'Uludağ'a tesis sözü' verenler acaba neredeler?

2022.08.05 16:49 - Son Güncellenme: 2022.08.05 16:54
A

Ne işi var Bursaspor'un Afyon, Kartepe ya da Bolu'da!

Mis gibi Uludağ dururken, kamp yapmaya gidiliyor kel alaka yerlere!

Her sene sezon açılır;

Her sene 3, 5 gün tesislerde çalışılır.

Sonra bin otobüse vın; Bursa ile kıyaslanamayacak doğası olan şehirlere çalışmaya git...

Otu mu, çimeni mi, kekiği mi, havası mı, suyu mu daha farklı Bursa'dan, Uludağ'dan bilmem nerenin!

Uludağ Tanrı'nın Bursa'ya bir lütfu; ama biz ne yazık ki değerini bilemiyoruz.

Fıtık oluyorum, canım sıkılıyor burnumuzun dibindeki dağımız dururken, başkalarıyla idrar yarışı yapma uğruna 'hadi ben de gideyim bari' diyerek paldır küldür bir yerlere göç etmelere.

Bir kere meteliğe kurşun atarken dışarılarda kamp yapmak israftır, masraftır;

İkincisi Bursa'ya, Uludağ'a ihanettir başka bir şey değildir.

70'li yıllarda gazeteciliğe başladığımda Uludağ sadece Bursaspor'un değil, üç büyüklerle Trabzonspor'un da sezon başı hazırlıklarını geçirdiği bir merkezdi.

Oteller bölgesinde kalınır, sonra o çam kokulu doğal parkurlarda sabah ve akşam güçlendirme koşuları yaparlardı;

Topsuz idmanlar olduğu için sahaya filan da gerek duyulmazdı.

Bursa Hakimiyet'te çalışırken meslekte ilk röportajlarımdan birisini İngiliz Teknik Direktör Malcom Allisonlu Galatasaray'la kaldıkları Büyük Otel'de rahmetli Muhtar Tucaltan ağabeyimin katkısıyla gerçekleştirmiştim.

Allison Uludağ'ın zirvesine tırmanırken; haber yapacağız diye rahmetli Aziz Bükey'le ben de peşinde...

Tepedeki kulübeye kim vardıysa ismini kazımış önce kırık dökük duvarlarına.

Kalem, çakı gibi şeyler yoktu yanımızda o gün. Tedariksiz gelince bir şey yazamayıp yazılanları okumuştuk!

Kulübeden aşağılara bakılınca Marmara Denizi, Gemlik, Armutlu kabak gibi önünde.

Öyle bir manzara ki kelimelerle anlatılmaz.

Bugün Öcalan'ın yattığı İmralı adası uzaklarda biblo gibi duruyor.

Rivayet odur ki; havanın açık olduğu günlerde İstanbul'un Kadıköy sahillerinin ışıklarını görürmüşsün.

İşte bu şahane Uludağ yıllar yılı en gözde mekanı oldu futbol kulüplerinin.

Zamanla teknoloji gelişip, futbol sahası da istenmeye başlanınca bu ihtiyaca yanıt verilemedi.

Sonraki yıllarda biz şehir olarak yerimizde sayarken, kamp merkezlerine futbol sahaları konduranların döneminin başladığını gördük;

Başka yerlere kaçışmalar, yurt dışına gitmeler moda oldu.

Nasıl modaysa artık; araya bir iki özel maç sıkıştıran dönüşte 'biz filan yerde kamp yaptık' diyerek hava atmaya başladı.

Uludağ'ın anılardan silinip gitmesinde Bursalı bürokratlar başta olmak üzere siyasilerle, belediyelerin büyük kusurları vardır.

Neyin sözünü verdilerse, yerine getirmediler çünkü.

Sözde bir salon yapılacaktı, çok amaçlı;

Sözde iki ya da üç çim saha yapılacaktı futbol takımları kullansınlar diye...

Sözde salt spor kulüplerinin kullanımıma tahsis edilmiş kamp merkezi inşa edilecekti!

Hani neredeler, hiçbirisi gerçekleştirilemedi...

Boş boş konuşanlar, boş boş bu şehrin yüzüne baktı durdu!

Velhasıl 'bir sürü boş adamın vaatlerini yerine getirmemesi yüzünden' yer yüzünde bir cennet olan Uludağ'ın adı unutulup gitti; an itibariyle de kimse uğramıyor artık.

Özetlersek;

Türkiye'de spor, özellikle futbol kulüplerinin sezon öncesi hazırlık çalışmalarında tercih ettiği ilk mekan olan Uludağ kendi standartlarının da çok altında artık, bundan sonra da bir şey olacağı yok.

Seçimlere bir şey kalmadı!

'Uludağ iştahı kabaranlar' da bu minvalde birer birer dökülmeye başlarlar.

'Şunu yapacağız, bunu yapacağız, Uludağ'ı senenin 12 ayı kullanılacak bir turizm ve spor merkezi yapacağız'

Keşke yapabilseler,

Keşke o günleri görebilsek;

Keşke Uludağ'ımız yeniden spor kulüplerinin hazırlık kampları için tercih edeceği bir merkeze dönüşebilse;

Keşke de; keşke!


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları