Pandemi boyunca hiç maske takması gerekmedi!

Pandemi boyunca hiç maske takması gerekmedi!

Covid-19 virüsünün uğramadığı dünyanın cennet köşelerinden birine hafta sonu tatili için gidip 1,5 yıl boyunca kalmak ister miydiniz? 'Ah nerede o günler' dediğinizi duyar gibiyiz. Aşağıda tam olarak bunu yaşayan bir kadının hikayesi bulunuyor.

2021.08.24 17:53 - Son Güncellenme: 2021.08.24 17:53 - Dünya - HABER MERKEZİ
A
Pandemi boyunca hiç maske takması gerekmedi!

Zoe Stephens, geçen yıl mart ayında Pasifik Okyanusu'nun güneyinde bulunan ada ülkesi Tonga'ya giderken başına geleceklerden habersizdi. Adada kısa bir hafta sonu tatili geçirmek, turkuaz sularda yüzüp dinlenmek istiyordu.

Aslen İngiltere doğumlu olan 27 yaşındaki Stephens, o sırada 2,5 yıldır Çin'de yaşamaktaydı. Ancak yakın zamanda bu ülkeden ayrılıp biraz Asya kıtasında dolaşmış oradan da Fiji'ye geçmişti.

O dönem koronavirüsle ilgili haberler manşetlerde hakimiyet kurmaya başlamıştı. Zoe biraz da bu iç karartıcı haberlerden kurtulmak için 170 adadan oluşan Polinezya'nın bir parçası olan Tonga'ya giden uçaktan kendine bir bilet aldı.

Ama o günün üzerinden 18 ay zaman geçmiş olmasına rağmen Stephens, halen Tonga'da yaşıyor.

HİÇ MASKE TAKMAMIŞ AZ SAYIDA KİŞİDEN BİRİ

Tonga, dünyada Covid vakasının pandeminin başından bu yana neredeyse sıfır olduğu çok az sayıdaki yerden biri. CNN Travel'a konuşan Stephens, "Dünya üzerinde hiç maske takmak zorunda kalmamış birkaç insandan biriyim sanırım" dedi ve ekledi: "Bütün bu pandemi boyunca hiç maske takmadım. Sanırım çok fazla insanın maskeli olduğu bir dünyaya dönmek epey tuhaf olacak."

Nüfusu 100.000'in biraz üzerinde olan Tonga'da geçirdiği 18 aylık sürede, Stephens internet üzerinden sürdürebileceği bir uluslararası iletişim yüksek lisans programına başladı. Zoe şu an seyahat kısıtlamaları nedeniyle adaya dönemeyen bir ailenin deniz kıyısındaki bir evinde kalıyor, onlar için eve göz kulak oluyor.

HABERLERDEN KAÇMAK İÇİN SEYAHATE ÇIKTI

Dünyadaki milyonlarca insan gibi Stephens da 2020 başlarında koronavirüsle ilgili haberleri ilk duyduğunda pek de önemsememişti. Ancak Güney Kore'yi ziyaret etmek için Çin'den ayrıldığı dönemde, ülkedeki vaka sayılarının artmaya başlamasıyla olaylar farklı bir yöne gitti. Durum ciddiye binip sınırların kapanmaya başladığı dönemde, Stephens Çin'e döndüğünde karantinaya girmek istemediğinden seyahat etmeye devam etti. Ancak Fiji'den Tonga'ya geçtiği gün bindiği taksinin şoförü Fiji'de ilk Covid-19 vakalarının tespit edildiğini söylediğinde bir sorun olduğunu fark etti.

"Önce bir iletişim sorunu olduğunu düşündüm" diyen Stephens, hostele vardığında hiç beklemediği bir cevap aldı: "Sizi kabul etmek istemiyoruz çünkü Fiji'den gelmişsiniz."

ÜLKE ÜÇ HAFTA BOYUNCA TAMAMEN KAPANDI

Kısa süre içinde Tonga'ya giriş çıkışların kapatılacağını ve ülkeyi bir süre terk edemeyeceğini de keşfeden Stephens, "Uçuşlar tamamen durdurulmadan önce bir hafta kadar zaman geçti. Üç hafta karantinaya girdik ve kurallar gerçekten çok ama çık sıkıydı. Haftada bir kez evden çıkıp erzak alışverişi yapabiliyordunuz. Aracınızın plakası ve isminiz kayıt altına alınıyordu" dedi ve ekledi:

Tonga Mart 2020'de olağanüstü hâl ilan etti ve ülke o tarihten itibaren yabancılara kapalı.

ÇİN'E DÖNMEYİ PLANLIYORDU AMA...

İlk birkaç ay Stephens kendi kendine yakında Çin'e döneceğini, sadece sınırlar yeniden açılana kadar sabretmesi gerektiğini söylüyordu. Hatta Tonga'dan Avrupa'ya gitmesini sağlayacak bir uçağa binmeyi bile reddetmişti çünkü Çin'e geri dönebileceğine inanıyordu.

Ancak zaman geçtikçe planladığından çok daha uzun süre kalması gerektiğini idrak etmeye başladı. Stephens, "İlk 6 ayı tuhaf bir belirsizlik içinde geçirdim. Muhtemelen yaşadığım en büyük zorluk da buydu. Sonrasında sakinleşmeye başladım" dedi.

Aylar boyunca Çin'e dönmeye çalışan ancak başarısız olan Stephens, öngörülebilir bir gelecekte oradaki hayatına dönemeyeceğini kabullendiğini belirterek, "Pes etmek zorunda kaldım. Çin'in uzun bir süre açılmayacağını artık biliyorum" ifadelerini kullandı.

İNGİLTERE'YE DÖNMEYİ DE DÜŞÜNDÜ

Diğer yandan ülkesi İngiltere'ye dönebilmek için elde ettiği az sayıdaki fırsat da hep vaka sayılarının çok yüksek olduğu dönemlere denk geldi. Stephens, "Sanırım geçen yıl mart ayıydı. Geri dönmeyi düşüyordum ama sonra İngiltere'de işler karıştı" derken, ailesinin ve arkadaşlarının virüs gerçeğiyle mücadelesini uzaktan izlemenin de kendisi için çok zor olduğunu belirtti.

Stephens, "Olanı biteni dışarıdan izlemek çok tuhaftı. İngiltere'den uzakta olmaya alışkınım ama bunun iki kat yalnızlaştırıcı olduğunu düşünüyorum. Büyükannem salgının en başlarında Covid-19 nedeniyle hayatını kaybetti. O noktada benim için geri dönme ihtimali de ortadan kalktı" dedi.

"ÇOK AMA ÇOK SIKICI"

Kendisi için "Tonga'da sıradan bir gün" diye bir kavram olmadığını da belirten Stephens'ın rutini sabah kalkıp köpeğini plajda yürüyüşe çıkarmak ardından ders çalışmak şeklinde geçiyor.

"Bir şekilde kendimi meşgul etmeye çalışıyorum. Arkadaşlarımla dışarı çıkıp birkaç restorandan birinde yemeğe gidiyorum. Sonra da eve dönüyorum. Gerçekten çok ama çok sıkıcı" diyen Stephens boş vakitlerini kürek sörfü, şnorkelle dalış gibi su sporlarıyla geçiriyor. Tonga'da edindiği deneyimleri Instagram ve YouTube hesapları üzerinden takipçileriyle paylaşıyor ve arada sırada uzaktan freelance işler yapıyor.

"Elimden geldiğince zamanımı iyi kullanmaya çalıştım diyen Stephens, kendisi için en zor şeylerden birinin de İngiltere'deki tanıdıklarının sürekli "Çok şanslısın sen" demesi olduğunu belirtti ve ekledi:

"Her sabah uyandığımda denize bakıyorum, adaya bakıyorum. Bunlar harika şeyler ama ben bir türlü tadını çıkaramıyordum. İnsanlar sürekli 'Tadını çıkar' diyordu onlara 'Ama burada olmak istemiyorum ben' diye yanıt veriyordum. 1,5 yıl boyunca burada kısılıp kalmanın en kötü tarafı yakın zamanda bir yere gidemeyeceğimi bilmekti."

GÖZLÜĞÜNÜ BİLE ALMADAN YOLA ÇIKTI

Tonga'da çok uzun süre kalmak gibi bir planı olmadığından Stephens yanında çok fazla eşya da götürmemişti. Gözlüklerini ve e-kitap okuyucusunu bile yanına almamıştı.

"Son bir buçuk yıldır gözlüğüm olmadan yaşıyorum. Bu pek keyifli bir şey değil çünkü Tonga'da yeni gözlük alabileceğim bir yer yok" diyen Stephens birkaç ay öncesine kadar adada bir kitapçı da bulunmadığını bu nedenle bu eşyaların eksikliğini fazlasıyla hissettiğini belirtti.

Üstelik sahip olduğu az sayıdaki eşyanın bir kısmı da adaya gidişinden birkaç ay sonra meydana gelen Harold Siklonu'nda kaldığı evi su basınca kullanılamaz hale geldi.

"BÜYÜDÜĞÜM KÖYÜN NÜFUSU ÜLKENİN TAMAMINDAN FAZLA"

Adada kaldığı süreden maksimum faydalanmaya çalışan Stephens, adadaki hayvan barınağına para toplamak için bir maraton bile organize etti. Ancak 1,5 yıl kalacağını bilse çok daha farklı davranacağını da belirten Stephens, "Bir iş bulurdum, yerel dili öğrenirdim. Gönüllü olarak bir yerlerde çalışırdım. Ama en azından ilk birkaç ay boyunca sürekli yakında adadan ayrılabileceğimi düşündüm" ifadelerini kullandı.

Stephens, gitmeden önce Tonga'daki hayat konusunda çok az bilgiye sahipti ve böyle küçük bir topluluğun parçası olmaya çalışma sürecinin oldukça karmaşık olduğunu keşfetti.

"Liverpool'da büyüdüğüm köyün nüfusu bu ülkenin toplam nüfusundan fazla. Söylediğim ve yaptığım şeylerin ve görüştüğüm kişilerin, diğer herkes tarafından bilineceğini en baştan bilsem söylediklerimde, yaptıklarımda ve görüştüklerimde çok daha dikkatli olurdum" diyen Stephens bütün bunları hata yapa yapa öğrendiğini söyledi.

Tonga hakkında araştırma yapmış olsa bile internette çok fazla bilgi bulunmadığını da belirten Stephens, "Bulduğunuz bilgiler de size burada nasıl yaşayacağınızı, alışverişe nereye gideceğinizi ya da nasıl bir banka hesabı açacağınızı söylemiyor" dedi.

TONGALILAR DA ÜLKELERİNE DÖNEMİYOR

Tonga'da uygulanan sıkı seyahat yasakları, ülkenin vatandaşlarını virüsten korumakta oldukça etkili oldu. Ancak bunun bir de dezavantajı var. Çok sayıda Tongalı bu yasaklar nedeniyle pandemiyi ailelerinden ayrı geçirmek zorunda kaldı. Stephens, "Yurt dışında yaşayan ve halen ülkelerine dönemeyen binlerce Tongalı var. İnsanları halen ülkeye geri getirmeye çalışıyorlar. Birkaç ayda bir toplu gelişler oluyor" sözleriyle anlattı durumu.

Birçok okyanus adası gibi, Tonga da pandemi nedeniyle turizme kapanınca çok büyük kayıp yaşadı. Dünyada kambur balinalarla birlikte yüzmenin mümkün olduğu nadir yerlerden olan Tonga'nı sular temmuz ayında bu hayvanlarla doluyor. Yukarıda da dediğimiz gibi toplam nüfusu 100.000 olan ülkeyi 2019 yılında 94.000 yabancı turist ziyaret etti.

Stephens, "Kış aylarında çok fazla turiste alışkınlar. Bu nedenle çok ama çok sayıda iş yeri turist yokluğu nedeniyle ağır zarar gördü" dedi.

AĞUSTOS SONUNDA AYRILMAYI DÜŞÜNÜYOR

Hürriyet'te yayınlanan haberde yer alanlara göre, başlangıçta ortamın oldukça sakin olduğunu, partilerin ve toplanmaların yasaklandığını da belirten Stephens, şu an hayatın büyük oranda normale döndüğünü ifade etti. Ancak gece dışarı çıkma yasağı gece yarısı ile sabaha karşı 5 saatleri arasında sürüyor.

Stephens, epey uzun bir süre küçük bir adada yaşadıktan sonra ayrılacak olmanın gözünü korkuttuğunu söylese de planlarını da buna göre yapıyor. Ağustos sonunda İngiltere'ye dönmek gibi bir planı var ancak girişimleri defalarca başarısız olduğundan çok kesin konuşmak da istemiyor.

"Uçak tarifeleri sürekli değişiyor o nedenle fazla umutlanmıyorum" diyen Stephens, adadan ayrılmanın kendisinde acı tatlı hisler uyandıracağını zira kendisine yavaş yavaş bir hayat inşa etmekte olduğunu söyledi.

"HİÇBİR ŞEY GERÇEK DEĞİL"

Stephens şöyle devam etti: "Ama burada hiçbir şey gerçek değil. İnsanlar 'Bir cennet adasından nasıl ayrılabilirsin?' diyor. Ben de 'Burası harika bir yer ama benim gerçek hayatım bu değil' diyorum. Benim yapmayı seçtiğim şey bu değil. Burada olmayı ben seçmedim. Harika bir yer ama benim istediğim bu değil."

Başka yabancıların adada çalıştığını bu nedenle kalmak için sebepleri olduğunu da söyleyen Stephens, "Ben de kendimi meşgul etmek için elimden geleni yaptım ama artık yapacak bir şeyin kalmadığı noktaya geldik" diye konuştu.

"COVID'İN BURAYA GELMESİ KAÇINILMAZ"

Tonga'ya, COVAX programı kapsamında 24.000 doz Covid-19 aşısı gönderildi. Aşılananlardan biri de Stephens oldu. Virüsün bir şekilde Tonga'ya da ulaşacağından endişe eden Stephens, nüfusunun yüzde 22'si yoksulluk sınırı altında yaşayan bir ülke için bunun sonuçlarının çok tehlikeli olabileceğini söyledi ve ekledi:

"Covid'in bir noktada buraya ulaşması kaçınılmaz ve Tonga bundan çok zarar görecek. Çok ciddi bir altyapı eksikliği söz konusu."

Bununla birlikte Covid'in insan hayatının bir parçası olduğu bir dünyaya ayak uydurmanın çok zor olacağını da belirten Stephens, "İlk olarak çok fazla insanın arasında olma fikri beni çok ürkütüyor. Ardından genel olarak Covid meselesi de endişe verici. Ya geri döndüğümde yine her şey kapanır herkes karantinaya girer de 'Keşke adada kalsaydım' der miyim diye endişeleniyorum" dedi.

16 yaşından beri dünyayı dolaşıyor olmasına rağmen bu kez çok uzun süre boyunca bir yerde sabit kaldığı için seyahat konusunda "tuhaf bir kaygı" yaşadığını ifade eden Stephens, "'Yine bir yerde sıkışır kalır mıyım?' diye korkuyorum. Ama sosyal medyada seyahat eden birçok insan görüyorum ve 'Belki de sorun yoktur' diyorum. Yeniden seyahat edebilir hale geldiğimde nasıl hissedeceğimi bilmiyorum. Gerçek dünyaya döndüğümde neler olacağını bekleyip göreceğim" diye konuştu.

 

Diğer Dünyadan Haberler için tıklayın


2021.08.24 17:53 - Son Güncellenme: 2021.08.24 17:53 - HABER MERKEZİ
A