'Bu hafta sonun nasıl geçti' diye sormayın bana lütfen!.

Felaketti, kabuslar yaşattı; zehir oldu cumartesi pazarım.

Benim hafta sonları; Bursa takımlarının maçlarına endekslidir.

70 yaşımı devirdim; inanır mısınız evime, eşimle, kızıma hala doğru dürüst zaman ayıramıyorum.

Çarşı, pazar, açık hava, bol güneş (gerçi şimdi kış olsa da yazlarım da farksız), bir yerlerde yemek yeme, sinema, tiyatro, konser.

Nerede efendim, bir kalemde geçiniz bunları.

Kırk yılda bir müsait olursa, ya da ben pas geçersem.

Sözün özü beni arayan, soran varsa ikinci adresime buyursun bir zahmet.

Ya Nilüfer'de Tofaş, ya da Cengiz Göllü'deyimdir.

Yani voleybol, basketbol maçlarında,

Ya da Büyükşehir Stadyumunda Bursaspor'umun yanında. (İsmini hala Atatürk olarak değiştiremediler!)

Bilançoyu hiç sormayın tam bir rezalet; insanın içi kararıyor.

Tofaş Galatasaray'a;

Bursaspor Ankaraspor'a,

Bursa BŞB Galatasaray HDİ Sigorta'ya,

Frutti Extra Bursaspor Darüşşafaka LASSA'ya,

Finalspor Semt 77 Yalova'ya

mağlup oldular...

Maşallah nazar boncuğu gibi beşte sıfır!.

Tofaş'la, Bursa BŞB voleybolu canlı, Frutti Extra Bursaspor'u televizyon izledim. Futbol maçına ise devam eden soğuk algınlığım nedeniyle gidemedim)

Hepsinden ayrı ayrı söz edeceğim hafta içinde.

Öncelik Frutti Extra Bursaspor'un.

Klasik bir söylem olacak ama yine son çeyrek sendromuna takıldı bugün (dün) Frutti Extra Bursaspor.

Maçın içinde, dışında dolanıp, durdu. Bir ara öne fırlayıp 'tamam oluyor galiba' dedirtti.

Sonra yakalanınca 'eyvah' çektirtti.

İki yıldır 'alameti farikası' gibi yakasında yapışık bir şekilde duran o geri dönüşlerden birisini sergilese de, son çeyrek alışkın olduğumuz üzere bir yerlerde eksik kalıp, arayı iyice açacağı maçı Daçka'ya eliyle hediye etti.

'Son çeyrek sendromu yaşamak ve yaşatmak' alışkanlıktan öte hastalık halini aldı Frutti Extra Bursaspor'da.

Hafta içinde EuroCup'da Venice'ye, bugün (dün) de Darüşşafaka'ya.

Hak etmiyoruz böyle yenilgileri;

Görünen köy de kılavuz istemiyor ama.

Eksiklerimiz şöyle böyle değil.

Bu sezon bazı şeyleri değiştirmek zor olsa da; yeni sezonda yabancı ve yerli rotasyonunun sil baştan ve yeniden revize edilmesi kaçınılmaz.

Yerli rotasyon!..

'Sanki piyasada alacak oyuncu var da konuşuyorsun' mu dediniz ?.

Bakın Darüşşafaka'ya, ufkunuz açılır!.

Doğuş Özdemiroğlu'nun NBA fenomeni James Harden'e taş çıkartan performansı ile ona eşlik eden Can Korkmaz'ı hayranlıkla izledim dün.

Hele hele Doğuş kendisini öyle geliştirmiş ki; hayran kalmamak elde değil.

Yaptığı akıl dışı asistleriyle; fi tarihinde kalmış NBA efsanesi Magic Johnson'un kulaklarını çınlattı resmen.

Savunmada da inanılmaz derecede sertti. Sanırsınız Gary Paydon (glover/ eldiven) parkelere geri dönmüş!.

Soluk aldırmadı bizimkilere. Sürekli çembere giderek bitirmeye çalışırken; dışarıdan da yağmur gibi üçlük gönderdi.

Sezonun değil sezonların maçını oynadı.

İkincisi de hem 1, hem de 2 oynayabilen Can Korkmaz'dı.

Doğuş'la birlikte resital sunup, canımıza okudular.

Can'ın savunmada yufka gibi dağılan Bursaspor çemberine yaptığı her ataktan sayı çıkartmasını ne yalan söyleleyim kabullenemiyorum.

Oynuyoruz tamam da; hiç savunma yapamıyoruz.

Böyle maç kazanamayız.

Biz neden bulamıyorum bu klasta cevval ve iş bitiren yerlileri ?.

(Dün biraz Enes Berkay kıpırdanır gibi oldu hakkını teslim edelim)

'Doğuş'la Can' diyorum; başka bir şey söylemiyorum.

Onuralp Bitim sayısız kereler olduğu gibi dün de takımın en cefakar hamalıydı. Müthiş enerji koydu, şut attı, çembere atak etti, savunmada çırpınıp durdu.

Hele hele bomboş durumda smaca giden Hakan Sayılı'ya neredeyse 10 metre gerisinden yetişerek yaptığı posterlik chase down blok (arkadan yetişerek yapılan blok) 'yılın hareketleri' nde sezonun en iyisi olacak kadar süperdi.

Onuralp maçı 18 sayı, 3 ribaunt, 2 asist ve 1 blokla tamamlayıp, Bursaspor'un bu haftada şeref listesinin başında yer aldı.

Bu oyuncuyu otur günlerce yaz, büyük keyiftir.

Takımı için her şeyini vererek oynuyor;

Ama artık yanına da yerli havuzundan yeni yeni yüzleri getirmenin de zamanıdır.

Yabancı rotasyonunda son takviye Andrews'in skor anlamında önemli katkılar vereceği yadsınamaz.

Clemmons ve Dawkins ise Bursaspor için iyi birer tecrübe oldu!.

Çembere bakıp da atmayan / atamayan / yabancılardan bu vesile ile sanırım daha iyi şutörlere evrilecektir şube !.

Takımın son maçlarda giderek azalan savunma direnci; Darüşşafaka'yı ilk hücum opsiyonu olarak topu çember altına indirerek oynamaya teşvik etti.

Bu önemli bir handikap ve ne yazık ki giderilemiyor.

Gabriel Olaseni, Hakan Sayılı, Aaron White bu bölgeden epey ekmek yediler.

Derek Needham oyunun hem savunma, ve hem de hücum yönünde önemli katkılar verdi bir kez daha. Böylece neden vazgeçilmez olduğunu da kanıtladı.

Auguste'nin faul sorunu yaşadığı ya da yorulduğu anlarda Dave Dudzinski sırtı dönük oyunlarıyla 5 numarada ilk alternatifi artık Alimpijevic'in.

Buradan bitirebildiği gibi, dışarı çıkınca da yüzdeli üçlükleri sokabilen Dudzinski son haftalarda yükselişe geçen performansıyla ligin kalan maçları için Bursaspor'un elini bir hayli rahatlatacak.

Özeklersek;

Şu son çeyrekleri de artık Frutti Extra Bursaspor'a yakıştığı gibi oynayıp, 'sendromun canı cehenneme' demeliyiz.

Savunmada da mutlaka vites arttırılmalı.

En büyük defomuz bu detay.

Tabii benim yazmamla bir şey değişmeyecekse de(!); Alimpijevic hemen her molada bağıra çağıra oyuncularını 'box out yapın' diye uyardığından yine de söylemek istedim!'.

Öne çıkanlar...

Darüşşafaka Lassa: Gabriel Olaseni 20 sayı, 8 ribaund, Doğuş Özdemiroğlu 19 sayı, 9 ribaund, 3 asist, Can Korkmaz 13 sayı, 3 asist, Hakan Sayılı 11 sayı, 3 ribaund, Aaron White 12 sayı, 5 ribaund

 Frutti Extra Bursaspor: Derek Needham 19 sayı, 4 asist, Onuralp Bitim 18 sayı, 3 ribaund, 2 asist, Zach Auguste 12 sayı, 10 ribaund, 2 asist, David Dudzinski 14 sayı, 4 ribaund, 2 asist, Enes Berkay Taşkıran 13 sayı (3/4 üçlük), 3 asist