Dili, dini, ırkı, cinsiyeti de olmaz değil mi?

Günlerdir CHP Osmangazi İlçe Başkanı Mete Akyolcular'ın yaptığı iddia edilen taciz olayı ve o olay üzerinden pek çok siyasetçi hedef tahtasına konulmuş durumda.

İlçe başkanı ile ilgili kongre sürecinde de pek çok nahoş olay gündeme gelmişti ve hiç kimse de sisini çıkarmadan 'aday olma' dememişti.

O günün partiyi yönetenleri 3 maymunu oynamayı maharet sanmışlardı.

Milletvekili olma yolunda her tür yanlış mubahtır mantığı ile koltuğa oturan CHP İl Başkanı İsmet Karaca olanı biteni bilmiyor muydu?

Tabi ki biliyordu..

Sustu..

Göz yumdu..

Çünkü..

En büyük ilçe Osmangazi delegesine çok ihtiyacı vardı.

Kişisel hesaplar öne çıkınca yaşananlar da kaçınılmaz oldu.

Buraya kadar durum böyle...

Peki..

Sosyal medyadaki linç kampanyalarında neler oldu ve oluyor?

Taciz, istismar olayları sadece CHP de oluyormuş algısı yerleştirilmeye çalışılıyor fazlasıyla..

Diğer siyasi partilerde siyaset yapanlar çok mu masum?

Bence değiller..

Çürük elmalar her yerde var..

Hep varılar ve olmaya da devam edecekler.

CHP deki olaylara karşılık Ensar vakfında yaşananlar tekrar gündeme geldi.

Bakan'ın bir kereden bir şey olmaz sözleri hatırlandı..

Çevremizde gün geçmiyor ki bu tarz olaylar yaşanmasın..

Toplu taşıma araçlarındaki taciz hikayeleri ana haber bültenlerinden düşmez oldu.

En muhafazakar kesim de de en aydın geçinenler de var bu hasta kişilerden.

Normal olmayan bu davranış biçimi muhtemelen bir hastalık türü...

Topluma genel çerçeveden baktığımızda para, kadın ve cinselliğin ilk 3 sırada olduğunu görüyoruz maalesef.

Kadın cinayetlerini işleyenler mahkemeye takım elbise ile gelip denetimli serbestlikle aramızda gezebiliyorsa, yargıya güven kaybolduysa, aile, örf ve adetlerimiz yok sayılıyorsa, en kıymetlimiz çocuklarımız cinsel meta olarak helak ediliyorsa...

Bugün sayıları arttı mı yoksa sosyal medya olmadığı için bu denli haberdar mı değildik yaşananlardan bilemiyorum..!

Ama..

Geçmişte de çocuk ve kadın tacizleri bal gibi de yaşanıyordu.

Velhasıl..

Bu denli çirkinlikleri yapan ve yaşatanların partisi olmaz, olmamalı..

Senin hırsızından benim arsızım kıymetli durumu yaratılmaya çalışılmasın..

Bu rezillikleri yapanlar her kim olursa olsun toplum vicdanında elbet yargılanıyor.

Ancak..

Adalet mekanizması yani yargı hepimize güven sağlamalı.

İnfazı bizler değil yargı yapmalı.

CHP İl başkanlığı basın danışmanı Tayfun Çavuşoğlu bizleri gazeteci olarak görmeyebilir.

Basın toplantılarına davet de yapmayabilir.

Basın açıklamaları konusunda da bilgilendirmeyebilir.

Fakat..

Bu durum bizlerin gazeteci olduğunu gerçeğinin üzerini örtmez..!

Yanlışa yanlış demeyen herkes bu gibi olaylarda suçludur..

Net ve kesin bilgi.