Westfalen'in 'sarı duvarı' eşittir Bursaspor'un TEKSAS'ı...

2024.05.02 17:38 - Son Güncellenme: 2024.05.02 18:00
A

Borussia Dordmund'un 81.359 seyirci kapasiteli Signal Iduna Park'ı yine harikaydı çarşamba akşamı.

'Sarı Duvar' /Gelbe Wand/ her zamanki gibi dün akşam da PSG maçında ayni formatıyla futbolseverleri bir kez daha büyüledi.

Bundesliga'da 25 bin kişinin ayakta izlemesine izin verilen tribünde kapasite; uluslararası maçlarda 68.815 bin kişiye düşürülünce, 'Sarı Duvar'ın rakamsal azlığında sanki bu eksikliği gidermek için coşku ve heyecan ikiye üçe katlanıyor ki öyle kelimelerle filan anlatılmaz, yerinde ya da ekran başında bir kerecik de olsa tanıklık etmek gerekir.

Dünyanın en muhteşem ambiyansının oluşturulduğu Signal İduna'da (eski adıyla Westfalen) göğün adeta 7 kat üzerine yükselen o büyüleyici nakaratlar; kuşkusuz bir futbol severler için bu fani dünyada alabileceği en leziz tat ve keyifle eş değer gibidir.

Dün akşam Borussia Dordmund'un Paris Saint Germain ile yaptığı Şampiyonlar Ligi yarı final ilk maçında sahadaki oyundan ziyade; Sarı Duvar'ın başka bir yerde benzerine zor rastlanan tribün şovlarına odaklandı gözlerim.

Bir papatya bahçesini andıran o mekanda sallanan irili ufaklı sapsarı yüzlerce bayraklarla, seyircinin bitmeyen tezahüratlarına dalıp gittim.

Şimdi izninizle burada bir saptama yapmak istiyorum.

Bu tribün dünyanın en eksantrik futbol severlerinin bir arada buluştuğu en çarpıcı buluşma noktalarından birisi olarak kabullenilse de.

Sarı Duvar'ın nev-i şahsına münhasır rekabetlere kapalı olağanüstü ambiyansıyla baş edebilecek benzeri; Avrupa'da çok farklı bir ülke ile şehriyle

bulunuyor bana sorarsanız.

Bu ülke Türkiye; şehir de Bursa;

Stadyumu da yeni ismiyle Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu.

Tribünü de yirmi beş bine, on iki bin kişilik kapasitesiyle TEKSAS...

Hem de açık ara ve yadsınamaz bir şekilde...

Bursaspor'un artık anılarda yaşayan Süper Lig günlerinde yayıncı kuruluş Lig TV spikerlerinin maç anlatmaktan en çok keyif duydukları stadyumdu o zamanki adıyla Timsah Arena.

TEKSAS'ı da tek çeker, anlata anlata bitiremezlerdi.

Melih Şendil'in kulakları çınlasın o tribünlerin tam karşısında mikrofonun başına geçtiği bir maçta; dalgalanan yeşil beyazlı bayraklar arasından yükselerek Uludağ'ın yamaçlarında yankılanan kulakları sağır eden desteğine vurgu yaparken, 'Kendimi bir anda Westfalen'de maça gelmiş gibi hissetmişim' demişti.

Kulüple özdeşleşen efsane antrenör Jurgen Klopp  (an itibariyle Liverpool'un teknik direktörü) yıllar önce o tarifi zor eksantrik enstantaneleri yorumlarken 'iki metre yüksekliğindeki bu karanlık tünelden dışarı çıktığınızda kendinizi yeniden doğmuş gibi hissedersiniz. Sahaya adımınızı attığınızda yer yerinden oynar. Solunuza baktığınızda ise sanki çılgına dönmüş 15 bin insan görürsünüz' cümlelerini kurmuştu.

İsmi sponsor firma Signal İduna ile değişse de; Westfalen'in büyüleyici atmosferinden o günden bugüne değişen fazla bir şey olmalı.

Sadece 25 bine format çekilerek rakam biraz düşürüldü;

Sarı bayraklarıyla çılgına dönmüş 15 bin Dortmundlu ise hiç oturmadan ayakta ve çılgın bir şekilde takımlarını desteklemeye devam ediyorlar.

Dün akşam sahanın içine değil, yine Sarı Duvar'dan sahanın içine yayılan o müthiş sinerjiye yoğunlaştım.

İnsanı hayal aleminde bir yolculuğa çıkartan bu gizemli atmosferle Süper Lig günlerinde ve TEKSAS'taki benzeriyle tanışmış olmak tesellimiz gibi dursa da;

Eninde sonunda ve günün birinde 'yerli Westfalen'le özdeşleştirilen mazisine eskisinden daha büyük coşku

ve kalabalıkla dönüş yapacağına olan inancımı hiç yitirmedim.

'Sarı Duvar' hiç yıkılmadan yoluna tam gaz ve son sürat devam ediyor.

TEKSAS'ı da kaldığı yerden ve yeniden başlayacağı günlerin özlemi içinde sabırla bekleyeceğiz.


A

Yazarın diğer yazıları

Yazarın Tüm Yazıları