Türkiye'de hızla yükselen enflasyonun ardından devreye alınan dezenflasyon programı uygulanmaya devam ediyor. Bu programın bir süre daha uygulanacağına ilişkin kararlılık geçtiğimiz hafta ilan edilen 2025-2027 Orta Vadeli Program'da da vurgulandı. Böylesi bir sıkılaştırma programının yan etkileri olumlu sonuçlarından önce meydana çıkar. Yani makro ekonomik göstergelerde istenen dengelenme için biraz daha zamana ihtiyaç varken kısa dönemli yan etkileri hızlıca reel sektör üzerinde hissedilir.

Bu etkilerin başında ise sanayi üretimi gelir. TÜİK'in hesapladığı Sanayi Üretim Endeksi, Temmuz ayında aylık bazda ılımlı bir artışla %0,4 artarken yıllık düşüş %3,9 oldu. Öncü göstergeler ve izlenen programın beklenen etkilerini de göz önüne alırsak sanayi üretimi tarafında işler bir süre daha olumsuz olacağa benziyor.

En önemli önce göstergelerden bir tanesini İstanbul Sanayi Odası derliyor. İSO İmalat PMI gelişmeleri hem sanayideki daralmayı hem de ekonomideki yavaşlamayı teyit eder nitelikte. Ağustos ayında açıklanan son veri eşik değer olan 50'in altında. Esasen veri son 5 aydır eşik değerin altında ve son 14 ayda ise sadece 2 ay çok sınırlı bir şekilde eşik değerin üzerine çıkabilmişti.

Bugün geldiğimiz noktada bir süre daha sanayi üretiminde yavaşlamanın devam edeceğini öngörüyoruz. Zira enflasyon gelişmelerine bakarak değerlendirme yaparsak bu yılın son çeyreği için dillendirilmeye başlanan faiz indirimlerinin önümüzdeki yılın ilk çeyreğine kalmış olma ihtimali var. Son yayınlanan Aylık Fiyat Gelişmeleri Raporu'nun içindeki "enflasyonun ana eğiliminin kayda değer bir değişiklik sergilemediği" şeklindeki cümle Merkez Bankası'nın faiz indirimleri için bir süre daha beklemesine neden olabilir.

Diğer yandan Merkez Bankası'nın yıl sonu enflasyon tahmini %38 ancak OVP'de bu oran %41,5 olarak açıklandı. Elbette bu oran Merkez Bankası'nın tahmin aralığının içinde olduğu için tartışmalara neden olmasa da noktasal hedefteki 4 puanlık bir sapma faiz indiriminin gecikmesine neden olabilir.