Tatlıoğlu açık konuştu: Türkoğlu ve Toktaş hak ediyor

2022.11.11 19:52 - Son Güncellenme: 2022.11.11 20:17
A

Çok eski değil.

Unutulmamıştır muhtemelen.

Söyleyince hatırlanacaktır zaten. 

Akşener'in yeni parti için yola çıktığında bugünkü gibi rahat değildi.

Gittiği kimi illerde adı konmamış engellerle karşılaşıyordu. 

Yani toplantı yapacak salon bulmakta zorlanıyordu.

Yüksel Baysal'ın geçmişte kaleme aldığı üzere Kervansaray Otel'de Akşener'in katılacağı toplantı salonu için de yaşanmıştı.

Daha doğrusu organizasyonu kimin düzenleyeceği hususunda ilgili birimlerin taleplerine çözüm bulmakta zorlanılmıştı. 

Sonuçta organizasyonu kimin düzenleyeceği ile ilgili bir beyan gerekliydi.

Genelde tüm toplantılarda bir dernek ya da isim üzerinden bildirim oluşturulur.

Güvenlik birimleri de bu tür toplantıları takip ederek olumsuz hadiselerin yaşanmasının önüne geçmeye çalışır.

İşte bu dönemde bir sendikanın temsilcisi olan ve memur olan Selçuk Türkoğlu davet sahibi olarak kaydedilmişti.

Anlı şanlı isimlerin davet sahibi olarak gösterilmekten imtina ettikleri duyulmuştu.

Çekinmişlerdi belki de.

Gelelim günümüze.

İYİ Parti kongre sürecinde.

Aynı zamanda seçim sürecinde de denilebilir.

Zira Mayıs-Haziran gibi cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler yapılacak.

İYİ Parti de bu seçimlere iddialı hazırlanıyor.

Ama aynı zamanda parti içinde çekişmeleri de beraberinde getiriyor.

Diğer taraftan MHP'den ayrılmalarla kurulan bir parti görünümü olduğu için farklı bir konuyla da gündeme geliyorlar.

Bir başka ifadeyle; "İYİ Parti MHP'nin devamı bir parti mi yoksa Merkez Sağ seçmene odaklanmış bir parti mi?" tartışmasıyla gündeme geliyorlar.

Hatta eğer Merkez Sağ seçmene odaklanmış bir parti olacaklarsa MHP kökenli isimlerle değil de ANAP/Doğru Yol gibi partilerle özdeşleşmiş, AK Parti ile kuruluşta yol yürümüş isimlerle ön plana çıkmak istendiği yorumları yapılıyor. 

Buna gerekçe olarak ise MHP'nin devamı görünümü ve politikalarıyla alınacak oy oranının düşük seviyelerde kalacağı dolayısıyla iktidara gelinemeyeceği tezi gösteriliyor.   

Bu tezin haklılığı ya da haksızlığı bir yana İYİ Parti'de bir heyecanın olduğu açık.

Bana göre bu heyecan geçtiğimiz yaz başına kadar daha yüksek seveyilerdeydi.

AK Parti ve MHP'den uzaklaşma eğilimine giren oyları kazanabilirlerdi.

Söz konusu oyların önemli bir bölümünün geri dönmeye başladığı yorumlarını duyuyoruz.

Hal böyle iken; MHP kökeni ile bilinen ve seçimle iş başına gelen Selçuk Türkoğlu'nun siyasi geleceği ile ilgili nasıl bir karar vereceği merak ediliyor.

Doğal olarak milletvetili olmak istiyor.

Ya da istiyordur.

Tüm partilerin il başkanlığı yapanlarda olduğu gibi.

Kimi il başkanları bu hedefe ulaştılar kimi ise Ankara'yı mesken edinemediler.

Selçuk Türkoğlu ise niyetini tam olarak beyan etmese de milletvekili olma isteği görülüyor.

Siyaseten söylediği "Parti tabanımız ve liderimiz ne karar verirse" ifadelerini kullansa da istediği anlaşılıyor ama şu andaki görevine odaklandığını dile getiriyor.

Çünkü bir kongre süreci yönetiyor.

İster istemez parti kulislerinde konuşulan konulara da kulak kabartıyor ve parti içi çekişmeleri işitiyor.

Ve parti üst yönetiminin MHP'den gelen isimleri ön plana çıkarmayacağı yorumlarıyla başbaşa kalıyor.

Öncelikle bu konuyu İYİ Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Grup Başkanı İsmail Tatlıoğlu'na sorduk.

Aldığımız yanıt mealen şöyleydi:

"Bir il başkanının milletvekili olması kadar doğal bir durum olabilir mi? Bizim İl Başkanımız için de öyle. Çok başarılı bir il başkanı. Selçuk Türkoğlu'nun da Hasan Toktaş'ın da en doğal haklarıdır. Anne sütü kadar helaldir. Bizim karşı duruşumuz söz konusu olamaz. 'İsmail Hoca istemiyor' diyenler doğru bir ifade kullanmıyorlar. Bu konuyu hak edenlerin başında gelmektedirler. Unutulmamalıdır ki, bu konuda kalem ve karar Genel Başkanımızdadır" 

Başkan Türkoğlu da bu yorumlardan rahatsız şüphesiz.

Görüştüğümüz Türkoğlu "İsmail Hocamız, Milletvekilimiz, Grup Başkanımız; bizim, Bursa'mızın ve partimizin marka değerlerinden biridir. Konumu önemli ve saygıdeğerdir. Milletvekilliği seçiminde 25.500 üyemizi ve üye olmayan on binlerce partiliyi motive edecek sıralarda isimlerin olması partimiz ve Bursamız için kıymetli olacaktır" ifadelerini kullandı.

Şüphe yok ki; İYİ Parti kuruluş aşamasındaki çalkantılı dönemini tamamladı.

Bu açık.

Artık toplumda ve iş dünyasında bir şekilde karşılık buluyor.

Bu kez partide yeni durumlar ortaya çıkıyor.

Özellikle seçimler yaklaşıyorken.

Parti içindeki bilgi akışının ve yönetimler arasında tartışma çıkarma eğilimlerinin alt yapısında bu yatıyor olmalı.

Kongre sürecini de böyle okumak gerekiyor herhalde.

Yine MHP kökenli siyasetçiler üzerine yoğunlaşılıp bir kutuplaştırma oluşma durumlarını da bu şekilde yorumlamak mümkün olsa gerek.

Sonuç olarak salt Bursa'da değil İYİ Parti'nin tüm teşkilatlarında bu tartışma var alında.

Her ne kadar MHP'den kopmuş isimlerin ön planda olarak kurduğu bir parti olsa da İYİ Parti MHP'nin devamı bir parti değil.

Dış politikası ve ekonomiye yaklaşımı liberal değerlerle örtüşen yapıda.

Burada açıkça görülebilecektir.

Elbette bu politikaların parti vizyonu ile bütünleşmesi gerekecektir.

Bize göre parti üst yönetimlerindeki kadrolar bu görüntüyü veriyor.

Eğer dikkatli incelenebilirse bu görülecektir.

Bu görüntünün dışına çıkan isimler zenginlik görülüp yola devam de edilebilir, değişim de yaşanabilir.

Taşra teşkilatlarında ise yeni kurulan partilerin hemen hepsinde yaşanan bir tartışma olarak görmek de gerekebilir yaşananları.

Bilemiyoruz.

Ancak şu bir gerçek ki, milletvekili listelerinin açıklanmasına kadar bu tartışmalar bitmeyecektir.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları