Bursaspor'da yönetim rüzgarın seyrine göre yönünü bulmaya kararlı.

Hafif esinti en çok istedikleri şey;

Ortalık  süt liman oldukça ne kongre kararı alınır, ne de alternatifleri için kafa yorarlar.

Ankaraspor maçı tam da gönüllerinden geçtiği gibi bitti.

Daha ne olacaktı ki?

Takım çıktı takır takır oynayarak 3 puan kazandı.

Hepsi öz kaynak çocuğu olunca; galibiyette farklı bir anlam kazanıyor bu arada.

Aklımda pek kalmasa da;

Hafızam beni kolay kolay yanıltmaz.

'Belki mi acaba?' diyerek arşivlerimi de baştan sona taradım.

Şöyle bir sonuç çıktı karşıma.

'En Bursalı Bursaspor' Ankaraspor'u 2-0 yenen Bursaspor'muş!

Toplam 3 ligde de böyle bir kadroya hiç rastlamadım.

Yüzde yüz yerli ve milli yani.

Geçen yılın kadrosunda Kubilay Sönmez, Hasan Ayaroğlu ile Enver Cenk Şahin kimyayı bozuyorlardı!

Bu yıl üçü de gitti;

Geriye saf, tertemiz, pırıl pırıl bir Bursaspor kaldı.

Ve bu çocuklarla 3 maçta 4 puan toplandı.

Sanıyorum ki şimdi;

'Yapamaz, edemezler, fak yeriz, düşeriz' diyenler fikirlerini değiştirmese de; iyi niyetlerini koruyor.

Konuyu şuraya bağlayacağım.

Bu kadarı bile geride kalan 3 haftadan sonra yönetime yola devam noktasında avantaj sağlamış durumda.

Bakarsınız bu hafta Nazilli deplasmanından da bir şeyler kopartılır.

Bakarsınız iki hafta sonra son sıralarda dolaşan Altınordu'yu da yeniverirler.

Alın size bambaşka ve farklı bir senaryo!

Karşımızda işlerin kötü gitmemesiyle eli güçlenen bir yönetim portresi duruyor.

Şimdi Recep başkan çıkıp 'kendi çocuklarımız varken, niye dışarıdan oyuncu getirelim?' deyiverse kim itiraz edebilir ki?

Sonuçlar ortada; tabelalar yalan söylemiyor.

15 Eylül'de birinci transfer ve tescil dönemi de bitecek.

Yani her şey yönetimin istediği gibi gelişti.

Parasız, transfersiz kazanılan 4 puan kötünün iyisi oldu.

Çok tartışılan teknik adam konusu da Ankaraspor galibiyetiyle rafa kaldırıldı.

Anında açıklama; fırsatı kaçırmadılar.

Kişisel olarak Nedim Vatansever'in devam edecek olmasına çok sevindim.

Hep böyle oluyor zaten.

Bazen zor zamanlarda birileri çıkar; eline geçen fırsatı en işi şekilde değerlendiriverir.

Yönünüz de yolunuz da değişirken, içinize umut ışığı doğar.

O zaman;

Mustafa Er, İsmail Ertekin, Ali Aköz, Yalçın Gündüz şanslarını denediler.

Camianın çocuğu, kendi evladımız Nedim Vatansever'in denenmesinde de bin sakınca olmamalı.

Belki başarılı olacaktır kimse bilemez ki?.

Ana karnında öğrenilmiyor bu meslek;

Fırsatını yakalayınca sımsıkı sarılarak, başkasına fırsat tanımamak gerekiyor.

Zaten Özer Hurmacı'yı getirsen ne fark edecek ki?

Elinde sihirli değnek mi var?

Hoca farklı olsa da, çocuklar aynı; transfer yapma olanağın sıfır.

Ömer Hurmacı ya da bir başkasını getirince;

Psikolojik olarak rahatlar; maddi olarak çökersin.

Dışarıdan getirilecek bir ismin isteyeceği para; ayakta kalabilmek için beş kuruşun hesabını yapan bu kulüp için ekstradır, lükstür.

Rahat bırakalım Nedim'i, en azından ikinci transfer dönemine kadar.

Kendi düzeninde ve tanıdığı oyuncularıyla kavrulup gitsin;

Buraya kadar iyimser konuştuk.

Peki ya rüzgar seyrini değiştirip sert eser, şemsiye de birden tersine dönerse ne olur?

İşte o zaman senaryoyu yeni baştan yazarsın.

Dilerim o rüzgar hep ılık ılık eser de, bahar havasının tadı kaçmaz.

Herkesin aklındaki soruyu da tahmin edebiliyorum;

Maaş ve taksitlerin geciktirilmeden ödenmesi; bu sürecin en önemli kırılma noktasıdır.

Transfer yapamayan yönetimin en azından akçeli konulardaki hassasiyetini sürdürmesini bekliyoruz.

Madem Bursaspor'u başkasına bırakmadınız, sahiplendiklerinize değerinin karşılığını vermek de en temelli göreviniz olmalıdır.

Bir başka önemli konuya gelirsek;

Zemin sorunu giderek büyüyeceğe benziyor.

Hibrit çim, suni ışıklandırma, ne bileyim en iyisinden gübre; ya da bunun dışında ek bir müdahale bu stadın çimlerini adam edemez!

Stadın zemini en doğal besini olan güneşten yoksun kaldıkça tarlada oynamaya devam.

Pansuman tedavileriyle bugüne kadar gelindi.

Çözüm;

Işığa engel olan membran çatı değişiyorsa değiştirilmelidir.

Bilen kime sorduysam ayni şeyi söylediler.

Bu çatı sistemiyle yapılan statların en kötüsü Bursa'da.

Bu da Bursaspor'un kaldırabileceği bir yük değil.

Çünkü stat büyükşehrin malı.

Ayrıca teknik olarak değişebilir mi; bilemem.

Öyle anlaşılıyor ki tarlada başladık, tarlada devam edeceğiz.