Bursa'nın en büyük sivil toplum örgütlerinden olan DAĞDER'de her geçen gün danışık geceleri ve toplantıları büyük bir katılımla gerçekleşiyor.

Her hafta mutlaka 4 dağ ilçemizden ve bağlı olan mahalle derneklerimizin katkılarıyla yapılan danışıklarda DAĞDER'de iğne atsan yere düşmeyecek kadar kalabalık oluyor.

Ben dağ yöresi kültürünün Bursa'nın dünyaya acılan kültür kapısı olduğunu bir kez daha vurgulamak isterim.

Dağ yöresinin en büyük sorunu her yazımda vurguladığım göç,

İşte bununla ilgili de geçtiğimiz günlerde 4 dağ ilçesi Belediye Başkanı, Dagder, dağ yöresi mahalle dernek başkanları DAĞDER'de anlamlı bir toplantı gerçekleştirdiler.

Kısacası dağ yöresinin Belediye Başkanları, DAĞDER Genel Merkezi'nde bir araya gelerek Bursa'da yaşayan hemşerilerine çağrıda bulundular.

Öncelikle DAĞDER Kültür Mekezi'nde gerçekleştirilen toplantıda dağ yöresinin sorunları masaya yatırıldığını belirteyim.

DAĞDER Genel Merkezinde gerçekleştirilen toplantıda Konuşan DAĞDER Genel Başkanı İsmail Aydoğdu net konuştu. Bursa'da yaşayan #uludağlı hemşerilerimizin resmi ikametlerini köylere aldırmanın önemini aktardı. Başkan Aydoğdu "Bugün burada fikirsel sürece yaptığımız Yazlak ve kışlak dediğimiz (değişken ikametgâh sistemi) yazı köyünde kışın ise şehrinde ikametgâh eden bir kitle var özelikle emekli kesiminde, yaz döneminde yükü belediyelere düşen, ama geliri merkeze giden sistem, kendi ilçelerimiz özelikle belediyemiz mağdur, nüfusu hak ettiği oranda dağıl, bunu kamu hizmetlerine yansıyan boyutu var. Yani bir adliyenin ve seçim bürolarının kapanması kadar giden aşama var.

Buna ne yapılabilir,

Kanunu genişlik çevresinde yazlık ve kışlak üzerinde 1 ve 2'ci ikametgâhı sistemiyle neler yapılabilir. Bugün bunu duyurusunu bugün itibariyle yapıyoruz. Hem de bu konuda eyer eksik kaldığımız durumlar veya  bizlerin göremediği eksikler var ise bizler paylaşmanızı rica ediyorum dedi.

Başkan Aydoğdu'nun konuşmasının ardından DAĞDER'in kurucu ve DEKAV Başkanı  Prof. Dr. Ali Kaya ise yaptığı konuşmasında "Değerli başkanlarım. Bu akşam bugün yörenin sorunlarıyla ilgilenen o sorunlarının çözümüne kafa yoran biriyim.

Burada köyden göç etmiş Bursa'da yaşayan veya başka il ve ilçede yaşayan hemşerilerimiz birinci ikametgâhlarını Harmacıklıysa oralara, Kelesliyse oraya aldırmaları gerekiyor.

Köylerimizin ilçelerimizin halini görüyorsunuz. Her geçen gün 4 dağ ilçelimizde nüfus düşüyor.

Nüfusun azalmasına paralele olarak üretim düşüyor. Köylerimiz çoraklaşıyor. Oralardaki sosyal hayatta ortadan kalkıyor.

Nüfus düştüğü için.

Yaşlı nüfus kaldığı için böyle tabloyla karşı karşıyayız

Buna bağlı olarak, belediyelerimizin devletten aldığı, iller bankasından aldığı nüfus başına aldığı gelir düşüyor.

O gelir düştükçe belediye bütçesi azaldıkça belediyenin hizmeti de zayıflıyor. Yine nüfusa bağlı olarak bir takım kamu hizmetleri var olanlar ortadan kalkıyor. Sizi başka ilçeye bağlıyorlar, size de ek külfet geliyor.

Peki, başka bir takım hizmetler yaşayan nüfusa bağlıdır.

Ne yapmak lazım?

Oradaki nüfusu artırmak lazım. İlk başta öncelikle emeklilerimiz, emekliliği yakınlaşmış olan hemşerilerimiz ikametgâhlarını köylerine aldırmaları gerekiyor.

Problemlerin ortadan kalkması için adım atmamız gerekiyor.

Demesin ki sen köyünü boşaltın, sen bizden ne istiyorsun bahanesi kalmasın, dolayısıyla nüfusu ikametgâhlarımızı ilçelerimize aldırmamızla birlikte nüfusumuz artmış olacak.

Yine hepiniz görüyorsunuz uzak köylülerimiz arazileri satıyor.

Kimlere satıyor. Tanımadığınız kişilere, oldukça yaygınlaştı.

Bir trend var, bizler kaçıyoruz. Âmâ birileri oralara gidiyor.

Yani suyu tersine akıtamazsınız. Bu gelişime ayak uydurmamız gerekiyor. Birileri şehirde yaşayanlar köylere gidiyorsa, oralardan arazi alıyorsa, o zaman bu gelişimdir. Bu trendtir. Bundan sonra da bu devam edecektir.

O halde biz arazilerimizi mamur hale getirip, biz ora sahip çıkalım, hani bir söz var ya sen sahip çıkmazsan bu vatan bozulur yıkılır, sen köyüne sahip çıkmazsa o köy çoraklaşır.

Peki nüfus kayıtlarını ilçelerimize mahallerimize aldırınca bunun sonuçları ne olacak,

Nüfus artacak beraberinde belediyenin bütçesi yükselecek, kamu hizmetlerinden yoksunluk ortadan kalkacak, böylece köylerimizde sosyal hayat gelişecek, ve beraberinde bir çok insanımız orada yaşamaya özenecek. Ne güzel havamız var suyumuz temiz, toprak organik ömrümüz uzayacak, bundan öncelikle bizler istifade etmeliyiz.

Peki, ikametgâhlarımızı ne zaman aldırmalıyız?

Aralık ayı içinde ikametgâhlarımızı ilçeye aldırmamız işlemi bitmesi lazım. 2025 yılını kısmen kurtarmamız lazım diyerek sözlerini noktaladı.

Aslında yazlık ve kışlak kelimesi tercumanı ve uzun emekler veren bir isimi atlamadan geçemiyeceğim taibiki o isim Daha öncede Orhaneli Belediye Başkanlığı sürecinde adını sıkça duyduğumuz bir isim, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim görevlisi ve aynı zamanda Avukat İdris Kaydul'dan başkası değil.

Orhaneli Belediye Başkanı Ali Osman Tayır, Keles Belediye Başkanı Ali Doğru, Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arikan, Büyükorhan Belediye Başkanı Kamil Turhan'da DAĞ-DER Genel Merkezi'nde toplantıya katılım sağlamsı açıkçası önemliydi. Hepsinin de ortak açıklaması diyebilirim.

Yılın en az altı ayı zaten ata toprağı olan dağ yöresinde yaşayan hemşerilerinin resmi ikametlerini de kendi memleketlerine almaları konusunda çağrıda bulundular.

Dağ yöremizin tek yürek olması gurur verici bizlerde yöre için yapılan güzel projeleri, hizmetleri, yapılan böyle anlamlı çağrıları destekliyor. Emeği geçenleri tebrik ediyorum.

Şimdilik esen kalın...