MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu

MHP lideri Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. CHP lideri Kılıçdaroğlu'na ''Anayasadan Atatürk'ü çıkarmayı düşünüyor musunuz?'' sorusunun da yer aldığı 5 soru yönelten Bahçeli, ''Boş kağıt vermen halinde bütün sorulara 'evet' dediğin anlaşılacaktır'' şeklinde konuştu.

2021.10.12 10:43 - Son Güncellenme: 2021.10.12 15:40 - Siyaset - HABER MERKEZİ
A
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda gündeme ilişkin açıklamalar yaptı.

''ARKA KAPIDA BİRBİRLERİNE KAZIK ATIYORLAR, TUZAK KURUYORLAR''

Bahçeli, Millet İttifakı'nı kastederek "zillet ittifakının" kurduğu kumar masasında kartların açık oynandığını ifade etti. "Bu masada hile vardır, desise vardır, densizlik vardır, dümencilik vardır, dalavere vardır, sahtelik vardır; hepsini geçtik hıyanetin daniskası vardır" diyen Bahçeli, "zillet ittifakı"nı oluşturan partilerin gün aşırı birbirlerini ziyaret ettiklerini, yoklama yaptıklarını, hava kokladıklarını, ne var ne yok ona baktıklarını söyledi.

Bahçeli, "Ancak arka kapıda da birbirlerine kazık atıyorlar, tuzak kuruyorlar. Bir yapmadıkları kısırlı, pastalı, altın günleriydi; zannediyorum bu gidişle onu da gerçekleştirirler. Toplanıp toplanıp dağılıyorlar, ne dedikleri bellidir ne de söyledikleri nettir. Muğlak ifadelerle gürültü ve gündem kirliliğine neden oldukları da alenen meydandadır" şeklinde konuştu.

Güçlendirilmiş parlamenter sistem toplantıları için üçüncü defa Meclis'te bir araya gelindiğini anımsatan Bahçeli, "CHP, İP, SP, DP, Gelecek Partisi ve DEVA'nın temsilcileri HDP'yi masa altında tutarak sözde bir uzlaşmaya vardıklarını açıklamışlardır. Uzlaşma, doğru hedefler üstünde olur. Uzlaşma, dürüst ve temiz bir siyaset anlayışıyla vasat bulur. Allah için söyleyiniz, bunların neresi dürüst, neresi düzgün, neresi temizdir?" diye sordu.

Devlet Bahçeli, uzlaşmak için irade gerektiğini dile getirerek, şunları söyledi:

"CHP'nin kolonisi, ideolojik kolonu, siyasi kordonu İP'in iradesi mi vardır? PKK'nın tutsağı, FETÖ'nün kuklası, Türk ve Türkiye düşmanlarının teşrifatçısı CHP'nin iradesi mi kalmıştır? Teröristbaşı Duran Kalkan, CHP'yi ikaz ederek diyor ki 'HDP'nin çıkışı, bazı CHP'liler tarafından ters yorumlanabilir ama öyle değil. CHP'lilerin önünü açtı. Güçlendirdi. İrade kazandırdı. Bu bakımdan HDP'ye muhtaçlar.' Bir terör örgütü elebaşı, aziz Atatürk'ün kurduğu partiye ayar veriyor, hizaya getiriyor, aba altından sopa gösteriyor; buna karşılık bir tek CHP yöneticisi de kalkıp 'Ey katil sen ne diyorsun?' diyemiyor, buna cesaret dahi edemiyor. Bize gelince yalan yanlış konuşan CHP sözcülerinin ağızlarını bıçak açmıyor. Korkuyorlar, telaşlanıyorlar, çekiniyorlar çünkü iradelerini ve siyasi ikballerini terör örgütlerine bağlamış durumdalar. Bu bir zillet değil midir? Bu bir rezalet değil midir? Biz boşuna mı bunlara 'zillet' diyoruz? Biz boş yere mi bunların maskesini bir bir indiriyoruz? HDP'li bölücülere söylediğimiz okkalı sözlerin cevabını Kandil'in CHP'si veriyor. Şu ibret verici kepazeliğe bakar mısınız? Kendileri terör örgütünün boyunduruğuna girmişler, haberler" target="_blank" rel="tag">haberleri yok. Kendileri mağara önlerinde gıyabi nöbete girmişler, anladıkları yok. HDP'yi gücendirmemek, pişmiş aşa su katmamak için takmadıkları kılıf, girmedikleri kılık neredeyse kalmamış.

Hatırlarsanız, İP Başkanı, bu aralar yine il-ilçe gezen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı Fatih'e benzetmiş, Kılıçdaroğlu'na çalım atmış, ters köşeye yatırmak için hamle üstünlüğünü kazanmaya çalışmıştı. Bir nevi, anılan Belediye Başkanı CHP Genel Başkanı muamelesi görmüştü. HDP takviyeli ve tembihli Kılıçdaroğlu da misilleme yaparak İP Başkanı'nın cumhurbaşkanı hayallerini suya düşürmüş, mizahi ve münhal bir başbakanlık yemiyle tufaya getirmiştir. İP Başkanı, yeni yönetim sisteminde yer almayan bir göreve mahkum ve mecbur edilen zavallıdır. Bunlar birbirlerini aldatmakla, kandırmakla, yüze gülüp arkadan film, fırıldak çevirmekle uğraşmaktadır. Yalan bunlardadır, iftira bunlardadır, ayak oyunu bunlardadır, samimiyetsizlik bunların alametifarikasıdır. Şimdi de güçlendirilmiş parlamenter sistem adında ne idüğü müphem, ne içerdiği meçhul, neyi hedeflediği meknuz bir çalışmayla meşgullerdir. Şecaat arz ederken sirkatin söyleyen merdi kıpti gibiler."

''CHP'NİN GİZLİ GÜNDEMİNDE ANAYASANIN İLK 4 MADDESİNİ KALDIRMAK ESASTIR''

CHP'nin düzenlediği Abant Toplantısı'nın, bir bakıma zilletin tehlikeli yol haritasının kavşak noktalarını açığa vurduğunu söyleyen Bahçeli, Abant Toplantısı'nın tavsiyesinin kimden geldiğini sordu.

Özerklik ve federasyon gayesinin CHP'ye nüfuz ettiğinin anlaşıldığını öne süren Bahçeli, bununla birlikte CHP'nin gizli gündeminde anayasanın ilk dört maddesinin kaldırılmasının esas olduğunu savundu. Devlet Bahçeli, "Sabıkalı bir milletvekili kalemiyle hazırlandığı anlaşılan 'demokratik muhalefetin anayasa değişikliği için izlemesi gereken yol haritası', Kemal Kılıçdaroğlu'nun önsözüyle kaleme alınmıştır. Siz bakmayın bu önsözün sahibine, bunun gerisinde PKK'nın hain dokunuşu, siyasi bölücülerin iğrenç telkinleri bulunmaktadır" dedi.

KILIÇDAROĞLU'NA SORULAR

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'na bazı sorular yönelten Bahçeli, şöyle devam etti:

"CHP Genel Başkanı'na soruyorum; kıvırmadan cevap vermesini, kaçak güreşmemesini bekliyorum.

-Anayasadan Atatürk'ü çıkarmayı düşünüyor musunuz?

-Anayasaya hakim olan Türk ismini tasfiye etmeyi planlıyor musunuz?

-Türk vatandaşlığı kavramı yerine 'Anayasal yurtseverlik', Türkiye yerine 'Ülke', Türkiye devleti yerine 'Cumhuriyet', Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yerine 'Türkiye Cumhuriyeti insanı' kavramlarının getirilmesini amaçlıyor musunuz?

-'Demokratik muhalefet' diyerek TİP'i, HDP'yi yanınızda ve yörenizde görüyor, bunlara kucak açıyor musunuz?

-Terörist Demirtaş'ı hala savunuyor, ona elçiler yolluyor musunuz?

Sayın Kılıçdaroğlu, bu sorularım gayet basittir. Ya 'evet' diyeceksin, ya da 'hayır.' Boş kağıt vermen halinde bütün sorulara 'evet' dediğin anlaşılacaktır. Yüreğin yetiyorsa, çiğ süt içip karın ağrısı çekmiyorsan konuş ve sorularıma cevap ver. Korku edebiyatını bırak, siyasi cinayet işlenebilir masallarını geç, bir şey bilip de söylemiyorsan adam değilsin. CHP'nin bir milletvekilinin 'Keşke Demirtaş cumhurbaşkanı seçilse' diyecek kadar gözünü ve gönlünü kararttığı herkesin bildiği bir beyanattır. HDP'nin sözde demokratik tutum belgesiyle, CHP'nin ikinci yüzyıla çağrı beyannamesinin benzerliğini iddia eden de CHP'li bir milletvekiliydi. Bugünkü CHP yönetimi, HDP'nin oyun uşağı haline gelmiş, yazboz tahtasına dönüşmüştür. Bugünkü CHP yönetimi, Gazi Mustafa Kemal'in hatıra ve emanetleriyle yollarını kapanmamak üzere ayırmıştır. Bugünkü CHP yönetimi, PKK'yla ittifak tüneline girmiş, HDP'yle bölücülüğün gergefinde işlenmiştir. İP ise bunların proje süsüne, zillet mezesine dönüşmüştür."

"MÜTTEFİK OLDUĞUMUZ ÜLKENİN PKK KAMPLARINDA ARADIĞI NEDİR?"

"PKK/YPG tanksavar kullanıyor, güdümlü füze kullanıyor, envaiçeşit ve teknolojik düzeyi yüksek silahlara sahip bulunuyor. Bu silahları hangi odaklar veriyor?" diye soran Bahçeli, "Teröristleri kimler eğitiyor, kimler donatıyor, hangi dost ve müttefik görünümlü ülkeler silahlandırıp üzerimize kışkırtıyor? ABD yönetimi, Türkiye'nin Suriye'deki varlığını ulusal çıkarı için olağanüstü tehdit olarak değerlendiriyormuş. Biliniz ki karşımızdaki terazi milli sıkleti çekemez, artık böyle gelse de bu şekilde gidemez" değerlendirmesinde bulundu.

"Müttefik olduğumuz bir ülkenin PKK kamplarında aradığı nedir?" sorusunu yönelten Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Suriye'nin kuzeydoğusunda yaptıkları nasıl izah edilmelidir? Tehdidin adını doğru koymak geldiğimiz bu aşamada zorunluluktur. Tehdit Türkiye'nin Suriye'deki varlığı değil, ABD'nin cinayet planları, ihanet senaryoları, terör örgütüyle eylem ve emel birlikteliği içine girmesidir. Buna dostluk diyen varsa beri gelsin, böyle dostluk düşman başınadır.

ABD'nin besili canavarı DEAŞ, 8 Ekim Cuma günü, Afganistan'ın Kunduz vilayetindeki bir camiye dehşet veren bombalı saldırıda bulunmuş, çok sayıda din kardeşimizi katletmiş ve yaralamıştır. Camiye bomba atmak inanılması mümkün olmayan ve ifadesi bulunamayacak bir vandallık, bir şeytanlıktır.

ABD yönetimi, Türkiye'nin DEAŞ'la mücadeleye zarar verdiğini ileri sürüyor. Bu haksız ve hasmane iddianın ne denli asılsız, ne kadar temelsiz olduğunu en iyi onlar biliyor. Biliyorlar ama itiraf edemiyorlar, çünkü işlerine öyle gelmiyor. NATO üyesi olup DEAŞ'a karşı en çok mücadele veren, en çok bedel ödeyen ülke Türkiye'dir. PKK'ya silah veren bellidir, Mehmetlerimizin, polislerimizin şehadetine çanak tutanlar bellidir. DEAŞ'ı, YPG'yi, PKK'yı kiralık tetikçi olarak kullananlar gün gibi karşımızdadır. Ve bunların dost olması, müttefiklik söylemleri eşyanın tabiatına aykırıdır. Dost dediklerimiz, adam olacak, mert olacak, hesapsız olacak, saygılı olacak, onurlu olacak, dürüst olacak, kendi çıkarlarını kolladıkları kadar bizim de çıkarlarımızı kollayacaklar.

Terörle mücadelemizin önüne kim bariyer dikiyorsa, yolumuza kimler hendek kazıyorsa, egemenlik haklarımıza kim diş biliyor ve hançer sallıyorsa, işte onlar Türklüğün varlığına, Türkiye'nin bin yıllık kardeşlik müktesebatına kuyu kazan, Anadolu'dan çıkarılmamızın düşünü kuran ehli saliptir, öyle ki şehadet pahasına da olsa alayına birden direnmek farzı kifayedir, boynumuzun yegane borcudur."

"ZİLLET İTTİFAKININ HESAPLARINI TARUMAR EDECEĞİZ"

Gelişmeler, geçmişte yaşanmış olan kısır ve gergin tartışmaların önümüzdeki dönemde yoğunlaşacağının işaretlerini verdiğini dile getiren Bahçeli, bu tartışmalara Cumhur İttifakı olarak karşı koyacaklarını, Türkiye'de, etnik bölücülüğe statü ve kimlik kazandırmak maksadıyla devreye giren zillet ittifakının hesaplarını elbette tarumar edeceklerini kaydetti.

Bahçeli, "Anadilde eğitim; devlet yapısının yeni esaslara bağlanması; anayasal teminat altında yeni bir ortaklık devleti kurulması; Türkiye'nin idari yapısının yeniden düzenlenmesi; genel siyasi af ve İmralı canisine özgürlük talepleri; etnik kimliklerle bölücü siyasetin kızışması ve yoğunlaşması karşısında Cumhur İttifakı olarak tek nefes, tek bilek, tek yürek olacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın sağlığı üzerinden polemik yaparak, yalan ve tezviratları yayarak aşağıların da aşağısına düşenlere ant olsun itibar etmeyeceğiz" sözlerini sarf etti.

Yapılmak istenenin, etnik bölücülüğün siyasi bir sorun olarak siyasi süreçlerle çözümü için uygun bir ortam yaratılması, bunun siyasi ve toplumsal altyapısının hazırlanması olduğunu belirten Bahçeli, "Bu siyasi senaryonun sahneye konulması mümkün olabilirse, PKK'nın siyasi talepleri ve eylem planı, bu süreçte demokratik ittifak platformu haline getirilecektir. CHP'nin hedefi budur, İP'in hedefi budur, HDP'nin hedefi budur, siyasi hayatı döneklikle geçenlerin gayeleri budur" görüşünü paylaştı.

Diğer Siyaset Haberleri için tıklayın


2021.10.12 10:43 - Son Güncellenme: 2021.10.12 15:40 - HABER MERKEZİ
A