Başlığımın sonuna kadar arkasındayım.

Erken kalkan kulüp başkanı 'ihtilal yapmaya başladı' Türk futbolunda.

Hakem beğendiremiyoruz beyefendilere...

Kaşını, gözünü değil, yönetimlerini eleştiriyorlar kendilerince.

Ne ala memleket değil mi?

Büyüklere özgü hakem modeli olacak illa;

Aleyhlerine düdük çalmayan,

Aleyhlerine penaltı vermeyen;

Ofsayt bayrağı kaldırmayan;

Gol olursa kılıfına uydurup iptal ettiren;

Kart filan göstermeyen!

Onlar da insan elbette yanlış yapacaklar;

Art niyet aramak da ne oluyor ki?

Üzerlerine bu kadar giderseniz; yakında maç yönetecek birilerini bulamayacaksınız.

Patagonya mı sandınız bu ülkeyi.

'Ben istersem hakemliğini bitiririm';

'Ben istersem hayatını karartırım';

Emredersiniz var mı başka istek, dilek ya da arzunuz?

Bir teklifim var;

Oturup kendi aranızda anlaşın; sıra ile maçlarınızı onlar yönetsin!

Nasıl mı?

Beşiktaş'ınkini Beşiktaşlı;

Galatasaray'ınkini Galatasaraylı;

Fenerbahçe'ninkini de Fenerbahçeli;

Yenilen kimse artık yendirene bağırıp, çağırarak, asar keser.

Rövanşında da diğeri ağzına geleni sayıp döker!

6 maç ortalık toz duman; sonra kafalar rahat.

Olmadı yapay zeka chatGPT'ye sipariş verin (!); her birinize uygun hakem profili ayarlasın.

İşin mizahı bunlar elbette ama öyle sapıttınız ki kafayı yemeye ramak kaldı.

Geçen hafta Arda Kardeşler gitti!

Bu hafta muhtemelen Oğuzhan Çakır'ın ipi çekilir.

Hasan Arat ister de; Ali Koç'un hatırını mı kırarlar?

Bir oradan, bir buradan;

Galatasaray'ın da hakkı baki elbette!

Zamanı gelince onun da gönlünü alırlar.

'Hangi hakemleri istemiyorsunuz Dursun Özbek başkan, bir zahmet listenizi gönderir misiniz!?'

İşte böyle;

Başımızda adam gibi bir federasyon olsa; 'Siz kimsiniz de hakemlerime laf söylüyorsunuz' diyerek diklenmesi gerekirdi;

Gerekirdi de nerede öyle mangal gibi yüreği olan bir başkan?

Oysa güvenerek, inanarak seçmişlerdi.

Kimi mi?

İbrahim Hacıosmanoğlu'nu...

Yani 2015-2016 sezonunda Trabzon'da oynanıp 2-2 biten Trabzonspor-Gaziantepspor maçından sonra hakem Çağatay Şahan'la arkadaşlarını soyunma odasında 4,5 saat tutsak eden bordo mavili kulübün eski başkanını!

'Talih, şans, kader' diye işte ben buna derim.

Hakem kilitleyen eski başkan, bugünün federasyon başkanı olarak bir taraftan eski kulübünü, diğer taraftan bir zamanlar 'en büyük rakibim' dediği Fenerbahçe'yi memnun edecek bir karar için (!) yaşamının en zor tercihini yapmaya hazırlanıyor.

Yaptıktan sonra bile, muhtemelen kimseye yaranamayıp topa tutulacaktır.

Allah kimseyi kırk yılda bir yaşanacak tesadüfle bile olsa; 'yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal' modunda Rodin gibi düşünmeye mecbur bırakmasın!

Hep mi hakemler sorumludur kaybedilen puanlardan?

Kulüpleri yönetenlerle, takımın başındaki teknik kadroların günahı neden tartışmaya açılmak istenmez?

Türkiye'de hakemlik kurumu yıllara dayanan ihmal ve umursamazlık nedeniyle an itibariyle iflas edip, spor kamu oyunu nezdinde güvenini kaybetmiştir.

Camia yeniden yapılanmazsa bu cenazeyi bir daha kolay kolay kimse kaldıramaz.

O zaman;

Ortak paydada buluşarak kalıcı bir çözüm bulunana kadar;

Türkiye'de en azından Süper Lig seviyesindeki maçlar yabancı hakemler getirilerek oynanmalıdır.

'Onu at, bunu kov, şunu istemem, bunu verin' yaptırımlarıyla bir yere varamayız.

Olan yeni Ardalarla, Oğuzhanlara olur; başka kimseye değil...