İşte 'Akil İnsan' komisyonunun bilinmeyenleri

İşte 'Akil İnsan' komisyonunun bilinmeyenleri

Barış sürecinin en önemli ayaklarından biri olan Akil İnsanlar komisyonunu ilk olarak dile getiren isim Abdullah Öcalan oldu.CHP'de bugünkü komisyon kurulmadan çok önce böyle bir oluşum için teklif sundu.

2013.04.05 14:40 - Son Güncellenme: 2013.04.05 16:24 - Güncel - HABER MERKEZİ
A
İşte 'Akil İnsan' komisyonunun bilinmeyenleri

Türkiye gündeminin belki de en  üst  sırasında Akil İnsanlar Komisyonu var.İmralı süreci yada barış süreci denilen devrede en kilit rolü üstlenmesi gereken komisyon belirlendi, çalışma takvimi bile netleşti. 63 Akil insan iki ay içinde 7 coğrafi bölgede çalışmalar yapıp bu süreci topluma anlatacak. AK Parti hükümetinin tüm eleştirilere rağmen hayata geçirdiği bu komisyonu kamuoyu önünde dile getiren ise çok ilginçtir ki bugün en sert karşı çıkışı gerçekleştiren CHP.
ÇİÇEK'İ ZİYARET ETTİLER

CHP Genel Başkan Yardımcıları Faruk Loğoğlu ve Sezgin Tanrıkulu 1 Haziran 2012 tarihinde  TBMM Başkanı Cemil Çiçek'e, Kürt meselesinin çözümüne ilişkin önerilerini sundu. Çiçek'i ziyaret eden Tanrıkulu ve Loğoğlu  'Kürt Meselesinin çözümü için TBMM bünyesinde 'Toplumsal Mutabakat Komisyonu' ve TBMM dışında 'Akil Adamlar Grubu oluşturulması önerisi" başlıklı bir dilekçe sundu.

ÖCALAN İMRALI'DAN İSTEDİ

CHP'nin bu önemli girişiminin ardından bu kez İmralı'dan benzer öneri geldi. Çok uzun zamandır avukatlarıyla görüştürülmeyen Abdullah Öcalan 27 Temmuz 2012 tarihinde görüşe gelen avukatlarına şunları söyledi:

'Kürt sorunundaki çözümsüzlük ve tıkanıklık ciddi bir sorundur. Ben bütün Türkiye demokratlarını, aydınlarını -sağ, sol ayrımı yapmıyorum- buna karşı somut bir duruş geliştirmeye çağırıyorum. Bu önümüzdeki iki ay doğru değerlendirilmelidir. Yoksa baharda gelişebilecek süreçten ben sorumlu değilim ve olası gelişmelerden herkes sorumlu olacaktır. Kürt sorununun çözümünde burada beni muhatap almak ya da PKK'yi doğrudan muhatap almak konusunda, arabuluculuk konusunda bir sorun yaşanıyor. Ben somut bir öneri sunuyorum: Bu tıkanıklığın aşılması gerekiyor, bu iki ayın doğru değerlendirilmesi gerekiyor. Hemen bir akil adamlar komisyonu kurulmalıdır. Bu akil adamların kimlerden oluşacağı çok önemli. Ben sadece biz seçelim, bizim seçtiğimiz insanlardan oluşsun demiyorum. Devletin de seçeceği kişilerden oluşan bir komisyon olur. Örneğin İlter Türkmen olabilir. Bunu örnek olması için söylüyorum. Neden İlter Türkmen'i örnek olarak veriyorum? Çünkü İlter Türkmen bu devlete hizmet etmiş biridir, devleti de, bizi de iyi tanıyor. Demokratik ilkeler çerçevesinde taraflar arasında görüşmeler yapabilirler. Onların belirleyeceği esaslar çerçevesinde silahlar bırakılabilir. Bu komisyonun belirleyeceği esaslar çerçevesinde gerekli adımlar atılır. Bu yeni bir şey değil, aslında dünyada kullanılan bir yöntem. İrlanda'da, Kosova'da, Güney Afrika'da akil adamlar komisyonuyla sorunun çözümüne gittiler. Bu komisyona AB'den doğru da, Aahtisari gibi, ki özellikle onu öneriyorum, insanlar bulunmalı. Bunlar gelip burada benimle de görüşürler. Bir çözüm önerisi olarak bunun bilinmesini istiyorum. Eğer bu iki ay içerisinde bu komisyon kurulup bazı adımlar atılabilirse, Türk aydınlarına, demokratlarına şu çağrıyı yapıyorum ki, baharda halklarımıza dev bir demokratikleşme, kardeşlik, özgürlük adımı hediye edebiliriz. Böylesi bir gelişme Ortadoğu'da da demokratikleşme yönünde dev bir adımdır.'

BU GRUP KARAR MERCİİ OLAMAZ

CHP ve Öcalan'ın bu sözleriyle kamuoyunda tartışılmaya başlayan Akil İnsanlar Komisyonu konusunda Başbakan Erdoğan'da kısa süre sonra konuştu. Erdoğan böyle bir oluşuma sıcak baktığını belirtirken şunları belirtti:

' Adına akiller mi deriz, akil insanlar mı deriz böyle bir çalışma yapacaksak bu kararı biz veririz. Gazetelerin köşe yazarları veya medya bunun kararını veremez. Bu işin içine hanımlar da dahil edileceği için akil insanlar ifadesi daha şık düşer. Bu adımı attığımızda onların yaptırım gücü değil, onlar bizim ancak müşavere heyetimiz olabilir. Toplumun algılamasını yönlendirme noktasında onlardan böyle bir destek alabiliriz. Üst düzeyde bazı STK'lar, temsilcileriyle bulunabilir, medyadan, üniversiteden kanaat önderlerinin de içinde olduğu böyle bir akiller grubu oluşabilir. Ama bu grup bir karar mercii asla değildir. Hükümet olarak seçiciyiz.'

BARDAKÇI İSME TAKTI

Komisyon tartışılırken gazeteci Murat Bardakçı ise farklı bir eleştiri getirdi. Bardakçı yazısında şunları belirtti:

'Listeler hazırlanırken akıllı" ve bilge yerine kullanılması gereken kelime  âkil değil, âkıl'dır; âkil, çok yemek yiyen ve obur demektir!  Şimdi de kelimenin doğrusuna, yani âkıl'a bakalım: Arapça'nın en önemli sözlüklerinden olan "Kamus-ı Okyanus", liste yapma meraklılarının haberdar olmadığı "âkıl"ı açıklarken "...'Akıl' ve 'mâkul' sözlerinden gelir. Akıl sahibi kimseye denir.

AKİL ADAM KİME DENİR?

Sözlükler ise  Akil insanı böyle tanımlıyor: Gerek tecrübesi, gerek bilgisi, gerek de yaşı itibariyle belirli bir alanda sözü dinlenen, otorite durumunda olan, yaklaşım ve çözüm önerilerine değer verilen, sayılıp, sevilen, "uzman" ya da "duayen" kavramından farklı olarak içinde "kamil insan" kavramını da barındıran kişi.

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


2013.04.05 14:40 - Son Güncellenme: 2013.04.05 16:24 - HABER MERKEZİ
A