MEMUR-SEN'DEN 28 ŞUBAT TALEBİ

MEMUR-SEN'DEN 28 ŞUBAT TALEBİ

Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Bursa Şube Başkanı Numan Şeker, 28 Şubat post modern darbesini yapanların yargılanmasını istedi.

2011.02.28 19:58 - Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 - Bursa Bölge - HABER MERKEZİ
A
MEMUR-SEN'DEN 28 ŞUBAT TALEBİ

28 Şubat sürecinin yıldönümü dolayısıyla bir basın açıklaması yapan
Şeker, "28 Şubat, 27 Nisan muhtırasına verilen cevapla sona ermiştir. 28 Şubat süreci, sürgünler, işkenceler, yolsuzluklar, fişlemeler ve zulümler tarihidir. Aynı zamanda psikolojik harp tekniklerinin ve toplum mühendisliğinin yoğun bir biçimde kullanıldığı bir dönemin adıdır. Darbeciler tarafından bu sürecin bin yıl devam edeceği söylense de, 10 yıl geçmeden 27 Nisan 2007'de gece saat 23.20'de yayınlanan e-muhtıranın sivil hükümet tarafından akim bırakılmasıyla birlikte son bulmuştur" dedi. Buna rağmen 28 Şubatın sorumlularının sokaklarda elini kolunu sallayarak gezdiklerini dile getiren Şeker, cumhuriyet savcılarını göreve davet ederek, bu kişilerin yargılanması için gerekli sürecin başlatılmasını istedi. Türkiye'de vesayet rejiminin sona ermesi için 12 Haziran seçimlerinin ardından sivil bir anayasa yapılması gerektiğini savunan Şeker, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Aradan geçen zamana rağmen hatırlıyoruz, göç yolları ülkemiz üzerinden geçen yaban kazlarının sırtındaki kenenin bile İslamcılardan bilindiği o günleri. Siyasi korkuluklar dikip tahriklere başladıkları günlerdi, halkın demokratik iradesine saygısız ve tahammülsüz kişilerin, bulundukları makamları da istismar ederek başlattıkları karalama kampanyaları, bir tür psikolojik savaş usulüyle yürütülmüş, siyasi partiler kapatılmış, siyasetçiler, belediye başkanları, gazeteciler ve iş adamları başta olmak üzere binlerce insan görevinden uzaklaştırılmıştı. Sonradan Başbakanlık Takip Kurulu ve Emniyet Genel Müdürlüğü kayıtlarından hazırlanan rapora göre 1997'de 2 bin 956 kişi, 1998'de ise 4 bin 420 kişi irticai faaliyetlere katıldıkları gerekçesiyle gözaltına alınmıştı. Herkesin malumu olduğu üzere, yakın tarihi ile yüzleşip hesaplaşamayan, darbecilerden hesap soramayan, darbeleri doğru tahlil edemeyen toplumlar, darbeye ve darbecilere tarih kısmı boş bırakılmış davetiye düzenlediklerini fark dahi edemezler. Bu acı gerçek, kendisini, ülkemize ve toplumumuza farklı biçimlerde de olsa neredeyse her 10 yılda bir hatırlattı. Çok partili demokratik hayata geçişten bu yana 1960, 1971, 1980, 1997 ve 2007'de makus talihimizmiş gibi bu gerçekle yüz yüze kaldık. Bir öncekinin hesabını dahi sormaya fırsat bulamadan yenisini yaşamanın şaşkınlığıyla, rafa kaldırılmış demokrasi ve sindirilmiş millet iradesi dramını değiştirilmez bir senaryoymuş gibi oynamak zorunda bırakıldık. Darbe heveslisi ve milli irade düşmanı Ergenekon örgütü mensuplarının, millet adına karar veren yargı organlarında hesap vermeye devam ettiği ve 28 Şubat post-modern darbesinin yıldönümü olan bugün, darbe riskinin ve darbeci zihniyetin bir daha palazlanmayacak şekilde tarihin çöp sepetine atılmasını sağlayacak topyekun kararlılığı ifade etmek adına en anlamlı gündür. Bu kararlılıkla ulaşacağımız sonuç, darbe kelimesinin lügatimizden silinmesi ve dünya demokrasi liginin ilk sıralarında yerini almış, gerçek anlamda demokratik bir ülke haline gelmektir".
Darbelerin beraberinde getirdiği olumsuzlukların sadece demokrasinin kesintiye uğratmadığını, eğitimden ekonomiye, kültürel hayatımızdan sosyal algılarımıza kadar pek çok alanın bundan etkilendiğini anlatan Şeker, "Bu süreci takip edenler, 28 Şubatın, "üretilmiş irtica kaygısına" yöneltilmiş bir darbe olmadığını, aynı zamanda kaygının perde olarak kullanıldığı çok ortaklı bir hırsızlık süreci olduğunu da göreceklerdir. 28 Şubat sürecinde bankaların içinin boşaltıldığı, kişi başına milli gelirimizin gerilediği, dini hassasiyeti olan sermaye sahiplerine karşı servet düşmanlığı uygulamalarının hayata geçirildiği, IMF girdabına mahkum olunduğu, "Beşli Çete" eliyle, emeğin sözcüsü olması gereken bazı sivil toplum kuruluşlarının emek hırsızlığına yöneltildiği, bu sürecin ürettiği senaryolarla iş başına gelen hükümetin, cumhuriyet tarihinde ilk kez yolsuzluk yüzünden iktidardan düşürüldüğü gerçeği karşısında, darbeleri sadece demokrasiyi kesintiye uğratan basit bir militarist olgu olarak değerlendirmek mümkün değildir. 28 Şubat süreci aktörleri, ülkeye milyar dolarlık zararları, demokrasi yolculuğunda geriletmeleri ve on binlerce insanı mağdur etmelerine rağmen ellerini kollarını sallayarak gezmektedirler. Bu sürecin sorumlularının yargılanması için cumhuriyet savcılarını bu vesileyle göreve çağırıyoruz. Vesayeti kısmen kaldıran 12 Eylül anayasa değişikliği oylamasında Memur-Sen ailesi olarak var gücümüzle çalıştık, bu aşamada yapılması gereken, 12 Haziran seçimlerinden sonra sivil ve demokratik bir anayasa hazırlamaktır. Bu şekilde hazırlanacak bir anayasa değişikliğiyle vesayetin tamamen bitirilmesi gerektedir. Memur-Sen ailesi olarak bu cesur adımı atacak her türlü demokratik gelişmenin yanında olacağımız bir kez daha ifade etmek isteriz.
14 yıl sonra bugün geldiğimiz nokta, milletimizin demokrasiye sahip çıkma bilinci içinde ulaşılmış gurur verici bir noktadır. Milletimizin, gayrimeşru yollardan yine gayrimeşru makam ve kazanç peşinde olanlara prim vermediğinin, vermeyeceğinin iyice anlaşıldığını düşünüyor, milletin şamarını yiyip tarihin çöp sepetine atılmış olanların hallerinden ibret alınmasını umuyoruz" diye konuştu.
Şeker, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"27 Şubat 2011 Pazar günü, siyasi mücadeleyi son ana kadar bırakmayan dirençli bir lider, 1960'lardan bu yana Türkiye'nin politik hayatına damga vuran Necmeddin Erbakan ebediyete intikal etti. Şahsıyla, mücadelesiyle, davasıyla, ilkeleriyle olduğu kadar bir insan, bir hoca ve bir lider olarak genç nesillere örnek teşkil eden, ülkemizin "unutulmazları" arasında yerini alan Erbakan Hoca'ya Allah'tan rahmet, ailesine, dostlarına, sevenlerine başsağlığı diliyoruz". 

Diğer Bursa Haberleri - Bölge Haberleri için tıklayın


2011.02.28 19:58 - Son Güncellenme: 1970.01.01 02:00 - HABER MERKEZİ
A