Koronavirüs ile mücadele süreç her geçen gün farklı noktalara evriliyor. ABD ve bazı batı Avrupa ülkelerinde normal hayata dönüş adımları yavaş yavaş gündeme gelirken dünyada virüsten etkilenen tespit edilen vaka 3 milyona, hayatını kaybedenlerin sayısı 2 yüzbine doğru gidiyor. 

Ülkemizde de, toplam vaka sayısı 98 bin 674'e ulaştı. Son 24 saatte 117 vatandaşımızı kaybettik ve toplam kaybımız 2 bin 376'ya çıktı. 

Bu hastalığın ölüm rakamlarının nezleden gripten farklı olmadığını ve bu nedenle manipule edildiğini söyleyenlerle, virüsün daha da ölümcül olabileceği ve daha dikkatli olunması gerektiği arasında gidip gelen gün her yerde birbiri ile çelişen sayısız iddia var. Siz yine tıp uzmanlarının bilimsel çağrılarına kulak verin. 

Ancak günler aylar geçtikçe bu salgının işin sağlık boyutu endişesi algısını geride bırakarak ekonomik çöküş gerginliklerini ön plana çıkardığını görüyoruz. Bu da kısaca ve açıkça bu iş bittiğinde bu kadar psikolojik, insani ve ekonomik anlamda görülmemiş hasara yol açanlara bunun hesabının sorulması ihtimalini arttırıyor. Toz duman bittiğinde herkes 'kim bunun sorumlusu, neden ve kimin yüzünden bu hale düştük' demeye daha çok başlayacak. 

İLK AKLA GELEN 

Tabii ki bu konuda ilk akla gelen de doğal olarak virüsün çıktığı yayıldığı yer olan Çin olacak. Pekin Yönetimi hiç oralı olmasa ve hatta tepki gösterse de ülkeyi hınçla hesap soracakların olduğu çok ama çok sıkıntılı günler bekliyor. İşin açıkçası ırkçılığa bile taşınmasından endişeliyim. Ki; başta ABD bazı ülkelerde Çinlilere sokakta bile taciz başlamış durumda maalesef. 

Ama, açıkladığı vaka ve ölüm rakamlarının azlığı ile bile dikkat ve tepki çeken Çin açısından bu durum, ciddi ve açıklanması gereken noktaları da içermiyor değil. Düşünsenize, biz açıkladığımız vaka sayımızla Çin'i geçmişiz. Olabilir mi bu! 

Malum, Çin'e yönelik olarak İngiltere, Almanya ve Fransa'dan homurtular çıkmaya başladı. 

SALDIRILAR BAŞLADI 

ABD'de Donald Trump'ın Çin hakkında şüphe duyduğu açıklamalarına ek olarak, önceki gün, ABD'de Missouri Savcılığı, Çin hükümeti ve Çin Komünist Partisi'ni salgında ''bilgi sakladığı ve salgının bulaşıcılığını gizleyip, inkar ettiği'' gerekçesiyle mahkemeye verdi. ABD Kongresi Temsilciler Meclisi'nin 22 Cumhuriyetçi üyesi, Trump yönetiminden Uluslararası Adalet Divanı'nda Çin'e karşı dava açmasını istedi.

Almanya'nın en yüksek tirajlı gazetesi Bild, koronavirüsün neden olduğu ekonomik zarar nedeniyle Çin'e hesap ver çağrısında bulundu. Ve ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da, "Sorumlulardan hesap sorulacağı günler de gelecek" açıklaması yaptı. 

Çin'in yakın dostu İran'da bile Sağlık Bakanlığı, koronavirüs vakaları konusunda Çin'insayılarının 'acı bir şaka' olarak nitelendirdi. 

Bu örnekler hemen son dönemde dikkat çeken açıklamalar. O kadar çok böyle örnek var ki. 

Bu işte süre uzadıkça ülkeler her açıdan darbe aldıkça Çin'in etrafındaki hesap ver herşey senin yüzünde çemberi giderek daralacak. Belki mahkemelerle değil ama mutlaka ve çeşitli görünen görünmeyen misillemelerle Pekin'e bunun hesabı sorulacak gibi görülüyor.

Dünya hiç yaşamadığı kadar ilginç bir döneme giriyor.

Sağlıkla kalın.... 

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız kutlu olsun. Ülkemiz ilelebet yaşasın.