SGK faturayı ölen sürcünün ailesine kesti

Konya İl Özel İdaresi'nde dalgıç olarak görev yapan Nevzat Küçükkeskin, 1999 yılında Mersin'den Konya'ya dönerken Çumra İlçesi'nde yönetimideki 63 DY 919 plakalı otomobilin mıcıra girmesi sonucu direksiyon kontrolünü yitirdi. Takla atan otomobilde bulunan 3 kişiden sürücü Nevzat Küçükkeskin ile yanında bulunan Mustafa Yavuzlu öldü, diğer kişi yaralı kurtuldu.

AİLEYE BORÇ ŞOKU

Sosyal Güvenlik Kurumu, trafik kazasında hayatını kaybeden Bağ-Kurlu Mustafa Yavuzlu'nun yakınlarına 2010 yılında toplam 35 bin 481 liralık ödeme yaptı. SGK ödediği bu parayı, aynı yılın kasım ayında Çumra Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açarak, kazada yüzde 100 kusurlu bulunan Nevzat Küçükkeskin'in eş ve çocuklarından istedi.

Kazadan yaklaşık 11 yıl geçtikten sonra haklarında tazminat davası açıldığını duyan Nevzat Küçükkeskin'in eşi 52 yaşındaki Gülseren Küçükkeskin ve çocukları 21 yaşındaki Mustafa ve 22 yaşındaki Kamil Küçükkeskin şoke oldu.

İTİRAZI KABUL EDİLMEDİ

Eşinin ölümü ardından bağlanan maaş ile geçinen ve çocuklarını büyütmeye çalışan Gülseren Küçükkeskin, davaya itiraz etti. Ancak yapılan itirazı mahkeme kabul etmedi ve yaklaşık 2 yıl süren dava karara bağlandı. Buna göre Yavuzlu'nun yakınlarına ödenen 35 bin 481 liranın, 2010 yılından itibaren yasal faiziyle birlikte ve mahkeme masraflarının Gülseren Küçükkeskin ve çocuklarından tahsil edilmesine karar verdi.

'ÖDEYECEK GÜCÜM YOK'

Kazadan sonra eşinden kendisine hiç bir şey kalmadığını ve sadece 600 liralık maaş bağlandığını belirten Gülseren Küçükkeskin, eşinin yaptığı kazanın faturasının kendisine ve çocuklarına kesildiğini söyledi. Küçükkeskin, paranın faiziyle birlikte kendilerinden istenilen rakamın 50 bin lirayı geçtiğini belirtti. Yaklaşık 20 gün önce de borcunu ödemesi için SGK'dan cep telefonuna mesaj geldiğini anlatan Küçükkeskin,şöyle konuştu:

"Kazadan 11 yıl sonra açılan tazminat davası ile büyük şok yaşadık. Eşimden bana hiç bir şey kalmadı. Bu tazminat davasının açılmasında da benim suçum ölümünden sonra bana bağlanan maaşını almak. Eğer eşim öldükten sonra mirasını istemediğimi söylemiş olsaydım bana dava açılmayacakmış. Ama eşim öldüğünde çocuklarımdan biri 7, diğeri 8 yaşındaydı. Babalarının ölümünün ardından bana bağlanan maaş ile büyüttüm. Hep zekat ve fitreler alarak komşularımın yardımıyla bugünlere geldim. Hatta 5 aydır oturduğum evin kirasını veremiyorum. Geçtiğimiz hafta cep telefonuma borcu ödemem için mesaj geldi. Ödemem istenen toplam borç miktarı faiziyle birlikte 50 bin lirayı geçiyor. Evde iyice psikolojimiz bozuldu. Her kapı çaldığında geldiklerini düşünüyoruz. Her gün parayı tahsil etmek için gelecekleri günü bekliyoruz. Ben şu an da askerde olan çocuğuma bile para gönderemiyorum."

VATANİ GÖREVİMİ YAPIYORUM

İzmir'de 10 aylık asker olan ve sağlık nedenleriyle izinli olarak Konya'ya gelen Kamil Küçükkeskin de şunları söyledi:

"Askerden izinli olarak eve geldim ve şu an da inşaatlarda çalışmıyorum. Annemin aldığı 600-650 lira maaş ile bu borcumu ödeyeceğiz, yoksa ev kirasını mı vereceğiz? Benden küçük bir kardeşim var ve o da inşaatlarda çalışıyor. İş olursa çağırıyorlar, olmazsa çağırmıyorlar."

SİGORTALI İŞTE ÇALIŞAMIYORUZ

Kendilerinden istenen parayı ödeyemedikleri için sigortalı bir işte dahi çalışamadıklarını ifade eden Kamil Küçükkeskin, "Sigortalı bir işte çalıştığımız taktirde alacağımız maaşlardan bu tazminatın tahsil edileceği söylendi. Bunun için de kardeşim de ben de sigortalı bir işte çalışamıyoruz. Geleceğimiz karardı. Biz bu davanın kapanmasını ve bizden bu paranın talep edilmemesini istiyoruz" dedi.