Bursaspor gibi büyük camialarda bazı görevlerde, bazı özellikler büyük önem taşır...

Koskoca bir şehri temsil eden yeşil-beyazlı kulüp, hangi ligde olursa olsun hep göz önündedir...

Kentin Avrupa'ya açılan penceresi olan "şampiyon arma" Bursaspor'da neler yaşandığını her zaman merak eder taraftar...

Kulübün sembol isimleri; Başkan, teknik direktör ve kaptanın söylediklerine kulak kesilir...

Örneğin;

Şampiyonluk sezonu ve sonrasındaki yıllarda...

Başkan İbrahim Yazıcı,

Teknik direktör Ertuğrul Sağlam,

Kaptan Ömer Erdoğan'ın verdiği demeçler, taraftarın motivasyonunda ve organizasyonunda büyük öneme sahipti.

BAŞKAN YAZICI AZ AMA ÖZ KONUŞURDU

Merhum Başkan Yazıcı, fazla demeç vermezdi.

Özlüce'ye helikopteriyle indiği dönemlerde, yöneticilere gerekli görevleri verir, gerekli temaslarda bulunurdu.

Efsane Başkan;

Firuze Ninemin dediği söz gibi, "dağlarla güreşir, ağalarla söyleşir"di.

Spor dünyasında, zirvede rüzgar sert esse de oralarda kaya gibi sağlam dururdu.

O nedenle...

Esen yel, anca kayadan toz alırdı!

"DİK DURUŞ"U MİRAS BIRAKTI

Çünkü, "dik duruş" sahibiydi.

Zaten, o dik duruş da camiaya çok değerli bir "miras" olarak kaldı.

Televizyon programlarımıza davet ederdik.

Ama Başkan Yazıcı, genellikle telefonla katılmayı tercih ederdi.

Sorularımıza da kısa ve öz yanıtlar verirdi.

Ancak telefonla da bağlansa, o programlar reyting rekorları kırardı.

TARAFTAR ERTUĞRUL SAĞLAM'I HİÇ KIRMAZDI

Yine hiç unutmam;

Şampiyonluktan 3,5 ay önce soğuk bir şubat akşamı Final programına konuk ettiğimiz Ertuğrul Sağlam, önemli bir maç öncesi, "Taraftarımız, bu hafta Atatürk Stadı'nı doldurup o muhteşem atkı şovunu yaparsa çok güzel olur" demişti.

Nitekim, o hafta stadyumda iğne atsanız yere düşmüyordu.

Hocalarının ricasını kırmayan ve tribünleri dolduran 26 bin taraftar, müthiş atkı şovlarıyla ve coşkulu tezahüratlarıyla takımına büyük destek vermişti.

"LİDER" KARAKTERDE OLMAK

Kaptan Ömer Erdoğan'ın sözleri de her zaman karşılık bulurdu.

Çünkü;

Bu isimler, "lider" karakterde ve sembol isimlerdi.

Kaptan Ömer'den sonra Kaptan Pablo Martin Batalla da aynı etkiyi yapıyordu.

Bütün bunları neden hatırlattım?

Çünkü, önümüzde, camianın yeniden kenetlenmesi gereken çok önemli bir sezon var...

ÇELİK YAPACAĞI İCRAATLARLA KONUŞACAKTIR

Tek başkan adayı Enes Çelik'i sürekli mikrofon karşısında göreceğimizi tahmin etmiyorum.

Yapısı itibarıyla; önemli konu ve gelişmeler dışında çok fazla demeç vereceğini sanmıyorum.

Ama tabii ki, Özlüce'de gereken icraatları yapacaktır.

Gerektiği anlarda "bir dakika" diyecektir.

Aslında şöyle de diyebiliriz:

Başkan Çelik, yapacağı icraatlarla konuşacaktır!

Gerektiği zamanlarda 'Basın Sözcüsü'nün medyayı ve camiayı bilgilendirmesi de normal olanıdır.

İşte bu noktada, kongreden sonra belirlenecek teknik direktöre de mühim görevler düşecek.

HOCANIN KREDİSİ YÜKSEK OLMALI

Onun için...

Seçilecek teknik adamın "liderlik özelliği" çok çok önemli...

Bir kere...

Tecrübesi, ekibiyle birlikte lige hakim olması ve teknik bilgisinin yanı sıra...

"Karizmatik" olmalı...

Camianın sevdiği veya sevebileceği bir çalıştırıcı olmalı...

Başka bir deyişle, taraftarın gözünde "kredisi de yüksek" olmalı...

O açıdan...

Camiaya liderlik yapacak olan kritik görevlerdeki isimlerin vereceği mesajlar, yapacağı çağrılar her açıdan büyük öneme sahip olacaktır, diye düşünüyorum.

Bilmem anlatabildim mi?