Basketbolda 'karar verici' pozisyonundaki oyuncuların saha içi liderliklerinin yanı sıra; skora katkıları da en üst düzeydedir.

Bu karaktere sahip olanlar maçların kazanılmasında ön plana çıkarlar.

'Karar verici'den kastım; sorumluluğu her koşulda sırtlayamaya hazır olanlar.

Ya da lider /winner/ kategorisindekiler.

Bu tarz oyuncular 'first class' görev adamıdırlar.

Aldıkları dakikaların süresinin, performansıyla en küçük ilintileri yoktur.

'Birinci sınıf' olunca; ellerde sürekli sıcak tutulur; şutlarını çembere 'kesin girecekmiş gibi' gözü kara bir şekilde gönderirler.

Coachlar için bu tarz oyuncular vazgeçilmezlerdir.

Karakteristik özelikleri ise; son çeyrekleri, yani maçın sonunun bağlanacağı dakikaları çok iştahlı ve istekli oynamalarıdır.

Attıkları isabetli şutlar, çembere yaptıkları penetreler, savunma arzularıyla, asist katkıları son 10 dakikada zirve yapar.

Dün akşam Nilüfer Spor Salonu'nda Tofaş ile Fenerbahçe BEKO arasındaki haftanın en önemli maçlarından birini izlerken; yukarıda tarif etmeye çalıştığım tarzda oyuncuların konuk ekipte toplanmış olmaları doğrusu şaşırtıcı gelmedi bana.

İşte Marko Guduric, Dyshawn Pierra ile Pierrıa Henry Fenerbahçe BEKO adına maçın en kritik zamanlarında devreye girerek; katkıları ile ön plana çıktılar.

'Karar verici' olmak üç oyuncunun da ana karakteri gibi olmuş adeta.

Portföylerindeki repertuarlarıyla fark yaratırken, dirilikleriyle de şaşırtmayı başardılar. Şut, asist, penetre, ikili oyun, savunma ne varsa bir bir çıkardılar çantalarından.

Son çeyrekte bu üç oyuncuya maçın genelinde iyi bir performans sergileyen Şehmus Hazer'de eklenince; Fenerbahçe BEKO zaman zaman zorlandığı maçtan aldığı bu galibiyetle liderliğini sürdürmeyi başardı. Ev sahibi Tofaş'ın ise play-off şansı iyice zora girmiş oldu.

Tofaş'ın bu sezonla ilgili yaşadığı sıkıntının temel nedeni; sezon başındaki transfer hamlelerinden istediği katkıyı alamamasıyla alakalı.

Hiç bir antrenör ya da menacer ayağına kurşun sıkacak yanlışlarıyla anılmaz istemez.

İstemez de; bazen basiretiniz öyle bir bağlanır ki hiç ummadığınız tercihler yeri gelir sizi yaptığınıza yapacağına pişman edip, canını sıkar.

Kafa karıştırıcı hamlelerin en sorunlu çıkanı; kuşkusuz geçen yılın FİBA Şampiyonlar Ligi play-off finalinin MVP'si Kasey Shepperd.

Büyük umutlarda geldiği Tofaş'ta hiç iş yapamadan sürekli eleştirilerin odağında olmasını oyuncunun kendisi de istemese de; bir türlü ivmelenmeyen performansı; coach Ahmet Çakı'yı zorunlu olarak onun dışında kadrolar kurmaya zorluyor.

Elgin Cook'da Sheppard kadar olmasa da gel gitleri fazla olan bir oyuncu. Bir maçı, diğeriyle örtüşmüyor. Yani bir iyi, bir kötü. Ortasını bulamadı gitti.

Fenerbahçe BEKO gibi takımı için büyük öneme sahip bir maçta parkede yerini alacağına; potanın arkasında bir diğer formsuz isim Tomislav Zubcic ile birlikte maçı seyretti Sheppard!..

Kaybetmelerine karşın Tofaş'ı dün akşamla ilgili eleştirmeye elim gitmiyor. İyi oynamayıp, mücadele etmediklerini kimse iddia edemez. Hücumda zaman zaman girmeyen şutlarla sıkıntı yaşansa da; savunmada takım halinde ve inanılmaz bir gayretle Fenerbahçe BEKO'lu oyuncuları sertlik yaparak durdurmaya çalıştılar. Fenerbahçe sahanın iki kısmında; yani savunma ve hücumda özellikle son çeyrek farkını ortaya koyunca; Tofaş çok istese de maçı kazanmaya başarılı olamadı.

Tofaş'ta yaklaşık 5 sezon kafa kafaya giden maçlarda son çeyrekleri yeri zor doldurulan Sammy Mejia'nın performansıyla lehine çevirdiğini daha kimse unutamadı. Şutları sokar, bire birler üzerinden yüklenir, olmadı çembere giderek bitirirdi Dominikli oyuncu.

Ondan sonra bir daha bu tarzda bir winner oyuncu gelmedi Tofaş'a. Bu sezon Meksikalı skorer guard Pako Cruz takımın diğerlerinden farklı bir yerde dursa da; yaşı nedeniyle maçın tamamında değil, rotasyon üzerinden kadroya girebiliyor. Şutları yüzdeli olduğu için de her rakip önlemini alarak sertlik yapıyor kendisine.

Fenerbahçe BEKO dün akşam bu tarz bir oyun oynayarak; parkenin içinde kaldığı dakikalarda Pako Cruz'u  sindirmeye çalıştı.

Maçın içinde iki tarafı da sert savunma yapmaya çalışırken izledik. Fenerbahçe kaliteli yerli ve yabancı rotasyonuyla sahada sürekli enerjik kalırken; Tofaş'ın oyuncu kalitesi bu düzeyde oynamasına yeterli olmadı.

Sakatlık sonrasında kendini bir türlü toparlayamayan Berk Uğurlu ile Yiğit Arslan'ın 1 ve 2 numaralarda etkisiz kaldığı maçta en üst düzeyde katkı iki uzun Jeremy Simmons ile Muhsin Yaşar'dan geldi.

Tyler Ennis oyun kurucu pozisyonunda takımına 14 sayı (2/3 iki sayı, 2/4 üç sayı, 4/4 serbest atış), 8 asist, 2 top çalmalık katkıda bulundu. Ne var ki bu istatistikleri Pako Cruz ile birlikte Tofaş'ı kurtarmaya yetmedi.

Hayli geç bir saatte başlayan maçta; rakibin Fenerbahçe BEKO  olduğu göz önüne alınınca tribünlerin dolmasını bekliyor insan.

Evet fena değildi seyirci ama; bir hayli de boş koltuk kaldı.

Üstelik maça gelen büyük çoğunluk çakma Tofaşlı çıktı!..

Fenerbahçe'nin basketleri ev sahibinden daha fazla coşku yarattı salonda!.

Bursalı olup da; kendi şehrinin takımına karşı rakibi alkışlamayı etik bulmadığım gibi, içime de sindiremiyorum.

İstatistiklere gelirsek;

Tofaş'ta Tyler Ennis'in dışında Pako Cruz 20 sayı (5/7 ikilik, 3/7 üçlük, 1/1 serbest atış) 3 asist, Jeremy Simmons 10 sayı ( 4/6 iki sayı, 2/2 serbest atış), 4 ribaund, 2 asist, Elgin Cook 10 sayı, 6 ribaund, 2 asist, Muhsin Yaşar 10 sayı, 3 ribaund ile oynarken; Fenerbahçe BEKO'da Pierria Henry 16 sayı, 3 ribaund 4 asist, Dyshawn Pierre 14 sayı, 9 ribaund, 1 asist, Marko Guduric 20 sayı (3/5 üçlük), 2 ribaund, 2 asist, Şehmus Hazer 15 sayı (3/4 üçlük), 1 ribaund, 4 asist ile istatistik kağıtlarını doldurdular.

Tofaş için bu sezonun kayıp hanesine yazılmaması için öncelikle önümüzdeki hafta İstanbul'da oynayacağı NEF Galatasaray maçını mutlaka kazanması gerekiyor. Tabii bir de play-off yolunda rakip gördüklerinin kaybetmesi koşuluyla.