TBMM Filistin Alt Komisyonu toplandı

TBMM Filistin Alt Komisyonu toplandı

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Özge Özkoç, İsrail'in Filistin'in verimli topraklarına Yahudileri yerleştirerek demografik yapıyı kendi lehine değiştirmeyi sürdürdüğünü belirterek, "Yapılan anlaşmalar İsrail'in bırakın bölgeden çekilmesini işgalinin kalıcılığını sağlamıştır." dedi.

2021.06.24 17:21 - Son Güncellenme: 2021.06.24 17:22 - Güncel
A
TBMM Filistin Alt Komisyonu toplandı

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan "İsrail'in İşgal Altında Tuttuğu Doğu Kudüs, Batı Şeria ve Abluka Altındaki Gazze'de Yaşayanlar İle Bir Bütün Halinde Filistinlilere Uyguladığı Ayrımcılık Politikaları, İnsan Hakları ve Uluslararası İnsancıl Hukuk İhlallerinin İncelenmesi Alt Komisyonu" ilk toplantısını gerçekleştirdi.

Komisyon ilk olarak başkanlık seçimini gerçekleştirdi. Yapılan açık oylamada AK Parti Bursa Milletvekili Hakan Çavuşoğlu alt komisyon başkanı seçildi.

Komisyona Filistin-İsrail sorununun tarihsel arka planı konulu sunum yapan Dr. Özkoç, Filistin-İsrail sorununun Ortadoğu'nun 100 yıllık geçmişine damga vurduğunu, bu çatışmanın bölgedeki tüm devletlerin politikasını etkilediğini söyledi.

Ortadoğu coğrafyasını, Filistin-İsrail sorunu olmadan konuşmanın mümkün olmadığını belirten Özkoç, "Burada ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir coğrafyadan bahsediyoruz. İsrail devleti öyle bir devlet ki bugün hala BM üyesi olup sınırlarının neresi olduğunu bilmediğimiz yegane devletlerden birisidir." diye konuştu.

Sorunun 1948 yılında İsrail'in kurulmasıyla başladığını, siyonizmin mottosunun "topraksız bir halk için halksız bir toprak" olduğunu, toprağı olmayan Yahudilerin Filistin'de var olan halkı bu motto çerçevesinde yok saydığını dile getiren Özkoç, Yahudi entelektüellerin buna "etnik temizlik" dediğini kaydetti.

1917 yılında İngilizlerin, Yahudilere Filistin'de bir yurt kurmaları bakımından ellerinden geleni yapacağını beyan ettiğinin altını çizen Özkoç şunları söyledi:

"İngilizler bu bölgeyi hep Yahudi toplumunun lehine yönetti. İngiliz mandasında göçler o kadar çok arttı ki bölgedeki Filistinli Araplar bu politikaya karşı ayaklandı. İngiltere dönem dönem Yahudi göçlerini kısıtlama politikası izleyeceğini ilan etse de aslında çok da öyle olmadı. 1920'de 84 bin olan Yahudi nüfusu 1931'de 174 bine çıkıyor. İngilizler 1946'da mandadan çekildiğinde Yahudi nüfusu 602 bine geliyor. Bunun karşılığında ise 1 milyon 175 bin Müslüman var. İsrail devleti kurulmadan önce Yahudiler toplam nüfusun üçte birine ulaşmış durumdalar. Bu dönemde Yahudiler çok akılcı bir strateji ile bölgeye yerleştiler. Hayfa ve Yafa bölgelerine gelerek küçük bir çiftlik inşa ediyor ve orada kolektif bir üretim gerçekleştiriyorlar. Bu sömürgeci ve yerleşimci pratiğini göstermektedir. Çünkü bunun aynısını bugün Batı Şeria'ya yapıyorlar."

Özkoç, İsrail'in kurulmasıyla Arap-İsrail savaşının başladığını, Yahudilerin galibiyeti ile sonuçlanan savaşın sonucunda İsrail'in 1947'de kendilerine bırakılan sınırlarını daha da genişlettiğini belirtti.

1990'lı yıllara gelindiğinde uluslararası toplumun konuştuğu sınırların değiştiğini anlatan Özkoç, İsrail'in birçok bölgeyi ilhak ettiğini duyurduğunu ifade etti.

İsrail'in 1967 yılından beri yürüttüğü politika ile Filistin'in önemli bölümünü ilhak ettiğini vurgulayan Özkoç, 1967'den sonra bölgenin "işgal altındaki topraklar" kavramı ile anıldığının altını çizdi.

Özge Özkoç, İsrail'in, "Doğu Kudüs'teki Yahudilere ev inşa et ve yerleştir." şeklindeki pilot uygulamasını Batı Şeria'da da gerçekleştirdiğine işaret ederek şöyle konuştu:

"İsrail, işgal altındaki topraklara kendi nüfusunu yerleştiriyor. Filistin'in verimli topraklarına Yahudileri yerleştirerek demografik yapıyı kendi lehine değiştirmeyi sürdürüyor. İsrail sınırlarını henüz kapatmayan, sınırları belli olmayan bir devlettir. Literatürde 'sonsuz sınırlar' olarak tanımlanıyor. İsrail Filistin'in köylerini dahi kontrol altına aldı. Yahudi yerleşim yerleri boşaltılmadığı sürece burada bir Filistin devleti nasıl çıkacak? Bugünkü tartışmanın ana unsuru Batı Şeria'dır. Batı Şeria olmazsa Filistin devleti olamaz. Çünkü Gazze bir yerde hapsolmuş vaziyette. Yapılan anlaşmalar İsrail'in bırakın bölgeden çekilmesini işgalinin kalıcılığını sağlamıştır. Bölgede İsrail güvenlik güçlerinin kontrol etmediği bir geçiş gerçekleştiremezsiniz."

 

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


2021.06.24 17:21 - Son Güncellenme: 2021.06.24 17:22 - Sevcan Sarıkaya
A