Birileri elektrik kablolarını götürüyor, diğerleri içindeki mazgalları!.

Kısacası eli uzunların yeni mekanı ve geçim kaynağı oldu Bitci Timsah Park.

 Ufak, ufak bir şeyleri eksiliyor yeni stadyumun.

Güvenlik çalışmaz mı maç günlerinin dışında burada; insan merak etmiyor değil.

Üstelik stadyumun doğu tarafındaki tribünlerinin altında Spor Polisi konuşlanmış durumda.

Şaşırdınız değil mi?

Bu ne cüret, bu ne gözü karalık anlayabilmiş değilim.

Yeni stadımız yüz ölçümü olarak benzerlerinin en büyüğü.

Şöyle söyleyeyim;  sağında, solunda, önünde, arkasındaki boş arazilere yeni bir tanesini daha rahat rahat yapabilmek mümkün.

O kadar geniş toprağa sahip yani.

Dolayısıyla burasını hırsızdan, uğursuzdan korumayabilmek için özel önlemlerin alınmasının şart olduğunu iddia ediyorum.

Üzerine yeteri kadar gidilmiyor maalesef.

Haftada bir gün tam mesai için tam koruma, kalan günlerde amiyane söylemle 'saldım çayıra, mevlam kayıra'.

Allah'a emanet etmeyecek; kul olarak önlemini alacaksın.

Başka çaresi de yok, benzeri tatsızlıkların tekrarlanmaması için.

Gelelim konumuza;

Yönetim hafta başında stadyumda yeni bir hırsızlık olayı yaşandığını ve konu ile ilgili suç duyurusunda bulunulduğu açıkladı.

Ben de merak edip başkan Ömer Furkan Banaz'ı aradım 'ne oluyor, ne bitiyor' diye bilgilenmek için.

Meğersem yine birileri kabloları götürmüş!.

Hatırlarsanız iki yıl önce de benzeri bir olay yaşanmış ve stadyumun güney kale arkasındaki çatıdan yüklü miktarda elektrik kablosu buharlaştırılmıştı.

Gereğini mutlaka yapacaklardır.

Bana kalırsa sadece suç duyurusuyla yetinilmemeli; dibine kadar araştırarak bu çete ortaya çıkartılmalıdır.

Bildiğim kadarıyla güvenlik kameraları stadyumda belirli bölgelere kadar hizmet veriyor. Ama bu kadarıyla da benzeri kap kaçları önleyebilmek çok zor.

Var mıdır acaba bilmediğimiz yerlerde de? derseniz;

Hiç sanmıyorum!.

Şimdi yazacaklarım kendi kişisel düşüncemdir.

Kablo hırsızlığını alışkanlık haline getirenlerin kesinlikle stadyumu her köşesine, yani en ince detayına kadar bilen kişiler olduğunu düşünüyorum.

Rast gele birisi ya da birileri olamaz;

Örneğin ya inşaatı aşamasında çalışanlardır, ya da elektrik aksamıyla, malzemelerinin pandemi nedeniyle astronomik şekilde artan fiyatlarından haberdar olanlardandır.

Bırakın hırsızlık yapmalarını, çatıya çıkabilmeleri bile bu konuda çok yetenekli ve özel kişiler olduğunu gösteriyor!.

Naçizane fikrim; korkusuz, gözü kara hortumcular için soruşturmaya eski defterleri karıştırarak başlanmalı.

Yazıma biri kabloları götürüyor. diğerleri mazgalları diye başlamıştım.

Mazgal denince aklınıza kale duvarlarında iç yanı geniş, dış yanı dar delik gelmesin.

Bildiğiniz yağmur sularını kanalizasyon şebekesine çekmek için kullanılan üzeri parmaklıklı demirle kapatılmış dehlizlerden söz ediyorum.

Şimdi bu dökümden yapılmış mazgalları çalmaya başlamış meçhul  askerler!..

Örneğin bizim basın tribünü ile VİP ve protokole çıkan güney kale arkasındaki yolda bulunan mazgalların neredeyse yarısının yerinde yerler esiyor.

Hangi yönden maça girerseniz girin, kanalizasyonların üstünü örten eksilmiş mazgallar çürük diş gibi sırıtıyor karşınızda.

Hurdacılara satıyorlarmış iyi paralara.

İyi de hurdacılar neredeyse hepsinin üzerinde Bursa BŞB yazan mazgalları görünce 'bunlar çalıntı' diyerek niye polisi bilgilendirmezler!?

Hem getiren götürsün, hem de satın alan; devletini, milletini düşünen yok ne yazık ki!..

Banaz Başkan bunlarla bilgi verirken bir şey daha ekledi ki, onu da paylaşalım.

Bursa BŞB stadyumunda çalınan dökme mazgalların yerine beton olanlarını yerleştirmeye başlamışlar!.

Caydırıcılığı ne kadar olur bilemem; en azından bir karşı önlem bağlamında aklıma yattığını söyleyebilirim; betonu da söküp götürecek (!) halleri yoktur herhalde.

Para da etmez, çaldıklarına da değmez.

Son olarak diyeceğim odur ki; sıfırı çoktan tüketmiş Bursaspor'a Allah rızası için hortumladıklarınızın üzerinden bir de siz vurmayın.

Kendi malı değil ki oynadığı yer; zararını sadece kulübe değil, belediye ile taraftarına da çektiriyorsunuz.