Başkan bulamıyoruz Bursaspor'a.

Bulamayacağız da...

Son umut Ekrem Senal'dı; o da nabız yoklayıp, peşine takılacak birilerini göremeyince 'yokum' deyiverdi.

Haklı da...

Neden mi 'haklı' idi; aşağıda tek tek anlatacağım.

Ama daha önce bir teşhisimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

Bursaspor'a başkan bulabilmek için; önce kimseleri beğenmeyen taraftar profilini yeniden dizayn etmemiz gerekiyor.

İnsanlar korkuyorlar görev almaya.

Ailesi ile büyüklerine mahcup olmak istemiyorlar.

Eve gidince oğlu ya da kızının 'baba sen 'şey misin (!); maçta öyle bağırıyorlardı' deyince nasıl izah edeceklerini düşünüyorlar.

Topa gireceklerine, köşelerine çekiliyorlar.

Camianın akil insanlarından kiminle konuştuysam ayni şeyleri tekrarladı.

Birincisi; 'Mevcut borç stoğu altından kalkılamayacak kadar büyük.

Üstelik transfer yasağı devam ediyor. Ocak 2024'de de tahtayı açmak için en az 200 milyon lira para lazım';

İkincisi; 'Seyirci sabırlı olabilecek mi? Hiç sanmıyoruz. Bir iki kötü sonuçta bizi de istifaya davet eder bunlar; en iyisi mi Bursaspor benden uzak dursun.'

Başlayalım mı artık?

Beni bile çok üzen ve gözlerimi nemlendiren en terbiyesiz vukuattan yani...

Levent Kızıl'ı Bursa'da 4-0 yenildiğimiz bir Fenerbahçe maçında; toprak olmuş rahmetli babası ile aile fertlerine ağza alınmayacak slogan ve küfürlerle göz yaşları içinde evine göndermişti malum azınlık.

O gün, bu gündür basketbol maçlarına gidiyor ama futbolun semtine bile uğramıyor şampiyon başkanlardan Levent Kızıl.

Neden gitsin ki?

Hem paranı, hem mesaini harca; karşılığı taktir değil hakaret olsun.

İstisnası İbrahim Yazıcı oldu.

'Tertemiz şampiyon İbrahim Yazıcı' diye tempo tutulmasına da aldanılmamalı bana sorarsanız.

Eğer o mucizevi bir şekilde kazanılan kupa havaya kalkmasaydı; rahmetliyi de tefe koyarlardı hiç kuşkusuz olmasın.

Şansı varmış; iyi yırttı.

Erkan Körüstan;

Recep Bölükbaşı;

Ali Ay;

Mesut Mestan;

Erkan Kamat;

Hayrettin Gülgüler;

Emin Adanur;

Ömer Furkan Banaz;

Akibetleri üç aşağı beş yukarı birbirine benzedi;

Görev sürelerini tamamlayamadan bırakmaya mecbur kaldılar.

Çok mu başarılı olmuşlardı?

Onu kastetmiyorum...

Bu kulübün yönetimine kim aday olup seçildiyse; bir süre sonra malum çevrelerin ağır suçlama ve hakaretleriyle karşılaştı.

'Hırsız,

Üç kağıtçı,

Komisyoncu'

Daha neler, neler;

Evet azınlıkta olsa da kulübün kasasından götürenlerle, tokatlayanları inşallah bir gün Allah da çarpacak da;

İçlerinde namuslu, dürüst, ahlaklı, ayni zamanda yüreği Bursaspor sevgisiyle çarpanları sepetin içindeki çürük yumurtalardan ayırt edip hak ettikleri pozisyonlara getiremediğimiz için; an itibariyle Bursaspor'a kimse başkan olmak istemiyor...

İstemezler kızamayız...

Kusura bakılmasın da;

Yönetimlerin görev süresini; tribünlerdeki azınlığın inisiyatifine bırakırsanız olacağı budur, daha iyi günlerimiz bu günler üstelik.

Çok bilmişler 'yönetim istifa!' dedi;

Yönetim de blöfü gördü gitti;

Giderken çoğunluk gıkını bile çıkarmadı.

Neden acaba, daha iyisi mi var kapıda bekleyen?

Maç çıkışlarında otoparkla, kapılarda gözüne kestirdiklerinden çorba parası isteyenlerle (!) tribünlere beleşe çöktükten sonra kendi maçlarını oynayanların da (!) silinip gideceği bu süreçte sona doğru yaklaşıyoruz.

Cumartesiye kadar yönetime aday olacak birileri bulundu bulundu; bulunamadı işin sonu kayyumdur.

Tüzük gereği Ömer Furkan Banaz'la ekibinin bir daha devam etme şansı bulunmuyor.

Ne günlere kaldık; nerelere düşürdük Bursaspor'umuzu?

Şimdi;

Muhataplarından aşağıdaki sorularıma yanıt bekliyorum.

Sesiniz hiç çıkmıyor sosyal medyadan ahmak keserek mevcut yönetime ömür biçen yeşil beyaz platformlar!

Toz duman oluverdi 'listemiz de, başkanımız da, projelerimiz de hazır' tarzı çıkışlarla mangalda kül bırakmayanlar!

Bekleniyorsunuz er meydanına; kaçak güreşmece yok.

Bir daha hatırlatalım mı?

Cumartesi son gün.