Geçen haftaki yazımda haftanın en önemli konularının ABD enflasyonu ve Fed'in faiz kararı olacağını belirtmiştim. Gerçekten de haftanın ana gündemi bu konular oldu. Çünkü Fed'in kararı tüm dünya ekonomisini olduğu gibi Türkiye'yi de yakından ilgilendiriyor.

Önce ABD enflasyonuna göz atalım. ABD'de Kasım ayı enflasyonu beklentinin altında geldi. Beklentinin %7,3 olduğu ayda enflasyon %7,1 olarak gerçekleşti. Aylık bazda bakıldığında da beklenti %0,3 iken gerçekleşme %0,1 oldu. Beklentilerin altında gelen enflasyon verileri Fed'in elini rahatlatıyor.

Fed'in yakından takip ettiği çekirdek enflasyon oranı da beklentinin altında kaldı. Beklenti %6,1 iken çekirdek enflasyon %6 oldu. Bu iki verinin de beklentilerin altında kalması son derece önemli çünkü Fed'in para politikasına dolayısıyla faiz kararına etki eden veriler bunlar.

Bir önceki toplantının ardından yapılan sözlü yönlendirme ile bu ay Fed'in 75 yerine 50 baz puanlık faiz artışı yapacağını değerlendirmiştik. Gerçekten de Fed kararı genel beklentinin paralelinde oldu. Fed 2022 yılının son toplantısında 50 baz puanlık faiz artışı yaparak politika faizini %4,25-4,5 aralığına çıkardı.

Bundan önceki 4 toplantıda 75'er baz puanlık faiz artışı yapıldığı için son toplantıdaki 50 baz puanlık faiz artışını "yavaşlama" olarak değerlendirebiliriz. Öte yandan faiz kararının ardından basın toplantısı düzenleyen Fed Başkanı Powell'ın açıklamaları ise en az faiz kararı kadar önemliydi. Çünkü Powell, Kasım ayında beklentilerin altında kalan enflasyon verisine rağmen "enflasyonu yeterince düştüğünden emin olana kadar sıkılaşmaya devam" mesajı verdi.

Powell, Ekim ve Kasım enflasyon oranlarının memnun edici olduğunu söylerken risklerin yukarı yönlü olduğunu belirtiyor. Dahası Fed'in faizleri daha önceki tahminlerden daha yukarıda bir noktaya çıkaracağı da kesinleşmiş durumda. Bununla birlikte Powell, erken bir politika gevşemesine gitmemekte kararlı olduklarını vurguluyor. Yani Fed hem faizleri daha yükseğe çıkarak hem de uzun süre faizleri orada tutacak.

ABD enflasyonunda ve Fed'in faiz kararındaki gelişmeler bu yönde iken "yavaşlama" olarak nitelendirebileceğimiz politika değişikliği Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere zaman kazandırmış oldu. Çünkü Fed'in hızlı sıkılaşması gelişmekte olan ülke para birimlerinin Dolar karşısındaki değerinin azalması sürecini de beraberinde getiriyor. Bu bakımdan Fed'in Dolar Endeksi'nin artış hızını düşürecek şekilde oluşan yeni patikası diğer merkez bankalarının bir süre daha rahat nefes almasına imkan tanıyacak.

İçeride ise 22 Aralık günü Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nun (PPK) kararını takip edeceğiz. Ancak içeride durum biraz daha net görünüyor. Çünkü bir önceki toplantıda yapılan yazılı yönlendirmeye göre politika faizinde bir değişiklik beklemiyoruz. Genel beklenti politika faizinin %9'da sabit tutulacağı yönünde. Ancak yine de PPK metninin içeriğini dikkatlice takip etmemiz gerekiyor.