İşgal yıllarında 1 Mayıs

İşgal yıllarında 1 Mayıs

Taksim Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamaları 2 yılın ardından bir kez daha gerginlik nedeni oldu. Nedeni, hükümetin yayalaştırma projesini gerekçe göstererek meydanda yürüyüşe izin vermemesi, sendikaların da geri adım atmaması.

2013.05.02 12:21 - Son Güncellenme: 2013.05.02 12:21 - Güncel - HABER MERKEZİ
A
İşgal yıllarında 1 Mayıs

2007'de 695, 2008'deyse 530 kişinin gözaltına alındığı, Şişli Etfal Hastanesi'nin bahçesine gaz bombasının atıldığı / "düştüğü", Beyoğlu'ndaki gerginlikte yazar Masis Kürkçügil'in bir polis tarafından tokatlanmasının kameralara yansıdığı olaylar sonrası 2009'da güvenlik önlemleri değiştirildi. Polis dönemin Valisi Muammer Güler'in deyimiyle, "çok az yerde gaz kullanımına" gitti. Ancak yine de 108 kişinin gözaltına alındığı olaylar çıktı. "Orantısız müdahale" tartışması 2010 yılından itibaren meydanın sendikalara açılması ile sonlandı. Ta ki bugüne kadar.

Bir kez daha polis - eylemci gerginliği yaşandı İstanbul sokaklarında. Taksim Meydanı'na çıkan trafiğe kapatılmış yollarda tansiyon yükseldi. Bu görüntüler, 92 yıl önce İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarında bile ortaya çıkmamıştı.

1921 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti İstanbul işgal altındaydı.

İtilaf Devletleri'nin idaresi altındaki şehirde en son istenen olay, işçi sınıfının yapacağı bir eylemin yönetimlerine karşı bir ayaklanmaya dönüşmesiydi.
Batılı güçler çözümü şehirde 1 Mayıs'ı yasaklamakta görüyordu.

"1 Mayıs nümayişi yasaktır, şiddetle cezalandırılır"

İşgal orduları kumandanlığına bağlı "Beynelmüttefikin Zabıta Komisyonu Reisi, Miralay Ballar", 30 Nisan'da İkdam gazetesinde yayınladığı bildiriyle yasağı duyuruyor, "1 Mayıs gösterilerine izin verilmeyeceğini, emre karşı gelenlerin şiddetle cezalandırılacağını" ilan ediyordu.

"Atideki talimat ahali tarafından mucibince hareket edilmek üzere neşr olunur:
Her nevi siyasi veya diğer alaylar tertibi askeri kumandanın emriyle sureti kat'iyyede yasaktır.
Bu emre her türlü muhalefetin ciddiyetle nazar-ı itibara alınarak buna cüret edenler şiddetle cezalandırılacağı ahaliye beyan edilir. Gerek 1 Mayıs münasebetiyle ve gerek herhangi bir tarih için nümayişler tertibi zımnında vuku bulacak herhangi bir müracaat nazar-ı itibare alınmayacaktır.
 

Ancak yasağa uyulmayacaktı

1921'deki 1 Mayıs nedeniyle işlerini bırakan ve kutlamalara katılan işçilerin sayısı beklentileri aşıyordu.
Tramvay Şirketi, Haliç ve Şirketi Hayriye vapurları, Haydarpaşa-Pendik, Sirkeci-Çekmece banliyö hatları, Baruthane, Feshane, Zeytinburnu Fabrikaları, Deri Atölyelerinde çalışan işçiler, Türkiye Sosyalist Fırkası'nın "kutsal bir bayram" olarak nitelediği 1 Mayıs'a katılacaktı.
İşgal kuvvetleri eylemden rahatsız oluyor, önlemlerini artırıyordu.

"1 Mayıs'ta siyasi ayaklanma askeri suçtur"

1922'de kutlamalara karşı duruşunu daha da sertleştirdi Miralay Ballar. Bu kez yayınladığı bildiride uyarılarını artırdı, siyasi gösterinin askeri suç olarak kabul edileceğini açıkladı.

"Herhangi bir cemiyete mensup amele mesaiye devam hakkına maliktir. Beynelmüttefikin zabıta, bu kabillerin masuniyetini şiddetle temin edecektir. İstanbul'un beynelmüttefikin işgal altında bulunması dolayısıyla, her nevi tecavüz, siyasi nümayiş, ameleyi çalışmaktan men, askeri tecavüz şeklinde telakki edilecek, bu yolda hareket edenler mehâkim-i askeriyeye tevdi olunacaktır."

Fakat yine durduramayacaktı bu bildiri, 1 Mayıs'ı kutlamak isteyenleri. Aksine çok daha sistemli kutlanacaktı.

Ermeni Hınçak Fırkası da 1 Mayıs Komisyonu'ndaydı

Türkiye Sosyalist Fırkası, Türkiye İşçiler Derneği, Beynelmilel İşçiler İttihadı, Sosyal Demokrat Fırkası, Türkiye İşçi Çiftçi Sosyalist Partisi, Ermeni Sosyal Demokrat Fırkası (Hınçak) ve Esnaf Cemiyetleri bir araya gelerek bir 'Komisyon' kuruyor ve '1 Mayıs Komisyonu' adıyla kutlama ve eylemi organize ediyorlardı.

28 Nisan 1922'de Vakit gazetesinde yayınladıkları bildiri ile kararlarını duyuruyorlardı.

"İstanbul'da bulunan bütün işçiler kadın erkek ve bir teşkilata mensup olsun olmasın bu bayrama davetlidirler. Toplanma merkezi Pangaltı'dır. Bayrama iştirak edecek bütün arkadaşlar saat onbirde Pangaltı'da bulunacaklar ve kollarında kırmızı pazubentler bulunan heyet-i tertibiye tarafından istikbal edileceklerdir.

Grup halinde gelecekler şehir dâhilinde yürüyüşlerinde hiçbir türlü nümayiş yapmayacaklar ve proletarya şuuruna yakışacak bir vakar ve sükûnetle geçeceklerdir.

Bayram Pangaltı'da başlayacak ve bütün gruplar toplu olarak saat onbirbuçukta önde mızıka olduğu halde Pangaltı'dan hareketle Kâğıthane'ye azimet ve arkadaşlar mızıkayla birlikte işçi marşları terennüm edeceklerdir. Kâğıthane'de Bir Mayıs bayramının ehemmiyeti ve tarihi hakkında söz söyleyecek arkadaşların nutukları dinlenecek, bayram saat beşe kadar devam edecek sonra arkadaşlar yine sükûn ve vakarla dağılacaklardır.

Bir Mayıs Komisyonu polise karşı bütün mesuliyeti deruhte etmiş olduğundan bütün arkadaşların Heyet-i Tertibiye'nin ihtarlarına hüsn-ü telakki etmesi ve işbu program haricine çıkılmaması bilhassa rica olunur.

Bir Mayıs Komisyonu"

91 yıl önce 1 Mayıs'ta Pangaltı'da başlayan eylem

Komisyonun çağrısı üzerine işçiler, işgal güçlerine rağmen bugünkü kutlama merkezi Taksim Meydanı'na yakın bulunan, kapatılan yollar arasında yer alan Pangaltı'da bir araya geldi, Kağıthane istikametine doğru yürüdü.

Tevhid-i Efkar gazetesi işgal güçlerinin yasaklamasına rağmen müdahale etmediği o eylem gününü şöyle anlatıyordu:

"Türkiye Sosyalist, sosyal demokrat, beynelmilel amele ittihad, Ermeni Hınçak, işçi ve çiftçi fırkaları ile imalat-ı harbiye fabrikalarına mensup 1500'e karib amelenin ve işçi kadının merkez-i umumisi binası önünde tecemmuunu müteakip Türkiye Sosyalist Fırkası Reisi Şakir Rasim Bey, kısa bir hitabe ile dünya işçilerinin bayramı başladığını söyledi, bu esnada bir alkış tufanı içinde "Yaşasın sosyalistler, kahrolsun burjuva hükümeti!" avazeleri yükselmeye ve mızıka tarafından da "Enternasyonal" ve "1 Mayıs" marşları çalmaya başladı. Bundan sonra önde bayraklar ile kadınlar ve arkada mızıka ile erkekler olduğu halde kırmızı bir dalga şeklinde sosyalistler Şişli'ye doğru yürümeye başladılar. Yürüyüş esnasında mızıka ile beraber amele hep bir ağızdan "Enternasyonal" marşını söylüyordu. Tramvaylar durmuş, halk ilk defa şehrimizde şahidi olduğu tezahüratı temaşaya dalmıştı." 

CNN

Diğer Güncel Haberler için tıklayın


2013.05.02 12:21 - Son Güncellenme: 2013.05.02 12:21 - HABER MERKEZİ
A