'Boccenin Altın kızları'

2022.07.22 19:06 - Son Güncellenme: 2022.07.23 12:32
A

Benimkisi de mesleki bir tutku işte.

Bursa'yı uluslararası platformlarda temsil ederek madalya kazanan sporcularımızı kendimce ödüllendirmeye dayanamıyorum.

Ödül dediğimde para, pul vermek değil elbet (!), onları sizlere tanıtan bir röportaj.

Hele bir de futbolun dışındaki ekstrem branşlarda kazanılmış madalyalar söz konusuysa yerimde duramıyorum!.

Bir çok alt kategorisi bulunduğu için genel tanımıyla 'bocce' diye isimlendirilen spor dalıyla uğraşan İnce Ece ve Buket Öztürk kardeşler Cezayir'in Oran kentinde yapılan 19. Akdeniz Oyunları'ndan alt madalyalarla dönünce portföyüme almıştım kendilerini.

Davet edecek, oturup birlikte söyleşi yapacaktım.

Yazıma başlamadan önce beni kırmayarak davetime icabet eden iki şampiyon kardeşe buradan bir kez daha teşekkür etmek istiyorum.

Ne de olsa şampiyondu ikisi de. İsteseler kapris yapar, bu işin doğasında olduğu gibi birazcık naza çeker, hatta telefonları açmaz, mesajları görmezden gelebilirlerdi!.

(Maalesef bazı şampiyonlardan böyle bir muameleye maruz kaldığım için özellikle vurgulamak istedim)  

Tersine çok olumlu yaklaştı abla kardeş teklifimize; seve seve geldiler 'bursada bugün''ün bulunduğu iş hanına.

Tam saatinde hem de... (Unutmadan bu röportajın gerçekleşmesinde katkısı büyük olan Bocce ve Dart Sporları İl Temsilcisi sevgili Nihat Demir'e de ayrıca teşekkürlerimi sunuyorum)

Abla İnci Ece Öztürk 25, kardeşi Buket ise 20 yaşında.

Bulgaristan göçmeni bir ailenin kızları.

Baba muhasebeci, anne belediyede memur olarak çalışıyor.

Aile neredeyse her bireyiyle sporla uğraşmış, uğraşmaya da devam ediyor.

Örneğin anneanne eski bir atlet, baba tarafı ise satranç tutkunu.

'Armut dibine düşer' diye boşuna söylememiş büyüklerimiz.

Atlet anneanne ile satranççı babaya bocceci iki torunla, iki kız (!).

İnci Ece Uludağ Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği Bölümünü bitirmiş, halen ayni fakültede akademik kariyerini sürdürüyor. Kardeş Buket ise ayni fakültenin üçüncü sınıfında öğrenci.

İnci Ece konuşmamızın bir bölümünde 'boccede Bursa ve Türkiye adına tarihe geçecek başarı öyküleri yazmaya devam ediyorum' demişti.

(Gerçekten de öyle; birazdan madalya dökümlerini verdiğimde kendisine hak vereceksiniz.)

Performans bağlamında ondan aşağıya kalmayan kardeşi Buket'le birlikte ülke genelinde fazla popülerliğiyle, tanınırlığı olmayan bir spor branşında rol modeli gibiler.

Başka bir ifadeyle;

Tespih tanesi gibi sıralanan sayısız şampiyonluklarla sürekli ivme kazanan iki karizmanın; henüz olimpik koşullarda yarışmaya hak kazanamamış bir spor branşının koşulsuz ve tartışmasız  ikonu haline gelmesi  başarının 'sarf karbon'u sayılmalı bence.

Rakipsizliklerine rekabeti de ekledikleri gün Bursalı iki kızımızın değeriyle kazanımları inanıyorum ki daha iyi anlaşılacaktır.   

Boccenin Bursalı fenomenleri İnci Ece ve Buket Öztürk; titrlerinde dünya şampiyonlukları yazan, Avrupa'daki organizasyonlarda madalyalara ambargo koymuş, son Akdeniz Oyunları'nda kazanımlarına yaptıkları yeni eklemelerle bu sporun en yaratıcı şampiyonları açık ara.

Edindiğim izlenimle söylüyorum; mütevazi, alçak gönüllü, elde ettikleriyle yetinmeyerek daha fazlasını isteyen bir iştaha sahipler.

Abla kardeşin 2019'da boccede birlikte kazandıkları dünya kupası şampiyonluğu genel branşlar dikkate alındığında 'tek' olması açısından da çok farkındalıklı. İnci Ece ayıi organizasyona (şimdi kırılmış olsa da) ümitler dünya rekorunu da sıkıştırmış.

Buket 2018'de boccenin volo branşında kazanılan tarihi şampiyonluğunun mimarı.

İlk Türk kız sporcusu.

Boccenin geçmişi aslında Romalılar'a kadar uzanıyormuş. Konya Çumra civarında Çatalhöyük'te yapılan tarihi kazılarda ise; kraliçenin elinde bocce topu ile heykellerinin çıktığı söylenir toprak altından.

Yaygın olarak Akdeniz havzası ülkeleriyle (Fransa, İtalya, İspanya, Türkiye), Balkan ülkelerinde oynanıyormuş. (Hırvatistan, Sırbistan, Yunanistan, Karadağ, Slovenya)

Türkiye'de en popüler olduğu şehirlerin başında Bursa geliyormuş. Tabii burada Öztürk kardeşlerinin başarılarının katkısını yadsıyamayız.

Sohbetimizde Mersin ve Ankara'nın da boccenin hem yaygın olarak oynandığı, hem de tesisleşmede aşama kaydettiği iller arasında olduğunu öğrendim.

Abla, kardeş konuşmamızın bu kısmında Bursa'da bocce yaparken yaşadıkları sıkıntıları da dile getirdiler.

Özellikle tesislerin yetersizliğinden dem vurdular.

Bir örnek vererek Hasanağa TOKİ'de çalıştıkları tesisin fiziksel yetersizliğinin altını çizerek, devletin Bursa'ya daha fazla yatırım yapması ricasında bulundular.

Yine bu sporla sadece Hasanağa TOKİ ve Bursaspor'un dışında Bursa BŞB'nin faaliyet göstermesinin, katılım anlamında Bursa'nın sportif portföyüne yakışmadığının altını çizdiler.

Genelde ve yerelde fazla bilinirliği olmadığı için boccenin tanımını isteyince ki kardeş şu ortak açıklamayı yaptı.

'Bocceyi bowlingle özdeşleştirseler de atletizm gibi kabul edebiliriz. Bocce yaptığımız sporun genel adı. Kendi içinde alt dalları var. Raffa, volo, petank, çim topu gibi. Ben boccenin altın nokta disiplinini yapıyorum. (Buket)  Ablam ise (İnci Ece) basamak disiplinini. Bowlingde kazanmak için tek atışla bütün topları devirmemiz gerekiyor. Yerden sallamıyor, kafadan vurmaya çalışıyoruz. Basamak yarışında 5 dakika mekik koşusu yapıyor, 12,5 metreye konulan hedefleri ellerimizde 1 kiloluk toplarla volo branşında direkt kafadan vurmaya çalışıyoruz. 5 dakika boyunca devamlı yapıyorsunuz. Vurdukça mesafesi de değişiyor. Ciddi bir performans gerektiren spor dalı. 45 saniye içinde atışı yapmanız gerekiyor. Öyle sanıldığı gibi kolay değil. Altın noktada rakiplerle birlikte ayni anda atış yapılıyor, en fazla hedefi vuran bir üst tura çıkıyor.'

Tam bu noktada Buket'in verdiği bir bilgi çok dikkatimi çekti.

Volo branşında Türkiye'nin kazandığı madalyaların çoğunluğu Bursa patentli.  Tabii bu noktada Buket Öztürk'ün performansı ön plana çıkıyor.

'Volonun merkez üssü Bursa' dileriz günü gelir, diğer spor branşlarına da öncülük ve liderlik yapmaya başlar.

Bir voleybolcu kadar popüler olamasalar da (!), onlar kadar büyük paralar kazanamasalar da ikisi de yaptıkları işten son derecede memnun.

İnci Ece 'bocce yapmasaydım mutlaka bir şeyle uğraşırdım. Örneğin sadece fiziksel aktivite ve sağlığım için spor yapardım. Çünkü spor yapmayı çok seviyorum. Aşığım diyebilirim. Para da ikinci planda benim için. Hiçbir zaman profesyonel olarak düşünmedim. Yaptığım spor benim için bir tutku ve sonuna kadar da peşinden koşturmaya devam edeceğim.'  derken, kardeşi Buket'te ayni görüşleri paylaştı.

'Spora yeni başlayan birisi neden bocce yapsın?. Onu bocceye özendirmek için neler yapardınız' sorumu da şöyle yanıtladılar.

'Kız çocuklarının sportif faaliyetlere katılmalarını önemsiyoruz. Bocceyi branş değiştirerek uzun yıllar yapabilmek mümkün. Aktif bir katılım gösterebilirler. Size öz güven kazandırıyor her şeyden önce. Sosyalleşiyorsunuz. Farklı ortamlarda, farklı insanlarla bir arada bulunup, farklı kültürlerin ortak paydası olabilme şansı yaratıyorsunuz kendinize. Bocce bunun için güzel bir fırsat. Cinsiyet eşitliğini de destekliyor. Örneğin bu sporu kadın, erkek birlikte yapabilme fırsatı da veriyor sizlere. Kız çocuklarına hararetle tavsiye ediyoruz.'

İnci Ece Öztürk 'off the record' kaydıyla akademik kariyeriyle ilgili farklı düşüncelerini paylaştı benimle. Yazmama kaydıyla notunu aldım. Kardeş Buket ise okuluna devam edip, bitirmeyi hedefliyor öncelikle.

Peki bocce dışında hangi sporu seviyor kardeşler, en azından televizyondan takılıyorlar?

Bir kere futbolu ikisi de sevmiyor!. Hele Buket'in en küçük bir alakası yok. İnci Ece profesyonelliğin geldiği seviye itibariyle futbolun çok çirkinleştiğini anlattı. 'Çok büyük kaynaklar aktarılıyor; hem de haksız yere' dedi.

Meğer Barcelona'nın, Messi, İniesta, Xavi, Suarez, Neymar'ın hayranıymış bir zamanlar. 'Takım dağılınca o ilgisi de sıfırlanmış!.

Tenise hayran an itibariyle, buz pateni de ilgi alanında. Tenisi oynamasını da seviyor. seyretmesini de. İkisi birlikte Filenin Sultanlarını takip etmişler son olarak Milletler Kupası'nda. İtalya'ya yenilince de çok üzülmüşler.

Buket ise soya çekmiş, ailenin ilgilendiği satranca meraklı. 'Satranç oynardım herhalde' dedi.

Ev işlerine ikisi de olabildiğince ilgili. Temizlik, yemek, bulaşık hepsi var. Buket annesinin et yemekleriyle (kapama) kuru ve pilavı seviyor.

İnci Ece akademik kariyer yaptığı için okumaya meraklı. Buket'te Dostoyevski hayranı. Müziği her fırsatta ve ayırım yapmadan sürekli dinliyorlar.

'En çok hangi film' deyince Buket 'İnception / Başlangıç' deyince şaşırıp kaldım. Yönetmen Christopher Nolan'ın baş yapıtlarından. Rüyaları çalan bir hırsızın fantastik öyküsü. Leonardo di Caprio döktürmüştü bu filmde. Bende çok severim bu filmi.

Spider Man'da en son izlediklerinden birisi.

İnci Ece'nin aklından çıkaramadığı kitap 'Nietzsche ağladığında'.

Şebnem Ferah'la şarkılarını da kişiliğinin gelişimine katkıları olduğu için çok sevdiğini anlattı.

Kardeşlere son olarak bugüne kadar kazandıkları şampiyonlukların dökümünü istedim.

Ortaya şahane bir liste çıktı.

Buyurun birlikte okuyalım.

İnci Ece Öztürk: Dünya Şampiyonası (1 altın, 3 gümüş, 2 bronz) Avrupa Şampiyonası ( 1 gümüş, 5 bronz), Dünya Kupası (1 altın), Akdeniz Oyunları (2018, 2022  2 altın )

Buket Öztürk: Dünya Şampiyonası (2 altın 1 gümüş), Dünya Kupası (1 altın), Akdeniz Oyunları ( 1 altın)

İnci Ece'nin henüz Avrupa Şampiyonası'nda altını yok.

Röportajı bitirirken en kısa zamanda onu da koleksiyonuna eklemesini istedim İnci Ece'den.

Başarılar yaşamınızın ayrılmaz parçası olarak hep peşinizde koştursun kızlar; Bursa'nın Türkiye'nin gururu olmak sizlere çok yakışıyor.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları