Baz istasyonları şehir dışına taşınacak mı ?

Baz istasyonları şehir dışına taşınacak mı ?

zmir'de düzenlenen Uluslararası Bilişim Hukuku Konferansında "Baz İstasyonları" panelinde konuşan BTK Birinci Hukuk Müşaviri Atilla Öztürk, baz istasyonlarının daha sık kurulması ile hem elektromanyetik dalga yayma güçlerinin düşeceğini hem de hizmet kalitesinin artacağını belirtti.

2013.06.29 14:03 - Son Güncellenme: 2013.06.29 14:03 - Yaşam
A
Baz istasyonları şehir dışına taşınacak mı ?

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Birinci Hukuk Müşaviri Atilla Öztürk, cep telefonu kullanmak istiyorsak baz istasyonlarının mutlaka kurulması gerektiğini belirterek, "Baz istasyonu olmadan cep telefonu iletişimi olmaz" dedi. Baz istasyonlarının frekanslarının TV frekansları ve radyo frekanslarından hiçbir farkı bulunmadığının altını çizen Öztürk, baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılmasının teknik olarak mümkün olmadığını belirtti.

ALMANYA VE FRANSA'DA BAZ İSTASYONU SAYISI BİZDEN FAZLA

İzmir'de düzenlenen Uluslararası Bilişim Hukuku Konferansında "Baz İstasyonları" panelinde konuşan BTK Birinci Hukuk Müşaviri Atilla Öztürk, baz istasyonlarının daha sık kurulması ile hem elektromanyetik dalga yayma güçlerinin düşeceğini hem de hizmet kalitesinin artacağını belirtti. Baz istasyonlarının BTK tarafından denetlendiğini belirten Öztürk şunları söyledi: "Baz istasyonlarının şehir dışına çıkarılması teknik olarak mümkün değil. Baz istasyonları şehir dışına çıkarsa konuşma yapmak içinde şehir dışına çıkmak gerekir. Baz istasyonlarının daha sık kurulması ile birlikte hizmet kalitesi de artacaktır. Hizmet kalitesi artınca, hem çok daha kesintisiz ve yüksek hızlı hizmet alırız, hem ambulans, itfaiye gibi acil hizmet veren kurumlar olay yerini daha rahat ve çabuk tespit edip olaya daha çabuk müdahale eder. Bunun yanında da çok daha az ışımaya maruz kalırız. Gelişmiş ülkelerde baz istasyonu sayısı çok daha fazladır. Ülkemizde toplam baz istasyonu sayısı 80 binin altında iken nüfus ve yüzölçümü ülkemize yakın olan Almanya'da 150 bin, Fransa'da ise 130 binin üzerindedir. Türkiye'nin kullandığı azami frekans gücü standardı Avrupa ülkelerinin kabul ettiği standartlara göre çok daha temkinlidir. Diğer ülkelerde 41 v/m iken Türkiye'de 10 V/m dir. Yani dört kat daha düşüktür."

ROWLEY: GİZLENEN İSTASYONLAR ENDİŞEYE NEDEN OLUYOR

GSMA Sürdürülebilirlik Direktörü Dr. Jack Rowley, Türkiye'de baz istasyonları konusunda ICNIRP'nin tavsiye ettiği değerlerden çok daha düşük değerlerin kullanıldığını belirterek, "Bu da Türkiye'nin daha korumacı olduğunu gösteriyor" diye konuştu. Baz istasyonlarından yayılan enerjinin, radyo ve TV vericilerinden yayılan enerjiden daha düşük olduğunu belirten Jack Rowley, "Radyo sinyalleri baz istasyonu sinyallerine çok benzer. Radyo vericilerinde çalışan insanlarla yayılan çalışmalar sonucunda bu sinyallerin sağlığa etki etmediği görüldü. Yayılan sinyaller aynı olduğu için baz istasyonu sinyallerinin de insan sağlığı için risk oluşturmadığını söyleyebiliriz." dedi.
Nüfus ve buna bağlı olarak kapasite ihtiyacı arttıkça daha fazla baz istasyonuna ihtiyaç duyulduğunun altını çizen Dr. Rowley, "Yerel yönetimler baz istasyonlarıyla ilgili aldıkları kararlarda daha dikkatli olmalılar. Halkı endişeye düşürücü değil halkı aydınlatıcı ve içlerini rahatlatacak kararlar almalılar. Kısaca yerel yönetimler halkı korkutmayacak şekilde hareket etmeliler." dedi. Rowley sözlerini şöyle sürdürdü: "Baz istasyonlarının çeşitli şekillerde karşımıza çıktığını görüyoruz. Ağaç, reklam panosu, güneş panelleri gibi. Bu durumda da insanlar bunlar zararlı ki gizleniyor düşüncesine kapılıyorlar. Oysa başvurulan bu yol çevre ile uyumlu hizmet sunma amacını taşıyor. Oysa uydu antenleri hatta klimalar da görüntü kirliliğine yol açıyor. O zaman bunların da çevreyle uyumlu hale getirilmeleri gerekiyor."

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa İlhan, teknoloji kullanımının giderek yaygınlaştığını, gündelik yaşamı kolaylaştırdığını belirterek, "Yeni teknolojiler toplum tarafından farklı algılanabiliyor. Bazı teknolojiler daha çabuk kabul görürken, bazıları da kabul görmeyebiliyor" dedi. Elektromanyetik alan maruziyetini halk sağlığı açısından değerlendiren Doç. Dr. İlhan, "Elektromanyetik alanların sağlık üzerine etkileri konusunda akademik çevreler yoğun çalışıyorlar. Yaklaşık 30 yıl içerisinde 25 bin makale yayınlandı. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), bugüne kadarki bilimsel kanıtların elektromanyetik alanlara maruz kalma ve olası belirtiler arasındaki bağlantıyı desteklemediğini belirtiyor. " diye konuştu.

 

Diğer Yaşam Haberleri için tıklayın


2013.06.29 14:03 - Son Güncellenme: 2013.06.29 14:03 - boş7
A