Damda uyumanın bedeli ağır oldu

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan hava sıcaklığı nedeniyle yaygın olan damda yatma geleneği, bu yıl Diyarbakır'da 13 kişinin hayatını kaybetmesine neden oldu.

Bölgede klimasız, kapalı mekanlar yerine doğal serinlikte vakit geçirmek isteyenler, evlerinin damında kurdukları sedirlerde uyumayı tercih ediyor.

Yıldızlar altında geçen dam sefası her yıl çok sayıda kişinin yüksekten düşme sonucu hayatını kaybetmesine veya yaralanmasına neden oluyor.

Bu yıl 13 kişi hayatını kaybetti

Diyarbakır'da bu yıl 13 kişi, geçen yıl ise 23 kişi damdan düşerek hayatını kaybetti.

Son 2 yılda Diyarbakır'da bin 170, Mardin'de ise 307 kişi damdan düşme sonucu yaralandı.

Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Hastaneler Başhekimi Prof. Dr. Sait Alan, AA muhabirine damdan düşerek yaralanan kişilerde kafa travması, beyin kanaması ve felç riskinin yüksek olduğunu söyledi.

"Kol ve bacak kırılmalarında tedavi mümkünken, kafa travması ve beyin kanamasında hayati tehlike artıyor" diyen Alan, yüksekten düşmeye bağlı oluşan karaciğer, dalak ve akciğer yırtılmalarının da iç kanamaya neden olduğunu belirtti.

Alan, "Bu tür kazalara karşı damda yatılan yerin etrafında düşmeyi engelleyecek önlemler alınmalı" diye konuştu.

Gece damda yatmanın bir gelenek haline geldiği bölgede ölümlü kazalara rağmen çok sayıda aile damda uyumayı sürdürüyor.

"Açık havada uyumaya alıştık"

Mardin'de yaşayan Halil Erkar, yıllardır ailece açık havada uyuduklarını söyledi.

"Açık havada uyumaya alıştık" ifadesini kullanan Erkar, şunları dile getirdi:

"Damda yemeğimizi yedikten sonra çay içip yakınlarımızla sohbet ediyoruz. Evimizin bir tarafında Mardin Kalesi, diğer tarafında Mezopotamya Ovası var. Bu müthiş manzara eşliğinde uyuyoruz" şeklinde konuştu.

Adem Demirtaş da damda daha önce yere serdikleri yataklarda uyuduklarını ancak haşerelerden korktukları için artık sedirlerde yattıklarını belirtti.