Afgan kadın sporcu: Böyle bir şey görmedim

Afgan kadın sporcu: Böyle bir şey görmedim

Afganistan'ın Taliban tarafından ele geçirilmesiyle felakete sürüklenen ülkede, insanlar canını kurtarmak için kaçmaya devam ediyor. Afgan kadın yaşanılanları anlatmak için kelime bulmakta zorlanırken, 'hayatında böyle bir şey görmediğini' söyledi.

2021.08.23 14:36 - Son Güncellenme: 2021.08.23 14:50 - Dünya - HABER MERKEZİ
A
Afgan kadın sporcu: Böyle bir şey görmedim

Afganistan'ın kadın milli tekerlekli sandalye basketbol takımının kaptanı Nilofar BayatTaliban Kabil'e girdiğinde, oradan bir an önce kaçması gerektiğini yoksa çok kötü şeylerin yaşanacağını anladı.

'BENİ ÖLDÜRECEKLERİNİ BİLİYORDUM' 

"Basketbol oynadığım çok fazla video vardı. Kadın hakları ve engelli kadınların hakları için aktif olarak çağrıda bulundum" diyen Bayat, "Taliban benim hakkımda tüm bunları öğrenirse, beni öldüreceklerini biliyordum" dedi.

Bayat, Taliban rejimi sırasında Kabil'deki ailesinin evi bir roket tarafından vurulduğunda henüz yürümeye yeni başlayan bir çocuktu. Erkek kardeşi öldürüldü ve şarapnel parçalarının omuriliğini yaralaması ve sırtını yakması üzerine Bayat bir yıl hastanede yattı.

Afgan milli sporcu, korkularını, yıllar önce arkadaş olduğu İspanyol bir gazeteciye itiraf etti. Hikayesini sosyal medyada yayınladı ve İspanyol yetkililerden onu İspanya'ya tahliye etmeye çalışması için yardım istedi.

'HAVAALANI TAM BİR KAOSTU' 

Yaşadığı dehşeti Guardian'a "Havaalanında oradan çıkmak, Taliban'dan kaçmak isteyen binlerce kişi vardı" sözleriyle anlatan Bayat, "Hayatımda böyle bir şey yaşamadım" dedi.

Havaalanına girmek dokuz saat sürdü. Zaman zaman havaya ateş açan Taliban tarafından kuşatıldılar. 28 yaşındaki kadın, "Havaalanı kaos içindeydi" dedi.

Yine de çift, başka seçeneklerinin olmadığını hissetti. Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nde de çalışan Bayat, "Taliban, insanları teşhis etmek için kapı kapı dolaşmaya başladı. Bu bir felaket, 20 yıllık bir geri adım." diye konuştu.

O ve kocası Cumartesi günü şehrin tekerlekli sandalye basketbol takımına katılmak üzere seçildiği Bilbao şehrine geldiler. Afganistan'ın erkekler milli tekerlekli sandalye basketbol takımında oynayan kocasına da takımda yer teklif edildi.

Çift yaşadıklarını şöyle anlattı: "Kabil havaalanındayken Taliban valizlerimizi almamıza izin vermedi. Beş gündür aynı kıyafetleri giydiğimize inanabiliyor musun? Her şeyimizi kaybettik, hiçbir şeyimiz yok."

Cuma günü, Bayat ve kocası Ramesh, yıllar boyunca İspanya'nın askeri ve sivil operasyonlarında çalışmış 250'den fazla Afgan tahliyesiyle birlikte İspanya'ya geldi.

TRUMP'TAN ZEHİR ZEMBEREK İFADELER 

Verdiği çekilme kararından sonra, kendisini destekleyen yayın organlarının bile hedef tahtasına oturttuğu ABD Başkanı Joe Biden'a, çok sert bir darbe de eski başkan Trump'tan geldi. ABD eski başkanı Donald Trump, Afganistan'dan feci bir şekilde çekilmesi üzerine Joe Biden'ı topa tuttu ve ABD ordusunu Taliban'a teslim etmekle suçladı.

"Bu, tüm zamanların en büyük askeri yenilgilerinden biri olarak tarihe geçecek" diyen Trump, Afganistan'daki durumu bir aşağılama olarak nitelendirdi ve bunun bir geri çekilme değil, 'tam bir teslimiyet' olduğunu iddia etti.

'BIDEN'IN AĞIR BECERİKSİZLİĞİ VE...' 

Eski Başkan, koyu kırmızı eyalette toplanan büyük kalabalığa "Ben başkan olsaydım bu asla olmazdı. Buradaki mesele Afganistan'dan ayrılıp ayrılmamak değil" dedi ve şöyle devam etti:

"Mesele Joe Biden'ın şaşırtıcı beceriksizliği ve ağır ihmali... bir ülke olarak şimdiye kadar gördüğümüz en büyük stratejik aşağılamayı yaratıyor. Ben görevdeyken, Taliban hava sahamızı ele geçirmeyi veya Amerikan silahlarımızla etrafta geçit töreni yapmayı asla hayal edemezdi. Ben olsaydım acil bir elçilik tahliyesi olmayacaktı.

'DÜŞMANLARIMIZ BIDEN'DAN KORKMUYOR' 

"Ayrıca bayrağımız da indirilmeyecekti çünkü Taliban'ın asla geçmeye cesaret edemeyeceği net çizgiler oluşturmuş olurduk. Biden'la ilgili sorun şu ki düşmanlarımız ondan korkmuyor, ona saygı duymuyorlar.'

Trump'ın bu sözleri, ABD askeri donanımı ile Afgan güçleri tarafından kullanılanların bir kombinasyonunu taşıyan ve Batı ülkelerinin ülkeden çekilmesiyle ele geçirilen Taliban militanlarının ortaya çıkan resimleri üzerine geldi.

KARŞI SALDIRI AN MESELESİ 

Kabil'in kontrolünü ele geçiren Taliban'a karşı Afgan birlikler toplanmaya başladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Afganistan'daki Pençşir Vadisi'nde SAS tarafından eğitilmiş kuvvetleri de içeren, Taliban'a karşı silahlı bir direnişin oluştuğunu doğruladı.

Bugün konuşan Rus Bakan, direniş gücünün devrik Başkan Yardımcısı Amrullah Salih ve öldürülen bir Taliban karşıtı savaşçının oğlu Ahmed Mesud tarafından yönetildiğini de doğruladı.

Haberler, bölgeye giden savaşçılar arasında, Afgan ordusunun en iyisi olduğuna inanılan SAS tarafından eğitilmiş Afgan özel kuvvetlerinin üyeleri olduğunu iddia etti.

Lavrov, verdiği demeçte, "Taliban Afganistan'ın tamamını kontrol etmiyor. Afganistan Devlet Başkan Yardımcısı Salih ve Ahmed Mesud'un direnişinin yoğunlaştığı Pençşir Vadisi'ndeki duruma ilişkin raporlar var" dedi.

GERİLLA HAREKETİ BİR ARAYA GELİYOR 

Kabil'in kuzeydoğusundaki Pençşir Vadisi, Afganistan'ın doğal dağlık savunmalarıyla tanınan son kalan mevzisi konumunda. Sosyal medyada paylaşılan görüntülere göre, öldürülen Kuzey İttifakı lideri Ahmed Şah Mesud'un oğlu Saleh ve Mesud, Taliban'ı püskürtmek için gerilla hareketini bir araya getiriyor

Afganistan'ın en ünlü Taliban karşıtı savaşçısının oğlu Ahmed Mesud Perşembe günü, Kabil'in kuzeydoğusundaki PençşirVadisi'nde güçlerini toplarken 'babasının ayak izlerini takip etmeye hazır' olduğunu söyledi.

Mesud, ABD'ye yönelik 11 Eylül saldırılarından iki gün önce, 2001'de suikaste kurban giden ünlü Sovyet karşıtı ve Taliban karşıtı direniş lideri Ahmed Şah Mesud'un oğlu. Ayrıca bir grup Afgan özel kuvvet askerinin direnişe katılmak için Pençşir Vadisi'ne yöneldiği bildiriliyor.

KOMANDOLAR YOLA ÇIKTI 

Şu anda Taliban tarafından avlanan komandolar ve özel kuvvet askerlerinin, orada oluşan direniş grubuna katılmak için Pençşir bölgesine doğru yola çıktıklarına inanılıyor.

Bir kaynak The Sun Online'a verdiği demeçte, binlerce savaşçının -güçlü doğal savunmaya sahip bölgeye ve savaşa katılmak isteyen yerel halk gruplarına yöneldiğini söyledi ve şunları ekledi:

'TALİBAN'I YOK ETMEDEN ÖLMEYECEĞİM' 

"Bu, sıradan bir direniş değil. Toprağın her santimini bilen ve son 20 yıldır teröristlerle mücadelede mükemmel deneyime sahip binlerce eğitimli gücün direnişidir. Taliban'ı yok etmeden ölmeyeceğim. Son kurşuna kadar savaşacağız."

Moskova, Kabil'deki yeni liderlik konusunda ihtiyatlı bir iyimserlik içinde ve istikrarsızlığın komşu eski Sovyet devletlerine sıçramasını önlemek için militanlarla temas kurmaya çalışıyor. ABD ve diğer ülkeler vatandaşlarını Kabil'den tahliye etmek için acele ederken, Rusya ise herkesi şaşırtarak büyükelçiliğinin çalışmaya devam edeceğini söyledi.

Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharova Perşembe günü gazetecilere verdiği demeçte, Taliban'ın 'aktif olarak düzeni yeniden sağladığını' ve 'diyalog niyetini' gösterdiğini söyledi.

AVRUPA'NIN GÖBEĞİNDEN ŞOK ÇAĞRI 

Taliban'ın Afganistan'ın başkenti Kabil'e girip ülkeyi ele geçirmesinin yankıları sürüyor. Ancak bu sefer, ülkedeki yangın Avrupa'ya da sıçramış görünüyor.

İngiltere'nin en fanatik vaizi, Taliban'a daha katı bir İslami adalet biçimi uygulama çağrısında bulundu - buna zina yapanları taşlamak, hırsızların ellerini kesmek ve daha başka birçok cezayı da dahil etti.

Bir nesil cihatçılara ve eylemlerine ilham veren 54 yaşındaki Anjem Choudary, müziğin yasaklanması ve gayrimüslimlerin 'kafir vergisi' ödemesi gerektiğini söyledi. Choudary'nin sözleri, Taliban Liderliğine Samimi Tavsiyeler başlıklı 3 bin 500 kelimelik bir incelemede yer alıyor.

Doğu Londralı din adamı, daha ılımlı bir imaj yansıtmaya çalışan Afganistan'ın yeni hükümetini, Batı kültürünün tüm izlerini silmeye ve 'müzik, drama ve felsefe gibi yararsız uğraşları' yasaklamaya çağırdı.

TOPLULUK ÖNÜNDE KONUŞMASI YASAKLANMIŞTI 

Beş yıl önce DEAŞ terör örgütünü desteklemekten hapse atılan Choudary'nin, serbest bırakılmasının ardından topluluk önünde konuşması yasaklanmıştı. Ancak bu yasak geçen ay kaldırıldı.

Şifreli sosyal medya ağı Telegram'dan görüşlerini ifade eden Choudary, İngiliz ve Amerikan güçlerinin meşru hedefler olduğunu öne sürerek, Taliban savaşçılarını silahlarını 'işgalci güçlere' ve 'Allah'ın hükmünü uygulamanın önünde duran' herkese doğrultmaya çağırdı.

'GAYRİMÜSLİMLER'DEN VERGİ ALIN, BM'Yİ KOVUN...' 

Dünya liderleri Afganistan'ı izole etmemesi için Taliban'a yalvarırken, Choudary ülkenin yurtdışındaki, hatta Müslüman ülkelerdeki büyükelçiliklerinin kapatılmasını ve Birleşmiş Milletler'in Kabil'den çıkarılmasını öğütledi.

Choudary, Afganistan'da yaşayan gayrimüslimlerin, genellikle 'kâfir vergisi' olarak adlandırılan ve 'cizye' olarak bilinen bir vergi ödemesi gerektiğini vurguladı. Choudary, Taliban'ın ülkede katı şeriat yasalarını uygulaması ve yüksek mahkemeler gibi mevcut hukuki organlardan kurtularak yalnızca şeriat mahkemelerini kullanması gerektiğini söyledi.

Choudary, "Hırsızın elini kesmek, zina yapanı taşlamak ve içki içenleri (mahkeme süreci ve delillerden sonra) kamçılamak, ceza kanunu veya hudud Allah'ın hakkıdır. Bunlar sorgulamadan ve tereddüt etmeden uygulanmalı" diye konuştu.

'TALİBAN GERÇEK İSLAM MI DEĞİL Mİ GÖRECEĞİZ' 

Choudary'ye göre, Taliban'ın şeriat yasasını uygulamak için kullandığı katılık düzeyi, onun 'gerçek İslam' olup olmadığını belirleyecek. Choudary şöyle devam etti: "Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar... bu acemi devletin gerçekten İslam hukukunu uygulayıp uygulamadığını veya sadece adında İslam geçen başka bir ülke mi olduğu değerlendirmelidir."

Choudary, Taliban'ı Afganistan'ın adını İslam Devleti olarak değiştirmeye şu sözlerle çağırdı: "Bütün sınırların kaldırılması ve tüm Müslümanlar, en başta Hindistan alt kıtasındaki Müslüman topraklarını birleştirmek, daha büyük bir savaşın öncüsü olmak amacıyla yeni İslam Devleti'nin vatandaşları olmaya davet edilmeli"

KENDİSİ AFGANİSTAN'A GİDEMİYOR 

Kendisine Afganistan'a gidip gitmeyeceği sorulduğunda Choudary, BM terör izleme listesinde olduğu ve seyahat etmesi yasak olduğu için bunu yapamayacağını söyledi.

Ancak diğer Müslümanların ülkeye seyahat edebileceğini belirterek, "Bir Müslüman olarak İslam'a ve şeriata inanıyoruz, bu yüzden orada yaşamak doğal bir şey. Yahudiler neden İsrail'e yöneliyor?" diye konuştu.

Diğer Dünyadan Haberler için tıklayın


2021.08.23 14:36 - Son Güncellenme: 2021.08.23 14:50 - HABER MERKEZİ
A