Kimin aklına geldi; sonra da nasıl cesaret etti tek kelimeyle 'helal olsun' diyorum.

Haberini okurken tüylerim diken diken oldu.

Sonra aklıma yıllar önce yaşadığım acı bir anım geldi.

Atatürk Stadı yıkılırken 'ulu öndere yapılan en büyük saygısızlık oldu bu operasyon' çıkışımın; o yıllarda çalıştığım medya yönetimi tarafından iki hafta zorunlu izne çıkartılarak cezalandırılması (!) bir gazeteci olarak hiç unutamayacağım bir hicran yarası gibi durur yüreğimin derinliklerinde.

İncinmiş, gönlüm kırılmıştı;

Ne diyeyim;

Bu güzel ülkeyi kuranla, kurtarana iki satır yazıyla sahiplenmeyi bana çok görenlerin kulakları çınlasın!

Şimdi;

 'Yeni stadın ismi Atatürk olmalı' diye defalarca yazıp, önermiş bir gazeteci olarak; bundan önceki yönetimlerin düşünüp, sonra bir şekilde geri adım attığı o büyük insanın sıfatını sponsor firma ile anlaşarak stadyuma eklediği için başkan Recep Günay'ı yürekten kutlamak istiyorum.

Kadere bakar mısınız?

Kimsenin beceremediği, parasız pulsuz bir başkana nasip oldu!.

Olayın özeti kısaca böyledir;

Bırakın artık sosyal medyadan teferruatlarla uğraşarak öküz altında buzağı aramayı;

Elini kolunu bağlayan mı vardı öncekilerin ?

Niye cesaret edemediler ?

Bravo başkan, alkışlarımız yönetim için...

Şimdi bu güzel hamlenin, bir başka güzel jestle tamamlanması gerekiyor.

Büyük kurtarıcının ismini stadyuma vereceksek;

yalın ve tek olmalı.

Yani;

Olacaksa 'Yüzüncü yıl Atatürk Stadyumu' olmalı;

Ve böyle kalmalıdır.

Peki isim sponsoru olan SÜTAŞ firması ? 

Büyük olmak böyle durumlarda kendini belli eder.

Atatürk'le birlikte anılmak sezon öncesi anlaşma yapıldığı için sonuna kadar hakları olsa da; feragat etmelerini bekliyoruz.

Firmanın sahibi Muharrem Yılmaz bir cumhuriyet çocuğu; iyi bir Bursalıdır.

Peki ne yapmalı firma ?.

'Atatürk'ün olduğu yerde bizim ismimizin önemi yok, yazılmasa da olur; verdiğimiz parayı da koşulsuz ve şartsız Bursaspor'a hibe ediyoruz' şeklinde jestte bulunmalarını.

Kaybetmez, kazanırlar.

Böylesine duyarlı bir yaklaşımın maddi olarak karşılığı da büyük olur.

Bu detayın yönetimle oturulup, karara bağlanması öncelikli olarak düşünülmelidir.

Tribünler, kapılar, localarla, ya da ne bileyim kulübün tesislerindeki sahalara isimleri verilebilir.

Ya da basketbol şubesinin yönetimiyle protokol imzalayarak; Tofaş Spor Salonundaki ledleri de kullanabilirler.

Mutlaka çözümü vardır; bulunacaktır da.

İsim değişikliği yapılırken konunun muhataplarından büyükşehir belediyesi ile görüşüldü mü bilmiyorum ama;

Böyle bir işlem için bildiğim kadarıyla meclis kararı da gerekiyor.

Çünkü stadın mülkiyeti onlarda.

Mecliste parti farkı gözetmeden bu değişikliğin onaylanması da tek başına yeterli değil.

Bir diğer engel Gençlik ve Spor Bakanlığı.

İzin alınamazsa değişiklik yapılamaz.

Bakanlığın 'tesislere ad verme yönetmeliği'nde bir şehirde, sadece bir tesise Atatürk ismi verilebileceği hükmü yazılı!

Daha önce verilmiş varsa eğer; ikincisi için yönetmeliğin değiştirilmesi gerekebilir.

Bildiğim kadarıyla Bursa merkezde 'Atatürk' ismiyle başka bir tesis yok.

Tarihi spor salonunu da yıktıkları için (!) bu konuda bir sorun yaşanmaz

Bir örnek istenirse; Fenerbahçe Spor Kulübü kongresinde stadyumlarının isminin 'Mustafa Kemal Atatürk' olarak değiştirilmesi kabul edilse de; İkitelli'deki Olimpiyat Stadı engeline takıldılar!

(Tam adıyla Atatürk Olimpiyat Stadı)

Onaylanmama olasılılığı da, tüzük değiştirilmedikçe hayli yüksek görünüyor. 

Bursaspor Yönetimi 'Yüzüncü yıl Atatürk Stadyumu' hamlesiyle ilk adımı başarıyla tamamladı.

Büyükşehir Belediyesi Meclisi' de inanıyorum ki bu değişime 'hayır' demeyecektir.

Hele yerel seçimlerin kapıya dayandığı bir süreçte.

Ben burada;

Bakanlığın 'siyasiler araya sokularak razı edilir'; görüşündeyim.

Bu operasyonda ikna edilmesi gereken kişi ya da kurum; sponsor firma.

Diretirlerse haklı iken, haksız duruma düşmek de var.

Çünkü;

Atatürk firmalarla, kişilerle, hükümetlerle kıyaslanamayacak ölçüde tartışmasız ve çok büyük bir lider.

Bu ülkenin kurucusu ve banisi.

Zorluk çıkarmayacaklardır, onlara da bu yakışır zaten.