FİBA Şampiyonlar Ligi  çeyrek final rövanş mücadelesinde İspanyol Lenova Tenerife'ye ilk maçta olduğu gibi tek sayıyla (73-74) yenilerek bu sezon için kupaya veda etmiş oldu.

Turkuaz yeşilli ekip, İNG Basketbol Süper Ligi'nde ve Avrupa'da oynadığı son 4 resmi maçının üçünü tek sayıyla kaybederken, sadece Beşiktaş'ı tek sayıyla geçebildi. (Beşiktaş 81-80, Tenerife 77-78, 78-79, P.Karşıyaka 78-79)

Benzerine biraz zor rastlanacak ilginç bir istatistik değil mi?...

Şanssızlık elbette bir yere kadar geçerli mazerettir, ancak yenilgilerin tek nedeni sayılamaz.

Bir noktadan sonra takım halindeki beceriksizlik görmezden gelinemez. Hesapta olmadığı için sonradan acısı çıkan ekstra top kayıpları, bireysel performanslardaki düşündürücü gelgitler; neredeyse hiç katkı veremeyenlerle (!), adam ve takım savunmalarındaki zaaflar...

Tabii en önemlerinden birisi de yanlış şut seçimleri.

Bunların hepsi birlikte; kaybedilen son 4 maçın ortak sendromlarıdır bana göre.

Bir kabus gibi gelip geçmiştir inşallah bu seri Tofaş adına; çünkü ligde yeniden ayağa kalkarak play-off sıralamasında yer kapabilmesi için önünde öyle fazla zaman da bulunmuyor.

Tofaş ilk iki çeyreğini çok kötü oynadığı Tenerife maçının rövanşında sadece bir kez o da bitime 11,1 saniye kala Yiğit Arslan'ın üçlüğüyle öne geçebildi. (73-72). Bu skor; makus talihin değişeceği bir kırılma noktası gibiydi adeta.

Ne var ki Tenerife kenardan oyuna soktuğu topta; Tofaş'ın sert savunmasına karşın üç saniye koridoruna devrilen eli sıcak Marcelinho Huertas üzerinden bitime 0,9 saniye kala sayıyı bulunca rakip bir kez daha öne geçecekti.

İspanyol cephesi sevinirken, Tofaş yıkılıp kalıverdi. Tribünler şok geçiriyordu. Boğazlarda düğümlenip kalan sevinç çığlıkları ise en acı olanıydı.

Bitime artık 1,2 saniye kalmıştı ve deyim yerindeyse küçük çaplı bir mucizeye ihtiyacı vardı Tofaş'ın. Beklentiler mola alarak topu ön alandan oyuna sokturan Çakı'nın çizeceği bir kenar oyunuyla bir adamını perdelerden boşa çıkartarak, onun göndereceği alley-oops pasla çembere devrilecek Simmons'a smaç yaptıracağı şeklindeydi. Tabii bu detay benim kişisel düşüncemdir.

Çakı farklı bir uygulama ile topu kenardan eli sıcak Yiğit Arslan'a teslim ettirse de; onun biraz da zorlama şutu hiç bir şeye değmeyince maç 73-74 sona erdi.

Temsilcimiz son çeyreğin dışında maçın hiç bir bölümünde istediği gibi oynayamadı. Psikolojik momentumu eline geçiremediğinden olacak sürekli ezik göründü. Rakibin sert ve agresif savunması karşısında geçiş hücumları başlatamadığımız gibi; oyun içinde de akışkanlığımız hiç yoktu. Show up savunmayı özel görevlendirilmiş isimlerini neredeyse ortadaki logoya kadar çıkartarak uygulayan Tenerife; içeride de Shermadini ve Doomekamp ikilisinin boy avantajı ile bizim uzunlarımızı bubi tuzaklı koridorunda çaresiz bırakmasını bildi.

Yakın ve temaslı bire bir savunmada da şutörlerimizin yüzdesinin beklentilerin altında kalması, daha başlangıcı itibariyle maçın hakimiyetinin Tenerife'ye geçmesini sağladı.

Tipik İspanyol basketbolu oynayan Tenerife savunmada sert, hücumda da yüzdeli şut sokabilen bir ekip.  Topu çok iyi çevirerek ve kendilerine boş alan yaratarak eli sıcak oyuncuları üzerinden yağmur gibi üçlük soktular. Pas trafikleri mükemmeldi, iç ve dış oyun dengeleri ise derslik anekdotlarla doluydu.

Pick and roll'lerde (ikili oyun) yaşlı, ağır ama katkısı yüksek Gürcü pivot Shermadini'yi içeriye bizim uzunların üzerinden devirerek kolayca skor buldular.

Skorer guard Finli Sasu Salin'le, Barcelona orijinli point guard Marcelinho Huertas maçın skor kısmında Tenerife adına ağır basan isimler oldu. Oyunun temposu da sürekli bu iki ismin kontrolü altındaydı. 4 numaradan Aaron Doomekamp'ın hem içeriden bire birler üzerinden, hem de dışarıya çıkınca bulduğu isabetli üçlükleri gecenin ekstra katkılarıydı konuk ekip adına. Skor opsiyonlarını bir kaç kişiye değil de, tüm takımın sorumluluğuna teslim eden İspanyol coach Txus Vidorreta; klasik beşinin dışında kısası, uzunuyla şans tanıdığı hemen her oyuncusundan katkı sağlayarak gecenin mutlu insanı olmayı başardı.

Dikkatimi çeken maç içindeki ince ayrıntıya gelecek olursak. Bunu da ancak ben yaştakiler iyi bilecektir!.. Rakibin Gürcü pivotu Shermadi'nin çembere 4 numaradan yaklaşınca; şutunu NBA efsanesi Kareem Abdul Jabbar benzeri sky hooklarla göndermesi unutmamışlar için nostalji yerine geçti. Shermadini artık müzelik olan bu şut stili ile hiç isabet bulamasa da; denenmesinin basketbol tarihi adına bir saygı olduğunu düşüncesindeyim.

Aşağıdaki sözlerim de takımın geneli içindir.

Son çeyrekteki müthiş dönüşe gücünüz yettiğine göre; artık bundan sonra hiç olmadı ligde silkinmemiz gerekecek!..

Avrupa defteri kapandı; yani bundan sonra hepiniz için yorgunluk, uzun seyahatler hiç birisi mazeret yerine geçmeyecek!.

Play-off'da garanti olmadığı için önce Cumartesi akşamı Fenerbahçe'yi, sonra İstanbul'da Galatasaray'ı yenmenizi bekliyoruz.

Maçın Tofaş adına yıldızı; alt yapı ürünü Yiğit Arslan'dı. Takımını en kritik bir anda ilk kez öne geçiren üçlüğü de dahil; canını dişine takarak oynamaya çalıştı. (Toplam 14 sayı, 4/5 üçlük, 2/2 serbest atış, 2 ribaunt, 3 asist)

Kısaların kısır kaldığı maçları maalesef kazanamıyor Tofaş. Dün akşam Berk Uğurlu siftah yapamadan oyundan çıktı. (Sıfır sayı) Pako Cruz 7 Kasey Shepperd 2, Tyler Ennis 7 sayıda kaldı. Son çeyrek fırtına gibi esen Jeremy Simmons  17 sayısına, (6/8 iki sayı, 5/6 serbest atış) 6 ribauntluk katkısını da ekleyerek; Tofaş'ın ayakta kalan bir diğer oyuncu olmayı başardı.

Kadroda sabırların sınırlarını zorlayanların da kulaklarını bükelim. Sezonun hayal kırıklığı Kasey Shepperd yine 'sıfır katkılı' bir maç oynanarak bana göre kredisini tamamen tüketti.

Takımda yetkim olsa; her türlü riski göze alarak yarın itibariyle biletini keserdim.

Tomislav Zubcic'in de sezon içindeki en kötü maçlarından birisine denk geldi dün geceki Tenerife rövanşı. Menaceri Tolga Tuğsavul'un VİP koltuklarda oturmasından mı stres yaptı; artık o kadarını bilemeyeceğim!..

Erken bir saatte olmasına karşın tribünlerde toplanmış hatırı sayılır seyircinin; maçın sadece son çeyreğinde 'taraftarlık görevini hatırlaması' kazanmaya etmedi!..

Coşkuyu en başından vermek gerekiyor.

Maçın hakemleri yönetimde zayıf, eyyamcılıkta süperdi!. Gri pozisyonların hepsinde İspanyol takımını tuttular!..

Dua etsinler de; tribünlerin neredeyse hepsi beyefendi, hanımefendiydi, paşa ve uslu çocuklarla doluydu!..

Sanırım ne demek istediğim anlaşılmıştır!..


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları