Kemoterapi aç gelen hastada iyi sonuç veriyor

Bursa Kent Konseyi Sağlık Çalışma Grubu tarafından Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi'nde 'Beslenme ve Kanser' konulu söyleşi düzenlendi. Operatör Dr. Ceyhun İrgil moderatörlüğündeki söyleşide Doç.Dr. Canfeza Sezgin, 'Beslenme ve Kanser', Onkoloji Uzmanı Dr. Süalp Tansan 'Kanser Tedavisinde Beslenme', Dr. Ayşegül Çoruhlu 'Sağlıklı Beslenme', Dr. Can Başaran 'Kanser' konularını anlattı.
"AYDA YARIM AMPUL D VİTAMİNİ"

Onkoloji Uzmanı Dr. Süalp Tansan, insanın yapısına aykırı olan ve vücuda giren her şeyin hastalıkları da beraberinde getirdiğini hatırlatırken Taş Devri'ndeki doğal hayatın yeniden yaşatılması gerektiğini vurguladı. Dr. Tansan, taze hazırlanmış, mevsiminde, ambalajsız, doğal, günlük pişirilen sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerektiğini ifade ederek bol su içilmesi gerektiğini kaydetti. Kanser kemoterapisi alan hastaların ne yapması gerektiğine de değinen Dr. Süalp Tansan, şöyle dedi:

"Ben 21 yıllık tecrübemi söyleyeceğim. Birincisi; şekerden uzak durmak lazım. Bu herkes için söz konusu. Kanseri görüntülemek için kullanılan maddelerden biri şeker. Şeker, kanserli hücrelerin tutup, sağlıklı hücrelerin tutmadığı tek madde. İkincisi; D vitamini çok önemli. Ama artık güneş ışınları çok zararlı. Kanserojen özellik aldı. Avustralya'da melanom denilen kanser salgın halde. İskandinav ülkelerinde de yaygınlaşıyor. Güneşten korunun ama her ay yarım ampul, 2 ayda 1 D vitamini ampulünü kırıp zeytinyağına karıştırıp yemek sonrası içiniz. Vücutta D vitamini eksikse ne kadar kalsiyum alırsanız alın hiçbir işe yaramaz. Son 3 yılda 300'ün üzerinde hastayı taradık. D vitamini oranı çok kötü. Yerlerde sürünüyor. Yazın istemeden yandığınız aylar dışında. Mutlaka D vitamini alın."

"KEMOTERAPİDE HER GÜN 200 GRAM ET"

Kanser hastalarına tedavi sırasında akrabaları tarafından çok fazla yemek yedirildiğini vurgulayan Tansan, uyarılarını şöyle sürdürdü:

"Bir kişinin kanser olduğu öğrenilince kendisine akrabaları tarafından börek, çörekler pişiriliyor. Kanser hastasına ekstra kalori zararlıdır. Yapılan kısıtlı bilimsel araştırmalar kanser hastasını aç bırakırsanız kemoterapiye cevabın daha iyi olduğunu gösteriyor. Kemoterapinin yan etkileri daha az oluyor. İncelemelerimize göre tek istisna var; O da et. Et yemeyen hastalarda kan sayıları çok çabuk düşüyor. Hasta kemoterapiyi kaldıramıyor. Benim önerim sadece kemoterapi süresince her gün 200 gram et, sebze ve meyve yenilmesi. Şekerden uzak durulması. Özellikle meme kanseri için kilonun büyük sakıncası var."

"GÜNDE 30 GRAM ET YETERLİ"

Doç.Dr. Canfeza Sezgin de, beslenmeye dikkat ederek kanser riskinin azaltılabileceğini vurgulayarak, herkesin günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketmesi gerektiğini söyledi. Hastalarına meyve suyu yerine meyvenin kendisini tavsiye ettiğini dile getiren Sezgin şunları söyledi:

"Günde 30 gram et yeterli. Bu oran 100 grama çıkarsa sizi erken öldürür. Çiftliklerde kapalı ortamda yetiştirilen tavuklarda yarardan çok zarar getirebiliyor. Türkiye'de rahatlıkla tüketilebilecek tek şey balık. Kızartma, margarin, tereyağ kullanımı kısıtlanmalı. Organik ürenler tercih edilmeli. Şifalı baharatlar, tahıllar, sebze ve meyveler, genetiği değiştirilmemiş soya tüketilmeli. Sanayi tipi sütlerde büyüme sağlayan maddeler ve antibiyotikler var. Bağırsak, meme, prostat kanserini arttıran bu sütler yerine organik süt ya da soya sütü tercih edilmeli."

"HERKES HAYATINA SEBZE SUYUNU SOKMALI"

Dr. Ayşegül Çoruhlu da, 'Alkali Diyetini' anlatarak, beslenme sorunlarının kanserin önünü açtığını söyledi. Mideye giren tüm hazır ve hayvansal yiyecekleri çöp olarak değerlendiren Çoruhlu şöyle konuştu:

"Vücut idrar, dışkı ve nefes yoluyla atamadıklarını biriktiriyor. Eğer kalçalarımızda birikiyorsa çok yediğimiz, karın bölgesinde birikiyorsa kötü beslendiğimiz anlamına geliyor. Farklı farklı trend diyetler ortaya atılıyor ama önemli olan sağlıklı kilo vermek. Bu da bel bölgesindeki yağların azalmasından belli oluyor. Sağlıklı beslenme için sebze ve meyveleri çok tüketmeliyiz. Herkes hayatına sebze suyunu sokmalı. Hayatı uzatan en önemli şey sebzeler ve mümkünse çiğ yenmeli. Eğer hayvansal ve unlu gıdalar tüketiyorsak yanında sebze mutlaka olmalı. Akşam yemeğini hayatımızdan çıkartmalıyız. Akşam yemekleri ömrü kısaltıyor. Süt ve süt ürünleri yerine kefir ve loru hayatımıza sokmalıyız."

Dr. Can Başaran ise, kanserin bir hücreden başladığını belirterek, sigara, kimyasal maddeler, beslenme, genetik ve radyasyonun kanserin nedenleri olduğunu kaydetti.