Bursa'nın sporundan bir Yalçın İpbüken geçti

2023.12.22 17:28 - Son Güncellenme: 2023.12.22 17:29
A

Kadim dostum gazeteci, yazar Dr. Murat Kuter 32. eserini Bursa'nın iş ve spor dünyasında derin izler bırakmış Yalçın İpbüken'e ithaf etmiş. (Kuter aynı zamanda eski bir spor yazarıdır)

Diğerlerini okuyabilme şansı bulamamış birisi olarak iddiam şudur ki;

Kesin en iyisi olmaya adaydır elimizde tuttuğumuz son kitabı,

Kesin en çok beğenilip, okunanı olacaktır.

'Kesin' diye koyduğum hükmüm öznesi Yalçın İpbüken satırlara değil; olsa olsa yazılacak bir kitaba sığabilirdi.

İşte bunu başarmış sevgili Murat Kuter;

Ön hazırlığı ile basım aşaması dahil tam 3 yıl çalışmış kitabının üzerinde ama değmiş.

Şimdi;

Daha kapağını kaldırmadan 'değmiş' diye ikinci hükmü vermek; Yalçın İpbüken'i tanıyanlara özgü bir dışa vurum tezahürüdür.

'Kendisini beğenmişlik' olarak algılanmasın bu saptamam.

İş yaşamındaki sosyal konumunu bir kenara bırakarak söylüyorum;

Ben Yalçın İpbüken'in mesleğinden spora ayırabildiği zamanlarının (yani 1970'den 1982'ye kadar) önce bir spor sever, sonra da gazeteci olarak en sadık takipçilerinden birisiydim...

Yani;

Tofaş'ın basketbolunda, voleybolunda, güreşinde artık yerinde yeller esen emektar Atatürk Spor Sarayı'nda;

Futbolunda nurlar içinde yatsın Erdoğan İzmirli ile özdeşleşmiş emektar Merinos Sahasında;

Atletizminde yıkılan Atatürk Stadyumu'nda;

Su topu ve yüzmesinde Çekirge'de kurbağa vıraklamaları arasında ve yosun yumaklarıyla birlikte (!) kulaç atılan Havuzluparkı'nda maçlarla, yarışmalar izledim.

Tek tek haberlerini yazdığım gibi, yorumlar da yaptım.

O günleri yaşayanlar olarak bir kaç kişi kaldık artık.

Birisi değerli meslektaşım Cemal Ekentok'tur. Diğeri aramıza sonradan katılan Serkan Yetişmişoğlu...

(Beni gazeteciliğe başlatan Murat Kuter'de kitaplar yazmadan önce (!) yerel gazetelerde bir taraftan spor haberlerine imza atar, diğer taraftan da salona koştururdu.)

İkisi de bugünkü tanımında hazır bulundular.

İşte;

Söz konusu spor mekanlarının en sadık müşterilerinden birisi de, Tofaş Spor Kulübü'nün kurucusu ve ilk başkanı sevgili Yalçın İpbüken'di.

Gittiğim maçların gözlemcisi gibiydi Yalçın ağabey.

Sabah, öğle, akşam ve her zaman.

Elinde de bir kitap, fırsat bulunca onu okurdu.

Demeç alır, röportajlar yapardım.

Gazeteci, yönetici ilişkisinden öteye ağabey, kardeş gibiydik kendisiyle.

Hiç geri çevirmez, her soruma açık ve net yanıtlar verirdi.

Yıllar böyle su gibi akıp geçti.

1982'de İstanbul'a dönmeye karar verdiğinde; en çok üzülenlerden birisi de ben olmuştum.

Önemli bir haber kaynağımı, daha da önemlisi bir can dostu, zaman zaman sorunlarımı paylaştığım bir ağabeyimi kaybetmiştim.

Neden Yalçın İpbüken'i bu kadar seviyorsun derseniz?

O zaman anlatayım.

Yalçın İpbüken Bursa'ya salon sporlarında çağ atatan adamdır.

Ufkunu geniş tutmuş, geleceği öngörmüştür.

Kimse alınmasın, gücenmesin de;

Bursa'da bugün basketbol oynanıyorsa; çok sayıda kulüp kurulmuş ve farklı liglerde mücadele ediyorlarsa;

Bu Tofaş ve Yalçın İpbüken sayesindedir.

Voleybolda Bursa'nın ilk kulüp takımlarından birisi olan Tofaş'da onun girişimleriyle faaliyete geçmişti. (Oyak Renault ile birlikte)

Güreşte Türkiye ve Avrupa şampiyonluklarına ambargo koyan ilk kulüp yine Tofaş olmuştu.

Atletizm takımı ile Türkiye Kulüpler Şampiyonluğu kazanılmış;

Yüksek atlamacı Ekrem Özdamar Tofaş formasıyla 2.20 metre atlayarak Balkan Rekoru kırarak atletizm tarihine geçmişti.

Sermet Timurlenk, Mehmet Terzi, Dr. Murat Kaçar gibi o günün ünlü atletleri mavi beyazlı kulüpte birincilikler kazanmışlardı.

Onun girişimi ve yaratıcılığı olmasa; Bursa spor olarak bu branşlarla tanışamaz, çok gerilerde kalırdı.

Yalçın İpbüken Bursa'nın sportif portföyünü şekillendiren;

Misyon ve vizyon kazandıran lider kimlikli bir spor insanıdır.

Yeri de hala doldurulamamıştır.

Bugün  16 yılımı geçirdiğim Setbaşı Umurbey Mahallesi'ndeki 'Tofaş Arabaları Müzesi'nde Yalçın İpbüken'i yanında eşi Sema hanımla birlikte dinlerken, bütün bu anlattıklarım bir film şeridi gibi geçip gitti gözlerimin önünden.

83 yılı geride bırakmak üzere olan bir ömrün kısa yaşamına sığdırdığı unutulmaz hizmetlerini takdir etmekten kendimi alamadım.

Kitap tanıtımında spor yazarları dışında çok sayıda meslektaş da yerini almıştı.

Ben buradan sizlere Yalçın İpbüken'in Bursa'nın spor dünyasına yaptığı dokunuşlarıyla kazandırdıklarını anlatmaya çalışım.

Diğerleri de mutlaka konuya farkı bir cepheden yaklaşarak başka şeyleri anlatacaktır.

Kısacası Yalçın İpbüken Bursa'nın sporunda basketbol, voleybol, güreş, atletizm, yüzme ve su topu demektir.

Kendisine ve sevgili eşine sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.

İyi ki varsın Yalçın ağabey, iyi ki seni tanımışım...

Kitabının kapağında 'Öğren, çalış, mücadele et, vazgeçme, paylaş, şükret...' diye yazıyor.

Öyle yapmaya çalışıyorum ben de...


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları