Mu varyantı aşıya dirençli mi? (ÖZEL HABER)

SEMA ÜSTÜNTAŞ / BURSADA BUGÜN

Dünya pandemi sınavında...

Kovid-19 salgınında ortaya çıkan yeni varyantlar zaman zaman endişeye yol açıyor.

Dünya Sağlık Örgütü tarafından "yakından izlenmesi gereken varyant" kategorisine alınan diğer bir adı ile B.1.621 olarak da bilinen Türkiye'de de görülen Mu varyantı aşılara karşı dirençli mi? 

''MU VARYANTININ, KLİNİĞİNİN DAHA AĞIR OLMA İHTİMALİ VAR''

Uludağ Üniversitesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. İmran Sağlık, "Pandemiye neden olan virüsün RNA virüsü olduğundan dolayı mutasyona açık olduğunu, bilim dünyası en başında ilan etmişti. Bu yüzden yeni mutasyonların olacağını bekliyorduk. Bugüne kadar yaşadığımız SARS-COV-2 varyantında da ne yazık ki iyi bir seyir göremedik. Gerçekleşen mutasyonlar, yüzeydeki aşılarımızın hedefi olan SARS-COV-2'nin dış yüzeyinde meydana geldi. Bunun sıkıntısı her dış yüzey mutasyonunda yaşanırken hem aşıların etkilenmesinde, hem de virüsün bulaşma sıklığını artırmasına neden oldu. Mu varyantına sahip olan iki vakaysa, geçtiğimiz günlerde İstanbul'dan bildirildi. Bu mutasyon sınıflandırılırken Dünya Sağlık Örgütü tarafından takip edilmesi gereken bir varyant olduğu söylendi. Endişe verici olan delta daha ağır bir kliniğe dönüşüyor. Mu varyantı ile ilgili henüz net bir kanıt yok. Yani biz, bu varyantı takip edeceğiz. Mu varyantının, kliniğinin daha ağır olma ihtimali var. Geçmiş yılda yaşadığımız kapanma, vaka sayılarını ciddi oranda etkilediğini gösteriyor. Fakat virüs dünyada dolaşmaya devam ettiği sürece etkili kapanma yapsak bile tekrar sosyal hayata döndüğümüzde vaka sayıları artacaktır. Dolayısıyla elimizdeki önlem rafa kaldırılmış durumda. Sosyal hayat, ertelenmiş girişim ve ekonomik sıkıntılar var'' dedi.

Okulların açılmasıyla vakalarda artışların olduğunu söyleyen Doç. Dr. Sağlık, ''İki tane güzel silahımız var. Elimizde aşı gibi bir seçeneğimiz dururken, maskenin de çok etkin bir koruma sağladığını biliyoruz. Bundan sonraki süreçte tüm dünyada aşılanmanın desteklenerek artırılması gerekiyor. Bir de aşı yaptırsak bile maske kuralına uymaya devam etmeliyiz. Okullar açıldıktan sonra vaka sayıları artmaya başladı. Burada en büyük görev eğitimcilerimize düşüyor. Öğretmenler; çocukların maske kullanımı, hasta çocukların takibinin yapılması sayesinde erken dönemde izolasyonu sağlamak gibi görevleri de yürütecektir. Kapanmadan ziyade etkin korumanın arttırılmasıyla önümüzdeki kış mevsiminde de kapalı alanlarda olacağımız için artmaya meyil olan vaka sayılarının, mümkün olduğunca baskılanarak kontrol altında tutulmasını istiyoruz'' şeklinde konuştu.

Doç. Dr. Sağlık sözlerine şöyle devam etti:

''Sağlık sistemini zorlayacak düzeyde bir vaka artışı olursa kapanma kaçınılmaz olacak. Aşı ve kontrollü yaşamla bu artışın önüne geçebileceğimizi düşünüyorum. Daha önce hiç yaşamadığımız şekilde aşı sıklığıyla muhatap olduk. Girip ve benzeri şekilde SARS-COV-2'de bir RNA virüsü. Dolayısıyla oluşturduğu korunma ve aşıların sağladığı korunma birbirleriyle benzer. RNA virüsü olan kişilerde 6 ay sonra Sinovac aşısının etkinliğinin azalmaya başladığını ve riskli vakaların ortaya çıktığını gördük. Biontech aşısı içinse 1 yıl kadar koruyuculuğun sürmesini bekliyoruz. Yeni varyantların ortaya çıkması söz konusu olursa ve aşıya dirençli bir varyant ortaya çıkarsa aşılarda da güncelleme gerekebilir. Böyle bir durum yaşanırsa biz üçüncü doz hatta dördüncü doz aşıyı olmak zorunda kalabiliriz. Belki her yıl aşıyı yaptırma ihtimalimiz bile olabilir. Şu aşamada bunu öngörebilmek çok zor. Asıl çabamızın yan etkisi en az, güvenilirliği en fazla olan aşıya ulaşmak ve toplumdaki tüm bireylerin aşılanmasını sağlamaktır.''