Bursasporlu üşümesin; ışığı hiç sönmesin...

2024.01.16 17:45 - Son Güncellenme: 2024.01.16 17:48
A

Recep Günay yönetimi gider ayak Bursaspor'a kötülüklerin en büyüğünü yapmaya başladı.

Bu kulüple oyuncuları; tarihinin hiç bir döneminde bu kadar zor durumda bırakılmamıştı.

Hatırlamıyorum da, aklıma da gelmiyor.

Maaşları, primleri, transfer taksitlerini ödeyemeyebilirsiniz de;

Tesisi elektriksiz, doğalgazsız bırakmak ta neyin nesi oluyor; hiç vicdanınız sızlamadı mı?

Mersin deplasmanından dönen oyuncuları tesiste ve gecenin karanlığında battaniye altında buz kestirmeye hakkınız var mı sizin?

Böyle özel durumların mazereti olamaz.

Gerekirse saatinizi, ceketinizi satardınız da;

Tesisin elektrikleriyle, doğalgazı kesilmezdi.

Lafa gelince atıp tutuyorsunuz, icraata gelince 'sıfıra sıfır, elde var sıfır'.

Özlüce Tesislerindeki elektrikle, doğalgazın borçları nedeniyle kesilmesini öğrenince; 80'li yıllara Bursaspor'un Vakıfköylü günlerine gittim.

O tarihlerde de kulübün geliri fazla değildi;

Bir tek maçlardan elde edilen hasılatlarla yönetim kulübün çarklarını döndürmeye çalışırdı.

İşte o yıllardan bir gün;

Bursa Hakimiyet'te çalışıyorum.

Foto muhabiri rahmetli meslek büyüğüm Aziz Bükey'le birlikte Vakıfköy'e idmana gittik.

Tesisin içindeki idman sahasının çevresi henüz çitlerle çevrilmemiş, dümdüz bir arazi.

Köyün ne kadar büyük başı varsa girmiş mi sahanın içine!

Koyun, inek, dana artık ne varsa;

Arabamızı kenara yanaştırıp iniyorduk ki; dönemin teknik direktörü rahmetli Kemal Omeragic bizi görünce koşturarak yanımızda bitti.

Sinirden pancar gibi kızarmış suratıyla bir taraftan küfürler savuruyor, diğer taraftan zaten saçı dökülmüş kel başına (!) elleriyle şaplak patlatırken yarım yamalak Türkçesiyle 'ben var kafayı yemek üzere! Yok bu kulüpte kimse, yok bu kulüpte yönetici, tesis amiri!' şeklinde avazı çıktığı kadar bağırıyordu.

 Önce ne olduğunu anlamaya çalıştık.

O yıllarda tesise henüz elektrik bağlanamadığı için aydınlatma jeneratörle yapılabiliyordu.

Omeragiç idman için Vakıfköy'e gelince önce jeneratörün yanına gitmiş, fakat yakıtı bittiği için çalıştıramamış!

Jeneratör çalışmayınca sıcak su da olmaz; duşta alınamaz.

Oyuncuları için isyan ediyordu haklı olarak.

O kızgınlıkla sahaya girip bir de köyün büyük başlarını otlarken görünce iyice fıttırmış Boşnak hoca!

Bağırması bitince bu kez bizi dövmesinden korktuk!

Zorla sakinleştirerek Aziz Bükey'le birlikte sahaya daldık.

İneklerle, koyunlar; tavuk, köpek, kedi gibi 'hoşt, kış' deyince gitmiyor ki!

Ne yapacağız şimdi?

O günün tesislerden sorumlu yöneticisi de; eski milletvekili ve BOSSEK Başkanı Feridun Pehlivan'ın rahmetli babası Ahmet Pehlivan.

Ama Ahmet ağabeyin tesiste olması gerekirken, ara ki bulasın!

Üç kişiyle bu kadar hayvanı dışarı çıkması mümkün değil.

Omeragic ben, Aziz Bükey; bir de futbolculardan Sedat 3, İhsan Kavak, Feridun Özdiker hep birlikte başladık hayvanların kuyruklarından çeke çeke dışarıya sürüklemeye!

Bu kez de patır patır 'şey etmeye' başlamazlar mı!

Al başına bir dert daha...

Sahanın içi doldu mu tezek;

Biz kuyruklarından çektikçe, mübarekler sözleşmişçesine sırayla salıveriyorlar sahanın içine!

Çeke, çeke, ite, ite; tezek yağmuru altında sonunda hayvanların hepsini dışarı çıkartabildik.

Tam idman başlayacaktı ki; tesisin üst katındaki merdivenlerden Ahmet Pehlivan gerine gerine gelmiyor mu!

Meğer güzellik uykusuna yatmış Ahmet Pehlivan!

Omeragic'in onu görür görmez tepesi iyice attı;

Üzerine hışımla yürüyerek ağzına ne geliyorsa söylemediğini bırakmadı (!)

Aziz Bükey'le birbirimize bakışırken 'şimdi kavga edecekler galiba' diye içimizden geçmedi değil.

Zor yatıştırmıştık ikisini;

'İdman izleyeceğiz' diye gittiğimiz Vakıfköy'de şansımıza elektrikleri kesik bir tesisle; sahanın içine doluşmuş büyükbaş hayvanları kuyruklarından çeke çeke dışarıya çıkarmak düşmüştü; hiç unutamadım.

Yıllar yıllar sonra Özlüce'de benzeri bir olayla karşı karşıya kalınca; geçmişin portföyüne sıkışıp kalmış bu anımı sizlerle paylaşmak istedim.

Beceriksiz yönetimlerin marifetiyle bir daha Özlüce'nin ışıkları sönmez;

O gencecik, pırıl pırıl çocuklar doğalgazı yanmadığı için üşümeme adına battaniyelerinin altına tespih böceği gibi dizilmezler inşallah;

Bursasporlu üşümesin;

Özlüce'nin ışıklarıyla, gazı, suyu bir daha kesilmesin isterim...

Aydınlık, sımsıcak, pırıl pırıl Bursasporlu günlere uyanıp, yazabilme dileğiyle..


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları